İzmir Hükümet Konağı
Dikkat ederseniz, kentlerimizde 19.
yüzyıl başlarından daha eskiye ait devlet binaları yoktur. Adliye, Hükümet
Konağı ve benzerleri gibi kamusal hizmet binalarının kentsel yapı stoku içinde
yer almaya başlamaları, Osmanlı Devleti'nin modernizasyon sürecinin
sonuçlarından birisidir. Bu yapılar, İlber Ortaylı'nın dediği gibi üniformalı
binalardır. Ortaylı'nın böyle tanımlamasının sebebi devletin gücünü, haşmetini
ve iktidarın varlığını topluma iletmeleridir tahmin edileceği gibi. Batılı
çağdaşları gibi modern bir monarşi olma yolunda 19. yüzyıl başlarında merkez
örgütünde reformlar yapan Osmanlı, aynı şekilde taşrada da bürokratların
görevlerini yaparken kullanacağı binalar inşa ettirir. Fakat zannedildiği gibi
bu kolayca ve hızlı bir şekilde olmaz. Ülkemizdeki pek çok Hükümet Konağı ve
diğer hizmet binalarının yeni işlevlerine uygun bir şekilde inşa edilmeleri, 19.
yüzyılın ikinci yarısına denk düşer. İzmir Hükümet Konağı da bu sürecin iyi
örneklerindendir.
Konak kimin mülküydü?
Hükümet Konağı'nın, İzmir'in ünlü ayanlarından Katipoğlu Ailesi'ne ait olduğu,
yaygın olarak dile getiriliyor bilindiği üzere! İzmir tarihiyle ilgili
kitaplarda, bilimsel dergilerde ve gazetelerde İzmir tarihi hakkında yazan
uzmanların(!) yazılarında, bu tespit sürekli tekrar ediliyor. Aslında baştan
söylemeliyim, ki İzmir Hükümet Konağı'nın arsası 1713'te Petervaradin savaşında
ölen Osmanlı sadrazamı Şehit Ali Paşa'nın vakıflarındandır. Bu konuda mutlaka
vurgulanması gereken bir başka bilgi de mevcut. Hükümet Konağı'nın yeri ve bugün
Konak Meydanı'nın büyük kısmı Şehit Ali Paşa ve Damat İbrahim Paşa vakıflarının
mülkiyetiyken, devlet arazisine dönüştürülmüştür. Şehid Ali Paşa'nın vakıf
arsası üzerine, o dönemdeki yaygın bir uygulamaya göre kentin yöneticilerinin
görevlerini yürütecekleri bir konak yaptırılmıştı. Konak inşa edilirken Ali Paşa
vakfına yıllık yer kirası olarak 300 Osmanlı kuruşu, üzerindeki konak için
işgaliye bedeli olarak da 900 Osmanlı kuruşu icar ödeneceği sözleşmede
yazılmıştı. Bu bina Voyvoda Konağı diye tanınacaktır. Voyvoda, 18. yüzyılda
askeri ve idari yönetici anlamında kullanılan kelimelerden birisidir; Osmanlı
söylemine Balkan dillerinden girdiği de biliniyor. 1827-29 yıllarında Sarı Kışla
inşa edilirken şehir içinde uygun arsa bulunamadığı için, Ali Paşa ve Damat
İbrahim Paşa vakıflarının, söz konusu alandaki işletmeleri ve arazisini devlet
istimlak etti.
Neden katipoğlu ailesi
Katipoğlu Ailesi, diğer ayan aileleri gibi 1810-1820 yılları arasında devlet
tarafından tasfiye edildi. Taşra yönetimini fiilen ve meşru olarak ellerinde
bulunduran ayanların, merkezi iktidar karşısındaki ürkütücü güçleri ve devletle
yaşadıkları çatışmalar, en sonunda II. Mahmut'u bu büyük tasfiye hareketine
yöneltmişti. Katipoğlu Mehmet Ağa da canını kurtarmak için kaçtığı Midilli'de
yakalanarak boğduruldu ve mallarına devlet tarafından el konuldu.
Onun resmi görevi 'İzmir Voyvodalığı'
idi. İşlerini Voyvoda Konağı'nda yürütüyordu. Yani sonradan Hükümet Konağı
olacak binada! İzmir Voyvodalığı birkaç kuşak boyunca bu ailenin uhdesinde
kaldığından, Konak ailenin adıyla özdeşleşmişti. Halbuki, ailesinin yaşadığı
kendi konaklarından birisi ve büyük olanı şimdiki Eşrefpaşa ile Bozyaka arasında
o zaman bomboş olan arazide dönümlerce bahçe içindeydi. Bu bölgeye günümüzde de
Katipoğlu denildiğini belirtmeye gerek yok sanıyorum. Ailenin mülkü olan ve
yazlık olarak kullandığı diğer konak ise Karataş'ta daha sonra askeri hastane
olacak binanın yerindeydi. 1828 yılına ait Maliye Defteri'nde bu bilgiler
bulunmaktadır ancak yazısı son derece zor bir siyakat hattıyla kaleme
alındığından, her Osmanlıca biliyorum diyenin okuyabileceği kadar kolay
değildir!
Konağın ilk binası
Voyvoda, mütesellim ve muhassıl konakları devlet tarafından değil, kent
ahalisinden toplanan parayla yaptırılırdı. Yine kentin ayanı da, zengin olması
ve devletle ilişkileri gereği bu konakların masrafını karşılayabiliyorlardı. En
kötü tahminle İzmir'deki Voyvoda Konağının yapımına Katiboğulları finansal
destek sağlamışlardır demek mümkündür belki! Ama konak onların mülkü değil, yani
devlet malıdır. Dört kez tamirat geçiren Voyvoda Konağı, Hükümet Konağı olarak
1868-69 yılına kadar kullanılır. Ancak, İzmir'in vilayet merkezi olmasının,
getirdiği idari sorunlar karşısında yetersiz kaldı. Ayrıca deprem nedeniyle
tahribata uğraması da, yeni bir Hükümet Konağı yapılması düşüncesini
güçlendirdi. 1868-1869 yılında yıktırılarak yerine şimdiki Hükümet Konağı'nın
aslı olan bina yaptırıldı. 1872 yılında biten inşaat sonunda, 1970 yılında
yaşanan yangına kadar kullanılan bina ortaya çıktı. 1970 ağustosunda yanındaki
İdadi/Adliye binasıyla birlikte yanan hükümet konağının bazı kısımları,
restorasyon sırasında yaptırılmadı. Şimdiki bina, ilk binadan farklıdır bu
nedenle. 1869-1872 arasındaki inşaat sırasında vali ve maiyeti, memurlar ve
meclisler çalışmalarını Reşadiye'deki Sadullah Efendi Konağı'nda yürütmüşlerdir.
Atlamadan belirtelim, burada sözü edilen Reşadiye, bir zamanlar Güzelyalı semti
için kullanılan Reşadiye değildir. O yıllarda Güzelyalı meskun değildir. Zaten
akıl karı da değildir, o günkü ulaşım imkanlarıyla valiliğin Güzelyalı'da hizmet
üretilebileceğini düşünmek! İnşaat sırasında, vilayet işlerinin geçici olarak
yürütüldüğü Sadullah Efendi konağı, Mezarlıkbaşı'na çok yakın bir yerde
bulunmaktadır.
Akşam |