reklam

24 Mart 2005 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Yarışma boşa mı gidecek?

21. Dünya Mimarlık Kongresi için düzenlenen tasarım yarışması sonuçlanalı yedi ay oldu, ama birinci seçilen projenin müellifiyle henüz sözleşme imzalanmış değil.

Temmuz başında İstanbul'da düzenlenecek 21. Dünya Mimarlık Kongresi'nin Türkiye mimarlık ortamına çok büyük katkısı olacak. Zira toplam 100 milyar lira ödül dağıtılan Kongre Vadisi Tasarım Yarışması sonuçlandıktan sonra yaşananlar, Türkiye'deki mimarlık kültürünün yaygınlaşması için daha çok fırın ekmek yememiz gerektiğini ortaya koyuyor. Yarışma sonuçlanalı neredeyse yedi ay oluyor ama birinci seçilen projenin müellifi mimar Fatih Erduman'la hâlâ bir sözleşme yapılmış değil.

Şunun şurasında kongreye üç buçuk ay kaldı. Mimarlık çevrelerinde, Erduman'ın 'vinçli' projesinin uygulanmayacağı konuşuluyor. Fakat genç mimara bu yönde de bir bildirim yapılmamış. Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) çatısı altında düzenlenecek UIA 2005 İstanbul'un Organizasyon Komitesi Mali-İdari yöneticisi Şefik Onat, İstanbul Belediyesi'nden yazı beklediklerini, bu konudaki kararı Mimarlar Odası'nın açıklayacağını belirtiyor. ODTÜ Mimarlık yüksek lisans mezunu 31 yaşındaki Erduman'la bugüne kadarki süreci konuştuk.

Projenizin birinci seçilmesinden bugüne yaklaşık yedi ay geçti. Bu süreçte neler oldu?
Bu sürede normal olarak olması gerekenlerin hiçbiri gerçekleşmedi. Dünya mimarlık kongresini düzenleyecek bir ülkede neler olmaması gerekiyorsa onlar oldu. Yarışmanın şartnamesine göre birinci projenin seçilmesinin hemen ardından yapılacak olan iş, Mimarlar Odası'nın projeyi uygulayıp uygulamama konusundaki kararını vermesi ve uygulanacaksa derhal müellif mimarla bir sözleşme yapmasıdır. Ne var ki, geçen yaklaşık yedi aylık süre
içerisinde Mimarlar Odası hâlâ bu kararı verebilmiş ve sözleşme yapılmasını sağlayabilmiş değil. Konuya ilişkin olarak bana gönderilen resmi bir yazı, açıklama da yok.

Ödülünüzü Mimarlar Odası Başkanı Oktay Ekinci'nin elinden almıştınız. Ama Ekinci'nin yarışmanın amacına ulaşmadığını ve birinci seçilen projeye yönelik eleştirileri kamuoyuna yansıdı. Ne düşünüyorsunuz?
Evet. Oktay Ekinci'nin başkanı olduğu bir kurumun düzenlemiş olduğu yarışmaya karşı göstermiş olduğu tutum ve müellife olan yaklaşımı mimarlık kamuoyunda büyük çaplı bir tartışma yarattı. Mimarlık topluluğu bu projenin uygulanması gerektiği, buna öncelikle de Mimarlar Odası'nın saygılı olmasının zorunlu olduğu konusunda birleştiler. Mimarlar Odası'nın bu yarışma için oluşturduğu jüri Ekinci'yi ciddi bir şekilde kınayan bir açıklama yayımladı.

Nitekim bu tepkilerin sonunda Mimarlar Odası nihayet somut bir adım atarak yarışmanın sonuçlanmasından yaklaşık beş ay sonra, yani 1 Şubat 2005 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile bir protokol imzalayabildi. O güne kadar yapılan açıklamalarda bizimle sözleşme yapılamamasının nedeni olarak bu protokolün imzalanamamış olması gösterilmişti.

Bu gelişme karşısında İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile masaya oturdunuz mu?
16 Şubat'ta belediyeyle görüştük. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş adına konuyu takip eden belediyenin imar komisyonu üyesi Ulvi Günpınar bize hiç beklemediğimiz bir teklifte bulundu. 4 Kasım'da her türlü müzakereye açık olarak vermiş olduğumuz ilk teklifimizi yüksek bulduklarını, zaten proje hizmetleri için belediyenin herhangi bir bütçesi olmadığını belirttiler. Bu şartlar altında bizden projeyi bedelsiz olarak yapmamızı istediler. Bununla birlikte bütçede yapacakları birkaç kaydırma ile 20 bin YTL'ye kadar proje bedeli ödeyebileceklerini söylediler. Bizim böyle bir teklifi kabul edecek durumumuz yoktu.

Görüşmeler sonucunda ortaya çıktı ki belediye konuya hâkim değil, yapmış olduğumuz sözleşme taslağını dahi okumamışlar. Ayrıca ne Mimarlar Odası, ne de UIA Organizasyon Komitesi belediyeyle bu projenin uygulanmasına yönelik bir yapılanma oluşturmadığı anlaşıldı. Hemen ertesi gün yeni bir teklif sunduk. Bizden hemen işe başlamamızı isteyen belediye aradan geçen bir ay boyunca halen bir yanıt verebilmiş değil. Mimarlar Odası'ndan da ses yok.

Anlattığınız süreç gösteriyor ki projeniz büyük ihtimalle uygulanmayacak. Sizce neden?
UIA Organizasyon Komitesi'nin ve Mimarlar Odası'nın organizasyonsuzluğu ve proje yönetimindeki sorunlar sadece bu projeye bağlı olarak değil diğer konularda da zaten ortaya çıkmış durumda. Diğer yandan sadece ben değil, mimarlık kamuoyunun büyük bir kesimi projenin bu kurumlar tarafından kavranamadığı görüşünde.

Bir de Mimarlar Odası ile kongre organizasyonunu yapacak konsorsiyum firması ISEVV arasındaki ilişki. UIA 2005'in Bilim Komitesi üyesi Doğan Hasol'un Yapı dergisinde yayımlanan makalesinde Mimarlar Odası'nın ISEVV ile yaptığı anlaşmanın tutarsız olduğu, odanın istemeden de olsa ISEVV'in dümen suyuna girdiği ifade edilmekte. Biz de daha önce ISEVV ile yapılan sözleşmenin içeriğinin kamuoyuna açıklanmasını söylemiştik.

Yaşadığınız bu süreç size neler düşündürdü?
UIA 2005 arifesinde Türkiye'de daha yapmamız gereken çok şey var. Dünya Mimarlık Kongresi'ni düzenlemeye hazır olmak mimarlık kültürünü tüm açılımları ve etik değerleri ile birlikte samimiyetle içine sindirebilmiş olmayı gerektirir.
Radikal - Erkan Aktuğ

 

Mart 2005 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30 31      
diğer aylar için tıklayın

Kentin fiziksel çevresi, sorunları ve kentli olmak üzerine görüşlerinizi Kent başlığı  altında tartışıyoruz.

Arkitera.com/forum

  

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz