Bu kadarı da olmaz!
Kaçak
yapılaşma, kamu arazisini işgal, planlara aykırı tadilat İstanbul'un her yanında
karşılaştığımız sıradan uygulamalar. Bu neredeyse ortak toplumsal tavrımız
haline gelmiş. Dahası bu konuda öyle 'sınıf farkı' falan da yok. İster zengin
olsun, ister fakir, ister eğitimli, ister kara cahil olsun, fırsatı ele
geçirdiğinde kimse 'yasa veya kural' tanımıyor. Şehir mimarisi, kamu alanına
tecavüz hiç önemli değil. Önemli olan, 'birkaç metrekare daha fazla alan veya
kat' kazanmak.
Bu konuda İstanbul'da binlerce örnek
bulmak mümkün. Ama şimdi anlatacağımız gibisini bulmak gerçekten zor. Tam da 'bu
kadarı olmaz' diyebileceğimiz bir olay. Kemer Golf ve Country Club seçkin
isimlerin üye olduğu bir kulüp. Sürekli üyelik bedeli 30 bin dolar. Yıllık
aidatı ise 2700 dolar.
Yaklaşık 600 kişi golf sahasından yararlanıyor. Golf sahasının büyük bir bölümü
de Orman Bakanlığı tarafından tahsis edilmiş... Şimdi gelelim olayın 'Bu kadarı
da olmaz' denilen yanına; Kemer Yapı ve Turizm A.Ş'nin yönetiminin, sözünü
ettiğimiz golf sahasının çevresinde yer alan villa sahiplerine, 'golf sahası
diye Orman Bakanlığı'nın tahsis ettiği alandan' kimine 200, kimine 300, kimine
de 500 metrekareye ulaşan arsa sattığı iddia ediliyor. Üstelik de tapu vermek
vaadiyle. Şaşırtıcı değil mi? Bir üye bu 'şaşırtıcı' uygulamayı şöyle anlatıyor:
"Golf yapılan yerlerde işgaller var. Golf sahasının bazı yerlerini Kemer Yapı
tapusunu vereceğim diye satıyor. Bu alanlar hem imar planında hem de projede
golf sahasına ayrılmış yerler.
Ayrıca banka borçlarına karşılık
bakanlığın tahsis ettiği bu yerleri ipotek olarak da gösteriyorlar. Bu da golf
kulübü üyeleri için ciddi bir tehlike arz ediyor. Herhangi bir şekilde
borçlarını ödeyemezse artık orada golf oynamak mümkün değil." Gerçekten ilginç
bir uygulama. Kemer Country gibi ciddi bir kurumda böylesi bir uygulamaya nasıl
izin veriliyor doğrusu anlamıyorum. Ama Kemer Golf ve Country Club üyelerinin
yaşadıkları bu tehlike karşısında kendilerini savunmak için dernek kurma
girişiminde olduklarını duyunca da şaşırıyorum. Bakalım kulüp üyeleri
dernekleşerek bu 'saha işgali'ni aşabilecekler mi? Ya da kulübün buna makul ve
mantıklı bir açıklaması var mı?
Sabah - Mahmut Övür |