reklam

03 Mayıs 2005 Salı
Ana Sayfa > Haberler

İznik Gölü bağırıyor

Hikâye İznik Gölü ve çevresi'nde geçer. Dört imparatorluğa başkentlik etmiş olan İznik ve civarı Roma'nın Kültür Dünyası Bayramları'na, Hıristiyan aleminin önemli dini-siyasal konsül toplantılarına, Osmanlı'nın önemli yapılarına, çinisine, tapınaklarına, türbelerine, ayazmalarına, hamamlarına ev sahipliği yapar. Coğrafya, göldeki canlı faunası, çevresindeki bitki örtüsü ve tarım topraklarının özel mahsul alanı olmasıyla yerkürenin önemli topraklarına sahiptir. İznik Gölü ve etrafındaki bu medeniyetin oluşmasında yerin stratejik konumunun yanı sıra ekolojik değerlerinin de katkısı vardır. Ekolojik ve doğal değerlerinin zenginliği o kadar yoğundur ki insan algısının bazen üstüne çıkan efsanelere de neden olur. Dilden dile dolaşan efsanelerde bölgenin fay hattı üzerinde olmasından kaynaklı, deprem öncesi gölün bağırdığı söylenir. Ekolojik zenginliğinin yanında göl aynı zamanda kendi insanlarına felaketi de haber verir.

Derken yıl 1997, bir ABD şirketi olan Cargill, İznik Gölü'nün çevresindeki Gemiç ve Gürle köyleri mevkiine bir nişasta fabrikası kurmak ister. Bu sanayi tesisinde mısır kökenli glikoz ürünleri üretilecektir. Uzmanlar, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları konu hakkındaki raporlarını, bilgilerini ve yorumlarını açıklamaya başlarlar. Tesisin atık sularının Gölyatağı ve Karsak Deresi yoluyla Gemlik Körfezi'ne ulaşıp Marmara Denizi'nin doğal dengesini etkileyeceği belirtilir. Tesiste kullanılacak yeraltı suyunun Karsak Köyü sınırları içinde ve Cargill tesislerine 3 km uzaklıkta mesafede açılacak üç adet derin kuyu ile sağlanacağı, bunun da gölde ve Karsak derelerinde ciddi miktarda su azalması yaratacağı açıklanır. Bölgedeki zeytinciliği tehdit etmesinin yanı sıra tarım arazileri ve sulama kanalları açısından da risk taşıdığı vurgulanır. Ayrıca bölgenin üst ölçekli planlama kararlarında tarım dışı faaliyete açık olmadığı, yapılan uygulamanın planlama, şehircilik esasları açısından da hukuk dışı olduğu belirtilir.

Başbakanlığı dava
Ve Başbakanlık, Yüksek Planlama Kurulu (YPK) kararıyla gerekli mevzii imar planları yapar ve inşaat ruhsatı verir. Arkasından mücadele başlar. Bursa Barosu, Bursa SMMM Odası, İznik Ziraat Odası, TMMOB'a bağlı Elektrik Mühendisleri Odası, Makine Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, Orman Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubeleri ve Bursalı yurttaşlar yürütmenin durdurulması ve inşaat ruhsatının iptali konusunda dava açarlar. Davacılar, tarım alanlarının Tarım Dışı Kullanım Yönetmeliği'nin kişiye özel değiştirildiğini, kurulan tesisin mısırdan glikoz üretimiyle tarımsal amaçla üretimi değil tarım ürünü kullanan kimya sanayi olduğunu, ÇED raporu olmadan plan değişikliğine gidildiğini, YPK'nın plan değişikliği yetkisinin olmadığını, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'ndan onay alınmadığı, üst ölçekteki 1/100 000 Bursa Strateji Planına uymadığını, İmar Yasası'nın 3. maddesine aykırı olduğunu, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı Hakkındaki Yasa'ya aykırı olduğunu, 1992 Rio Çevre Zirvesi'ndeki kararlara uygunsuz olduğunu ve kamu yararının gözetilmediğini iddia ederler. Davalı olan Başbakanlık ise, 540 sayılı KHK'nın 5. maddesine göre YPK'nın; "ülkenin yurtiçi ve yurtdışı ekonomik hayatıyla ilgili konularda yüksek düzeyde kararların alınması" ile görevlendirildiğini, Çevre Bakanlığı'nın 04.08.1998 tarihli yazısına istinaden ÇED raporuna gerek olmadığını, 03.08.1998 tarihinde Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı İl Müdürlüğü'nün YPK'ya başvurusuyla 1/1000 ölçekli mevzi imar planının İl İdare Kurulu'nca onaylandığını, korunması gerekli kültür ve tabiat varlığının tescilinin bulunmadığını, Cargill'in tarım amaçlı imalat yapan bir kuruluş olduğunu iddia eder.

Sonuç, Bursa 2. İdare Mahkemesi 08.11.2004 tarihinde inşaat ruhsatının iptali yönünde karar verir. Bu sonuçla, Cargill dosyasına ait, çevreye zarar verir mi vermez mi, ülkenin geleceği hakkındaki yüksek kararlar nasıl alınır, planlama ve imar nedir, İznik Gölü'nün geleceğini etkiler mi etkilemez mi gibi tüm tartışmalar biter. Yargı karar verir ve tesisin inşaat ruhsatı iptal edilir.

Bundan sonra ne olacak?
Dünyanın önemli özel mahsul niteliğine sahip tarım alanlarından, aynı zamanda da sulama alanı olan bu alana bir sanayi tesisi kurmak nasıl bir akıldır? Bu akıl ve sonuçları kendini yargı süreciyle selim ellere teslim ederken, bedenden nasıl atılacak? Sorun burada. Yargı kararları nasıl uygulanacak?

Bursa Barosu Çevre Komisyonu, yargı kararlarının uygulanmadığı hususunu 13.01.2005 tarihinde Bursa Valiliği ve Başbakanlık makamına, 14.01. 2005'te de Başbakanlık AB Genel Sekreterliği ve Cumhurbaşkanlığı makamına bildirdi. Bu arada Cargill'in olduğu alan, 23.07.2004 tarihli 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu'na göre Bursa Büyükşehir Belediyesi sınırlarına dahil olur. Bursa Büyükşehir Belediyesi, her ne kadar sürecin davalısı olmasa da bugün yetki alanında olan bu yargı kararını uygulamakla yükümlüdür. Davacı olan taraflar yapılması gerekli olan uygulamayı beklerler. Bu uygulamanın gerçekleşmemesi ve yaşanılan gecikme karşısında hukuk devleti ilkesi de zarar görme riskine sahiptir. İlgili yetkililerin biz yurttaşlarda ve kamuoyunda böyle bir riskin psikolojisini yaşatmaya hakları var mıdır? Peki sivil toplum kuruluşlarının, meslek odalarının, Bursalı yurttaşların tüm bu çabaları sanki gölün sesi gibi değil mi? Deprem öncesi insanlarına felaketi haber veren İznik Gölü sanki yine bağırıyor, sesini duyan yok mu?
Radikal - İkbal Polat

 

Mayıs 2005 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
          01
02 03 04 05 06 07 08
09 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
diğer aylar için tıklayın

  

Diyalog

Kadir Topbaş  5 Mayıs 2005 tarihinde Diyalog bölümümüze konuk olacak.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı mimar Kadir Topbaş'a soru sormak için buraya tıklayın...

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz