97’sinde Hala
Efsaneler Yaratıyor
Aya ilk
adım atan insandan önce, emeklilik vakti gelmişti. Kazandığı en büyük ödül olan
Pritzker Ödülü’nü 80. doğumgününden sonra aldı. 90’a merdiven dayadığında da
yaptığı en önemli işlerden biri olan Rio Modern Sanatlar Müzesi açılışını yaptı.
Akışkan formlardan oluşan Modernist
yapıları dünyada asla çıkmayacak izler bıraktı ve kentsel mekanları yeniden
şekillendirdi. Oscar Niemeyer – mimar, yaşam aşığı, hayat boyu komünist, yaşayan
efsane – yüzyılını tamamlamaya yaklaşıyor.
Ama gene de zaman istirahate çekilme
zamanı değil. 97 yaşındaki Niemeyer bir mil uzunluğundaki binalar ve açık
alanlar serisinin şekillenmesini heyecanla izliyor. Rio’ya çok yakın olan
Niteroi şehrinde bulunan proje Niemeyer’e en çok heyecan yaşatan projelerden
biri.
Niemeyer Yolu denebilecek proje
bittiğinde içinde 2 katedrali, bir tiyatroyu, plazayı, bir vapur iskelesini ve
mimarın adına kurulacak vakıf binasını barındıracak. 15 futbol sahası
büyüklüğünde bir bölgede konumlanacak proje Niemeyer’in yaptığı en büyük proje
olacak. Proje tamamlandığında ise Niemeyer 100’lü yaşlarının başında olacak.
”Mimarlıkla
uğraşmaktan tarifsiz bir zevk alıyorum” diyen Niemeyer’e göre, yaşayan birinin
sadece zevk aldığı şeyi yapması gerekir. Tabi bu tanım, Le Corbusier ile beraber
Makine Çağı diye adlandırılan Modernist Mimarlık çağına damgasını vurarak,
betonarmeyi en yaratıcı biçimlerde kullanmış biri için fazla mütevazi olabilir.
Dünyadaki en tanınan Brezilyalılardan
biri olan Niemeyer, ayrıca ülkenin en sevilen ikonlarından biri. Ocak ayında
Philip Johnson’ın 98 yaşında ölmesiyle, Niemeyer yaşayan en yaşlı mimar
statüsüne sahip oldu.
Ne kadar yavaş adımlarla da olsa,
Niemeyer hala hergün ofisine gidiyor ve eskiz masasında kendisine heyecan
verecek yeni fikirler üretiyor. Elleri biraz titrese de hala sabah 9’dan akşam
5’e kadar tasarım yapıyor. Kırmızı şarabı ve ince İsviçre cigarillo’larını çok
seven Niemeyer, yaşayan arkadaşlarıyla biraraya gelip felsefi tartışmalar
yapıyor.
Yuvarlak ve kıvrımlı hatlarıyla
Niemeyer’in tasarımlarını etkileyen kadınlar, mimara göre yaratılan en önemli
şeyler.
Konu New York’taki BM projesi için
işbirliği yaptığı Le Corbusier’e gelince de Niemeyer’in tavrı net. “Benim
mimarlığım, Corbusier’in mimarlığından tamamen farklıdır. O dik açılarla
uğraşırdı ben işlerimin eksenine kavisleri yerleştiriyorum. Evren kavislerle
doludur- Einstein’ın kavisli evreni..”
Ama Niemeyer’in yapıları zarifliklerine
rağmen, kullanışsız olduklarından dolayı çok eleştirilmişlerdir. Brasilia
şehrinde görevli olan bazı bakanlar, havalandırma yetersizliğinden ötürü
binaların öldürücü bir sauna etkisine sahip olduğunu belirtmişlerdir. Hatta bazı
eleştirmenler, Brasilia şehrinin tamamen zenginler, uçak yolcuları ve yüksek
topuklular için tasarlandığını ve binalar arasındaki mesafelerden dolayı alt
sınıftan insanların, banliyölere itildiğini söylemiştir. Ama son yıllarda
dünyada modernizme karşı gösterilen ilgi nedeniyle, bu eleştiriler
zayıflamıştır.
“O gerçek Modernistlerden biri, bir
efsane. Öyle ki, yaptıklarının popüler olmasını, sonra yere batırılmasını ve en
son tekrar popüler olmasını izlemek için bu yaşına kadar yaşamıştır” diyen
eleştirmen Paul Goldberger’e göre Niemeyer, Latin renkliliğini ve
dışavurumculuğunu Avrupa Modernizmi ile birleştiren eşsiz bir örnektir.
Niemeyer’in binalarıyla ilgili de tavrı
çok sağlam. “Ben kendi sevdiğim şeyleri yaparım, başkasının sevdiklerini değil.
Eğer Brasilia’ya giderseniz binaları beğenebilirsiniz ya da beğenmiyebilirsiniz
ama onlara benzer birşey gördüğünüzü söyleyemezsiniz. Bence mimarlık
sürprizlerle dolu olmalıdır.”
Kaynak: Los Angeles Times
Çeviren: Şevin Yıldız |