reklam

14 Mart 2005 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Divriği Ulucamii’nin yok olan taş bezemeleri tezhipte yaşıyor

UNESCO’nun ‘Dünya Mirası’ listesinde yer alan, mimarisi ve bezemeleriyle ‘şaheser’ kabul edilen Divriği Ulucamii’nin motifleri, geleneksel Türk sanatlarına ilham kaynağı oldu. Süheyl Ünver Nakışhanesi’nden 30 sanatçı, her geçen gün biraz daha yıpranan, bezemeleri yavaş yavaş yok olan bu benzersiz tarihî eseri yaşatmak için bir araya geldi.

Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’in çizimlerinden ve yapının eski fotoğraflarından yola çıkan sanatçılar, cami ve darüşşifasının eşsiz motiflerini; tezhip, minyatür, katı, çini ve kabartma tekniğiyle yeniden yorumladı. İlk bakışta yalın ve basit gibi görünen; ancak dikkatlice bakıldığında ortaya çıkan binlerce desen, orijinalliği bozulmadan ahenk, incelik ve zarafetiyle, tezhip sanatı usullerince yeniden çizildi. Ulucami ve Darüşşifa’nın devasa ve zengin taş tezyinatı, minyatür boyutlarında tezhibe dönüştürülürken, altınlama, tahrir ve renklendirme gibi değişik tarzlar kullanıldı. Nakışhane sanatçılarının uzun süre emek vererek ortaya çıkardığı bu eserler, Yıldız Sarayı IRCICA Sergi Salonu’nda sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Yer darlığından dolayı ancak 130 eserin alındığı “Süheyl Ünver Nakışhanesi Yorumuyla Divriği Ulucamii ve Şifahanesi Taş Bezemeleri” sergisi, 17 Mart’a kadar ziyaretçilerini bekliyor.

Divriği Ulucamii ve Darüşşifası denilince, yapının görkemli kapıları ve bu kapıların etrafında sıralanan binlerce motif akla geliyor. Caminin üç kapısından en önemlisi olan Tac Kapı’nın iki kanadında simetri izlenimi vererek arka arkaya sıralanan yüzlerce motif, görenleri hayran bırakacak bir güzelliğe sahip. ‘Cennet Bahçesi’ni andırdığı ifade edilen yüzlerce bitki motifinin çoğu, bakımsızlıktan, ihmalden ve tabiat şartlarından dolayı yıpranmış, bazıları da artık yok olmuş durumda. Tezhip ve minyatür sanatçıları tarafından yeniden yorumlanan eserler arasında, bugün artık taş yapı üzerinde yer almayan birçok motif de bulunuyor. Yine caminin batı yönünde bulunan Çarşı Kapısı’nın süslemeleri de tıpkı Tac Kapısı’nda olduğu gibi aşınmış. Eşsiz desenlerle bezeli süslemelerinden dolayı “Tekstil Kapı” denilen bu kapının sağında ve solunda yer alan kudret ve egemenlik simgesi çift başlı kartallar (aynı zamanda Selçukluların sembolü) da yok olmak üzere.

Süheyl Ünver Nakışhanesi’nce hazırlanan sergide, ‘Selçuklu Kartalı’ da karakalem, suluboya, tezhip, çini ve minyatür tekniğiyle yapılmış çalışmalarla yeniden hayata gülümsüyor. Şifahane kapısının hemen sol tarafında yer alan ve yüz yüze bakan iki insan figürünün yer aldığı taş bezeme ne yazık ki artık yok. Ancak Süheyl Ünver’in çizimlerinden yola çıkan Şermin Ciddi, taş bezemeyi aslına uygun olarak yeniden resmetmiş. Böylece bu tablo, hem eserin restorasyonu sırasında göz önünde bulundurulacak bir tarihî belge olarak kayda girmiş bulunuyor hem de yok olan bir figürü arşivliyor. Şifahane kapısındaki bitki bezemesinin üzerinde yer alan; ancak bugün tahrip olmuş kadın başı, tezhip sanatçısı Gülbün Mesara’nın çizimiyle hayata döndürülmüş.

Anadolu’da bir eşi bulunmayan ve dünya sanat tarihinin de en ilginç yapılarından biri kabul edilen Divriği Ulucamii ve Darüşşifası, eşsiz bezemeleri ile dönemin taş işçiliğini aşan bir anıt niteliğinde. Bugüne kadar pek çok araştırmaya konu olduğu halde nasıl yapıldığı çözülemeyen ve bundan dolayı da ‘Divriği mucizesi’ ya da ‘Divriği muamması’ denilen bu üslup, Selçuklu döneminin sanat ve zenaat anlayışını ortaya koyan ‘ansiklopedik bir birikim’ niteliği taşıyor. Gülbün Mesara, Nusret Çolpan, İlhan Gökşen ve Jale Yavuz gibi ustaların yönetimindeki Süheyl Ünver Nakışhanesi sanatçıları, ‘Divriği mucizesi’ni klasik Türk sanatı çeşitli dallarına uygulamak için yıllardır uğraş veriyor.

Divriği’yi kurtarma projesi nihayet ihaleye çıkıyor
Divriği Ulucamii ve Darüşşifası’nın yeniden görkemli günlerine dönüştürülmesi için nihayet somut bir adım atıldı. Yapının restorasyon projesini, Sivas Valiliği 14 Mart 2005’te ihaleye çıkarıyor. 2001 yılından beri Kültür Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü arasında süren görüşmelerin uzaması üzerine, Sivas Valisi Dr. Hasan Canpolat, konuyu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’e iletmişti. Hükümet, 2005 bütçesinden eserin restorasyonu için 2,3 trilyon ayırdı. Üç aşamalı olarak uygulanacak planın ilk ayağında, eserin zemin ve yapı problemleri ile bezemelerinin restorasyonu ele alınacak. Daha sonra cami etrafındaki ona yakın Selçuklu ve Osmanlı eseri de onarılacak. Son olarak da Divriği Evleri, aslına uygun biçimde restore edilerek Safranbolu benzeri bir turizm merkezi oluşturulacak. Cami ve darüşşifasının eşsiz motiflerini; tezhip, minyatür, katı, çini ve kabartma tekniğiyle yeniden yorumlayan sanatçıların eserleri, tarihi birer vesika hüviyeti taşıyor.
Zaman - Abdullah Kılıç

 

Mart 2005 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30 31      
diğer aylar için tıklayın

Kitap

Suyun Altında Yerin Üstünde
Editör: Pınar Gökbayrak
Grafik Tasarım: Aslı Ayhan

Arkitera Mimarlık Merkezi Yayınları

Ücret: 30 milyon TL

(30 YTL). Dağıtım ve kargo masrafları dahil.

  

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz