reklam

07 Mart 2005 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Mimar Sinan’ın eseri “Kırk Çeşme Suları”

Kanûnî ile Mimar Sinan İstanbul’un su meselesini konuşuyordu: -Mimarbaşı, halkımız su ihtiyacı içinde. Bir at yükü suya çok miktar akçe ödüyorlar. Acaba çare nedir?

-Sultanım, ben çevreyi bir inceleyeyim ondan sonra size bir cevap veririm.
Ve Sinan Ağa atına biner, yanına yardımcılarını da alır, Çekmece’den başlayarak kıyılan dolaşır... Beşiktaş’a kadar İstanbul’un kıyılarında, dereleri, akan suları tespit eder. Bu sular İstanbul’a nasıl getirilebilir, bunun günlerce hesabını yapar ve Kanûnî’nin huzuruna çıkar. Sultan sorar:

Kanûnî bir ferman çıkarır
Mimarbaşı, su meselesini çözmek mümkün müdür?
-Beli (evet) sultanım, mümkündür, ancak; altın dolu keseleri uç uca dizerseniz bu işi hallederiz.
-Mimarbaşı İstanbul’a su getirmek mümkünse ben keseleri uç uca değil, yan yana dizmeye razıyım!..
Bunun üzerine Mimar Sinan kolları sıvar ve İstanbul’un dışındaki suları Kağıthane civarında belli yerlerde toplar, oradan da dere içlerine büyük geçitler yaparak İstanbul’a getirir ve şehrin belli meydanlarında umumi çeşmeler yaparak suyu akıtır. Bu çeşmelerin tamamı da kırkı bulur. Ve “Kırk Çeşme Suları” akmaya başlar.

Su böylesine pahalıya geldiği ve kıymet kazanmaya başladığı için Kanûnî bir ferman çıkarır:
“İstanbul meydanlarındaki umumi çeşmeler halkın malıdır. Hiç kimse bu çeşmelerden gizlice yeraltından evine su alamayacaktır.”

Ancak Sinan istisna!..
Bu umumi kaidenin bir istisnasını da koyar Koca Sultan. O da özel olarak Sinan’a iletilir. Denir ki:
“Sen İstanbul’a böylesine güzel bir çalışma sonunda ‘Kırk Çeşme Suları’nı getirdin. Evine özel olarak bir lüle su alabilirsin...”
Böylece Mimar Sinan evinde özel suyu olan tek kişi olur...
Aradan yıllar geçmiş, Kanûnî vefat etmiştir, yerine başka padişahlar geçmiştir. Ve Sinan 99 yaşına gelmiştir. Yalnız yaşamaktadır... Bir gün kapısına birisi gelip tıklatır. Kimdi acaba bu meçhul adam?!.

İstanbul’a su getiren Sinan’ın suyu kesildi!
Kapıdaki meçhul adam Koca Sinan’a kendisini tanıtır: -Efendim, ben Topkapı Sarayı postacısıyım. Sizi Divana çağırıyorlar. Herhalde bir soruşturmaya tabi tutulacaksınız!..

Sinan Ağa, “Acaba Saraya niye çağrılıyorum?” diye bastonuna dayana dayana gider. Divana girer, orada bir soruşturma heyeti kurulmuştur. Sinan’a şöyle derler:
-Sinan Ağa, hakkında şikayet var. ‘Hiç kimse evine özel olarak su almasın’ diye padişah fermanı olduğu halde, sizin evinizde özel bir yolla su alınmış!
-Evet, Kânûnî hazretleri İstanbul’a yaptığım, su hizmetinden dolayı sadece benim şahsıma müsaade etmişti.

“Ferman nerede?”
-O halde fermanı görelim!
-Ben o zaman Cihan Padişahından ferman istemeye hicap edip almamıştım.
Divan müşkül durumda kalır, konuşmalar olur:
-Sinan büyük hizmetler etmiştir, evinde suyu aksın!
Oradan başkaları cevap verir:
-Bu Âl-i Osman’a hizmet eden sadece Sinan mı? Sinan gibi daha nice hizmet edenler vardır. Ya onların da evine özel su verilsin, ya da Sinan’a da bu ayrıcalık tanınmasın.

Divanda uzun tartışmalar olur ve karar açıklanır:
“Diğer hizmet edenlerin de evine su bağlanamayacağına göre, Sinan’a verilen su kesilmeli, fakat şimdiye kadar kullandıkları için bir cezaya mucip olmamalıdır!..”

Susuz evde vefat eder!
Bu karardan sonra Koca Sinan evine gelir. Üzgün, bezgin, fakat fazla müteessir değil. Çünkü o, hizmetini Allah için yapmıştır. Kendisine bir ayrıcalık tanınsın, özel bir mükafat verilsin diye değil...
Mübarek 100 yaşına girerken hastalanır yatağa düşer. Ne hikmettir bilinmez, İstanbul’a su getiren Sinan, susuz evde vefat eder! Ne diyelim; Allahü teala ona “Kevser suyu”nu nasip etsin...
Türkiye

 

Mart 2005 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30 31      
diğer aylar için tıklayın

Kitap

Genç Çizgiler 2004
Editör: İdil Erkol
Grafik Tasarım: Aslı Ayhan

Arkitera Mimarlık Merkezi Yayınları

Ücret: 20 milyon TL
(20 YTL).
Dağıtım ve kargo masrafları dahil.

  

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz