Kars dönüşümün
eşiğinde
Yeni açılan Kars Kültür Merkezi, bir
büyük dönüşümün ilk adımı. Osmanlı Mahallesi'ni ayağa kaldıracak çalışmalara
başlayan kent, Kafkaslar'ın buluşma noktası olmaya hazırlanıyor
Şubatın son günlerinde basında yer alan
"36 ülkenin büyükelçileri Kars'ta buluştu" haberlerinin gölgesinde kalan
gelişmeler vardı. Büyükelçiler, gazeteciler, sivil toplum kuruluşlarının
çalışanları iki önemli proje için Kars'taydı. Birincisi Anadolu Kültür ile Kars
Belediyesi'nin birlikte açtıkları KSM (Kars Kültür Merkezi). Diğeri ise Kars
Tarihi Osmanlı Bölgesi Koruma Projesi.
KSM, merkezin dışındaki sanat ve kültür
üretimini canlandırmayı amaçlayan Anadolu Kültür'ün attığı ikinci önemli adım.
İlk adım Diyarbakır Sanat Merkezi, iki yıl önce açılmıştı. Bu kez Anadolu
Kültür, Kars Belediyesi ile işbirliğine gitmiş. Çünkü Kars'ta Diyarbakır'da
olduğu gibi heyecanlı, talepkâr, büyük bir potansiyel yok. Kars halkının,
gençlerinin harekete geçirilmesi gerekiyor. Belediye de bu işe talip. KSM'nin
bir galerisi, 300 kişilik çok amaçlı bir salonu ve atölye çalışmalarının
düzenlenebileceği bölümleri var.
Fotoğraf atölyesi hemen çalışmaya
başlayacak. Sergi salonu da eski ve yeni Kars fotoğrafları sergisiyle açıldı.
Önümüzdeki günlerde merkez, Ankara Sinema Derneği, Tarih Vakfı, Uçan Süpürge
gibi kuruluşların katkısıyla canlanacak.
Eski Kars'ın canlandırılması ise kentin
yüzünü değiştirecek bir proje. Kars Belediyesi'nin bu projede birinci ortağı,
gerekli kaynağı da sağlayacak olan Global Heritage Fund. Çeşitli üniversiteler,
sivil toplum kuruluşları ve Kültür Bakanlığı'nın da desteklediği projenin
koordinasyonunu yine Anadolu Kültür üstlenmiş. Proje kapsamında Kars'ın eski
yerleşimini ağırlayan 'Osmanlı Mahallesi' yenilenecek ve metruk, terk edilmiş
görüntüsünden kurtarılacak. Kentin en eski yapılarından Ermeniler tarafından
yapılmış 12 Havariler Kilisesi de, Kars Kalesi de, 500 yıllık Osmanlı köprüsü,
sarayı, hamamları ve eski Kars evleri de burada. Bu yapı topluluğu Selçukluları,
Ermenileri, Rusları, Osmanlı'yı ve Cumhuriyet Türkiyesini bir araya getiren bir
doku oluşturuyor.
Kars'ı tüm Anadolu kentlerinden farklı
bir görünüme büründüren Rus yapıları da proje kapsamında restore edilecekler.
Ama projenin odağı olan Kale'nin eteklerinde, sosyal hayatı canlandıracak,
hedeflenen ticari ve kültürel hareketliliği omuzlayacak bir cazibe merkezi
oluşacak. Örneğin bugün dört duvarı kalmış Beylerbeyi Sarayı'nın turizme,
Havariler Kilisesi'nin kültüre merkez olması, eski evlerin pansiyona
dönüştürülmesi, Osmanlı'nın yaptırdığı taş köprü ile Rusların çelik köprüsü
arasında kalan dere kenarının sosyal alanlara dönüştürülmesi planlanıyor.
Tüm bunların yapılması için de
Maliye'den ödenek ayrılması filan beklenmiyor. İşin püf noktası da galiba
burada. Kars, sivil toplum kuruluşlarının yeni dünya düzeninde oynadıkları rolün
farkına varmış. Uluslararası sivil toplum kuruluşlarının dikkatini çekmek,
gerekli ön hazırlıkları, başvuruları, koordinasyonu sağlayıp yabancı kaynakları
bölgeye transfer etmek gibi becerilmiş. Bütün bu dönüşümün arkasındaki isim ise,
son zamanlarda entelektüel çevrelerde bir efsane halini almaya başlayan sempatik
belediye başkanı Naif Alibeyoğlu. Kısacası serhat şehrimiz Kars, kabuğunu
yırtmaya kararlı.
Kafkaslar'a açılan kapı
Karslılar, Kafkas ülkelerinin buluşma noktası olarak, 80'lerde yaşadıkları
erozyonun etkilerini ortadan kaldırıp eski zengin ve kültürlü kent kimliğine
yeniden kavuşmak niyetinde. Kenti gündemde tutacak, uluslararası tanınırlığı
sağlayacak her tür faaliyet özenle destekleniyor. Büyükelçiler ağırlanıyor,
yabancı sanatçılar davet ediliyor... Kafkaslar'la ilgilenen herkese, bölgeye
açılan kapının burada olduğu anlatılıyor. Tabii iddialı bir rol biçiyor kent
kendine.
Bu rol için gerekli altyapıyı Gürcülerin, Ermenilerin, Rusların, Türklerin,
Kürtlerin kesiştiği geçmiş sağlıyor. Savaşlar ve yıkımlarla hatırlanan bu
geçmiş, belki de yeniden yazılacak.
Karslılar, özellikle Ermenilere karşı
geliştirilen ulusalcı refleksi bir yana bırakmaya çalışıyorlar. Ani, artık bir
tabu, bir yasak bölge değil mesela. Ermeni sınırının hâlâ kapalı olması, Kars'ın
önündeki en büyük engel. Bu engelin aşılacağı güne hazırlanan kent, bir anlamda
üzerine çekidüzen veriyor; çokkültürlü geçmişini gururla sergileyecek bir
dokuyu, festivalleri, kongreleri, ticareti ağırlayacak altyapıyı kuruyor.
KSM'nin açılmasıyla bu dev projenin ilk adımı tamamlandı. Anadolu Kültür'ün kısa
sürede tüm yazarların, sanatçıların, bilim adamlarının dikkatini bu kente
çekeceğini, uçaklar dolusu insanı oraya taşıyacağını, Diyarbakır deneyiminden
gayet iyi biliyoruz.
Radikal - Cem Erciyes |