Gökkuşağı köprüsüne
evet diyorum
Şehirlere bir nebze ‘muziplik’ yakışır
mı? Yakışmaz mı?Bence yakışır...Hem yakışır, hem şehirlerin pek güzel reklamı
olur.
Bulgar asıllı Amerikalı sanatçı
Christo, muzipliklerinde şehirlere suç ortaklığı yapan bir sanatçı.
Paris’te Pont-Neuf köprüsünü, Berlin’de
Bundestag binasını giydirmiş.
Üzerilerine özel olarak dokunmuş bir
giysi geçirmiş resmen.
‘Muziplikleri’ karısı Jeanne-Claude ile
birlikte tasarlayıp gerçekleştiren Christo en son New York’ta Central Park’ta
‘Kapılar’ projesini gerçekleştirmiş.
Central Park’ı dd 7 bin 500 adet safran
rengi perdeyle çepeçevre kuşatmış.
Geçenlerde New York’tan dönen bir
arkadaşıma sordum, Central Park’ta olup bitenleri gördü mü, diye.
Görmüş.
Karlı bir günde, rüzgarda dalgalanan
perdeler arasında dolaşmak hoşmuş.
Uzaktan bakınca, aralarında 3,5
metrelik bir mesafe olan perdeler aynen bir ırmak gibi görünüyormuş.
16 gün boyunca New Yorklulara bambaşka
bir Central Park göstermeyi başaran Christo projenin tüm giderlerini kendi
karşılamış.
Sponsor filan yok.
Sadece New York Belediye Başkanı
Michael Bloomberg ile bir kontrat imzalanmış.
Baktım da, Christo’nun 16 günlük bu
projesi nedeniyle New York günlerden beri gazetelerin baş köşelerinde.
Gerçi New York’un fazla bir tanıtıma
ihtiyacı yok ama yine de gündemde olmanın hiçbir zararı yok.
İstanbul'a yakışır
İstanbul da böyle bir projeyle dikkatleri üzerine çekseydi fena mı olurdu
diyeceğim ve sözü uzun yıllardan beri şehrimizde yaşayan İngiliz ressam Ned
Pamphilon’a getireceğim.
Ned Pamphilon, buraya gelen pek çok
yabancı gibi İstanbul’a ilk görüşte aşık olanlardan.
Gelir gelmez buraya vurulmuş ve burada
kalmış.
Bir gün Boğaziçi Köprüsü’nün altında
tekneyle geçerken gördüğü ‘grilik’ canını sıkmış ve ‘Bu köprünün altını
gökkuşağı renklerine boyamak gerek’ diye düşünmüş.
6-7 yıldan beri hayali bir ‘Gökkuşağı
Köprüsü’...
Hafta başında Marmara Pera’da yeni
sergisinin açılışında Ned Pamphilon ile tanıştım.
Dediğine göre, masrafı karşılayacak
sponsoru yani Alman BASF firmasını bulmuş.
Mesele izinlerde.
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu,
Bayındırlık ve İskan Bakanı Zeki Ergezen gibi bakanlar ‘Gökkuşağı Köprüsü’ne
sıcak bakmışlar.
Ne ki, Boğaziçi Köprüsü’nün bağlı
olduğu Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü projeye karşı çıkmış.
Eşcinsel korkusu
Fısıltı gazetesine bakılırsa, ‘gökkuşağı’nın eşcinsellerin bir nevi sembolü
olduğu gerekçesi de yatıyormuş bu karşı çıkmada.
Efsaneyi hepiniz bilirsiniz...
‘Gökkuşağı’nın altından geçenler
cinsiyet değiştirirmiş.
Kadın erkek, erkek de kadın olurmuş..
Gökyüzündeki kuşağa ulaşıp altından
geçmek zor ama ‘Gökkuşağı Köprüsü’ öyle değil.
Köprünün altından geçerken cinsiyet
değişikliğine uğrama tehlikesi daima mevcut.
Şaka bir yana boğazın üzerinde
gökkuşağı renklerini bir gözünüzün önüne getirin...
Yağmurdan sonra bulutların arasından
güneşi müjdeleyen gökkuşağının renkleri yakışmaz mı denizin üzerine?
Kendi payıma ‘Gökkuşağı Köprüsü’ne
‘Evet’ diyorum.
Polisler kadınları dövdüğünde...
Avrupa sopasını kaldırdığında...
Güneşi özlediğimde gözlerimi sadece ona
dikmek için ‘Gökkuşağı Köprüsü’ne ‘Evet’ diyorum.
Hürriyet - Gila Benmayor |