Yarışma boşa mı
gidecek?
21. Dünya Mimarlık Kongresi için
düzenlenen tasarım yarışması sonuçlanalı yedi ay oldu, ama birinci seçilen
projenin müellifiyle henüz sözleşme imzalanmış değil.
Temmuz başında İstanbul'da düzenlenecek
21. Dünya Mimarlık Kongresi'nin Türkiye mimarlık ortamına çok büyük katkısı
olacak. Zira toplam 100 milyar lira ödül dağıtılan Kongre Vadisi Tasarım
Yarışması sonuçlandıktan sonra yaşananlar, Türkiye'deki mimarlık kültürünün
yaygınlaşması için daha çok fırın ekmek yememiz gerektiğini ortaya koyuyor.
Yarışma sonuçlanalı neredeyse yedi ay oluyor ama birinci seçilen projenin
müellifi mimar Fatih Erduman'la hâlâ bir sözleşme yapılmış değil.
Şunun şurasında kongreye üç buçuk ay
kaldı. Mimarlık çevrelerinde, Erduman'ın 'vinçli' projesinin uygulanmayacağı
konuşuluyor. Fakat genç mimara bu yönde de bir bildirim yapılmamış. Uluslararası
Mimarlar Birliği (UIA) çatısı altında düzenlenecek UIA 2005 İstanbul'un
Organizasyon Komitesi Mali-İdari yöneticisi Şefik Onat, İstanbul Belediyesi'nden
yazı beklediklerini, bu konudaki kararı Mimarlar Odası'nın açıklayacağını
belirtiyor. ODTÜ Mimarlık yüksek lisans mezunu 31 yaşındaki Erduman'la bugüne
kadarki süreci konuştuk.
Projenizin birinci seçilmesinden
bugüne yaklaşık yedi ay geçti. Bu süreçte neler oldu?
Bu sürede normal olarak olması gerekenlerin hiçbiri gerçekleşmedi. Dünya
mimarlık kongresini düzenleyecek bir ülkede neler olmaması gerekiyorsa onlar
oldu. Yarışmanın şartnamesine göre birinci projenin seçilmesinin hemen ardından
yapılacak olan iş, Mimarlar Odası'nın projeyi uygulayıp uygulamama konusundaki
kararını vermesi ve uygulanacaksa derhal müellif mimarla bir sözleşme
yapmasıdır. Ne var ki, geçen yaklaşık yedi aylık süre
içerisinde Mimarlar Odası hâlâ bu kararı verebilmiş ve sözleşme yapılmasını
sağlayabilmiş değil. Konuya ilişkin olarak bana gönderilen resmi bir yazı,
açıklama da yok.
Ödülünüzü Mimarlar Odası Başkanı
Oktay Ekinci'nin elinden almıştınız. Ama Ekinci'nin yarışmanın amacına
ulaşmadığını ve birinci seçilen projeye yönelik eleştirileri kamuoyuna yansıdı.
Ne düşünüyorsunuz?
Evet. Oktay Ekinci'nin başkanı olduğu bir kurumun düzenlemiş olduğu yarışmaya
karşı göstermiş olduğu tutum ve müellife olan yaklaşımı mimarlık kamuoyunda
büyük çaplı bir tartışma yarattı. Mimarlık topluluğu bu projenin uygulanması
gerektiği, buna öncelikle de Mimarlar Odası'nın saygılı olmasının zorunlu olduğu
konusunda birleştiler. Mimarlar Odası'nın bu yarışma için oluşturduğu jüri
Ekinci'yi ciddi bir şekilde kınayan bir açıklama yayımladı.
Nitekim bu tepkilerin sonunda Mimarlar
Odası nihayet somut bir adım atarak yarışmanın sonuçlanmasından yaklaşık beş ay
sonra, yani 1 Şubat 2005 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile bir
protokol imzalayabildi. O güne kadar yapılan açıklamalarda bizimle sözleşme
yapılamamasının nedeni olarak bu protokolün imzalanamamış olması gösterilmişti.
Bu gelişme karşısında İstanbul
Büyükşehir Belediyesi ile masaya oturdunuz mu?
16 Şubat'ta belediyeyle görüştük. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir
Topbaş adına konuyu takip eden belediyenin imar komisyonu üyesi Ulvi Günpınar
bize hiç beklemediğimiz bir teklifte bulundu. 4 Kasım'da her türlü müzakereye
açık olarak vermiş olduğumuz ilk teklifimizi yüksek bulduklarını, zaten proje
hizmetleri için belediyenin herhangi bir bütçesi olmadığını belirttiler. Bu
şartlar altında bizden projeyi bedelsiz olarak yapmamızı istediler. Bununla
birlikte bütçede yapacakları birkaç kaydırma ile 20 bin YTL'ye kadar proje
bedeli ödeyebileceklerini söylediler. Bizim böyle bir teklifi kabul edecek
durumumuz yoktu.
Görüşmeler sonucunda ortaya çıktı ki
belediye konuya hâkim değil, yapmış olduğumuz sözleşme taslağını dahi
okumamışlar. Ayrıca ne Mimarlar Odası, ne de UIA Organizasyon Komitesi
belediyeyle bu projenin uygulanmasına yönelik bir yapılanma oluşturmadığı
anlaşıldı. Hemen ertesi gün yeni bir teklif sunduk. Bizden hemen işe başlamamızı
isteyen belediye aradan geçen bir ay boyunca halen bir yanıt verebilmiş değil.
Mimarlar Odası'ndan da ses yok.
Anlattığınız süreç gösteriyor ki
projeniz büyük ihtimalle uygulanmayacak. Sizce neden?
UIA Organizasyon Komitesi'nin ve Mimarlar Odası'nın organizasyonsuzluğu ve
proje yönetimindeki sorunlar sadece bu projeye bağlı olarak değil diğer
konularda da zaten ortaya çıkmış durumda. Diğer yandan sadece ben değil,
mimarlık kamuoyunun büyük bir kesimi projenin bu kurumlar tarafından
kavranamadığı görüşünde.
Bir de Mimarlar Odası ile kongre
organizasyonunu yapacak konsorsiyum firması ISEVV arasındaki ilişki. UIA 2005'in
Bilim Komitesi üyesi Doğan Hasol'un Yapı dergisinde yayımlanan makalesinde
Mimarlar Odası'nın ISEVV ile yaptığı anlaşmanın tutarsız olduğu, odanın
istemeden de olsa ISEVV'in dümen suyuna girdiği ifade edilmekte. Biz de daha
önce ISEVV ile yapılan sözleşmenin içeriğinin kamuoyuna açıklanmasını
söylemiştik.
Yaşadığınız bu süreç size neler
düşündürdü?
UIA 2005 arifesinde Türkiye'de daha yapmamız gereken çok şey var. Dünya
Mimarlık Kongresi'ni düzenlemeye hazır olmak mimarlık kültürünü tüm açılımları
ve etik değerleri ile birlikte samimiyetle içine sindirebilmiş olmayı
gerektirir.
Radikal - Erkan Aktuğ |