9 kilometrelik tarih
ve kültür yolu
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile
Fatih Belediyesi ortaklaşa yapacakları bir çalışmayla Tarihi Yarımada’nın
batısındaki gizli İstanbul’u ortaya çıkaracak. Projenin ilk saha yürüyüşünü
Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ve Mimarlar Odası Başkanı Oktay Ekinci ile
yaptık.
İstanbul Mimarlar Odası Başkanı Oktay
Ekinci, ‘Yabancı devlet adamları İstanbul’a geldiğinde gazetelerde ‘Filanca
devlet başkanı kentin tarihi ve turistik yerlerini gezdi’ başlıklı rutin
haberler çıkar. Tarihi ve turistik yerler ise sadece Kapalıçarşı, Ayasofya,
Topkapı Sarayı ve Sultanahmet Camii’nden ibarettir’ diyor. Üç kilometrelik bir
hat üzerinde bulunan bu bölgenin İstanbul’u, kentteki zenginliği, dolu dolu
yaşanan hayatı, kültürel katmanları ifade etmediğini anlatıyor. Yarımadanın batı
yakasında açılacak olan bu kültür yolunun İstanbul’a bir İstanbul daha
katacağını iddia ediyor.
Yolculuğu tamamladığımızda Ekinci’nin
iddiasında haklı olduğunu düşünüyorum. Bölgede çeşitli dönemlere ait yüzlerce
eser bulunuyor, kaderine terk edilmiş, çürümeye yüz tutmuş, unutulmuş ya da
talan edilmiş... Onların yeniden hayat bulması az buz şey mi?
Yol, bir Kadir Topbaş projesi. İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı eserlerin Edirnekapı’dan başlayarak sur dibini
izleyip Tekfur Sarayı’nda zirve yaptığını, eski Müslüman mahallelerinin içinden
geçerek, Balat ve Fener’e uzandığını görmüş. Ve ‘Bu güzergahı birbirine bağlayan
ve alternatif yollarla semtin içlerine doğru açılan bir turizm yolu yapmak
mümkün’ diye düşünmüş.
Topbaş’ın projesine göre, 9
kilometrelik bu yol, farklı renkte bir granit taşla döşenecek, güzergaha ilk kez
gelen biri bile yönünü kaybetmeden Edirnekapı’dan girip Fener’e uzanabilecek.
Yolun ikinci kademesi Cibali’yi geçerek
Zeyrek’e ulaşacak. Kültür ve tarih yolu faytonların rahatlıkla geçebileceği bir
genişlikte olacak. Zorunlu haller dışında trafiğe kapalı tutulacak. Yolun
geçeceği güzergahtaki sur duvarları 50 metre genişliğinde açılacak, bu alandaki
tescilli yapılar dışındaki tüm binalar yıkılacak. Buradaki evler mal sahipleri
mağdur edilmeden kamulaştırılacak. Bu yıkım için Anıtlar Kurulu’ndan yıllar önce
izin çıkmış. Tur yolu Edirnekapı girişinden başlayacak ve ilk durak Kariye
Müzesi olacak. 11. yüzyılda yapılan Kariye, hareketli dış mimarisi, mozaik ve
fresko dekorasyonlarıyla Bizans sanatının rönesansı sayılan bir şaheser.
Çevresindeki eski Osmanlı mahallesi Kariye, 1984’te Çelik Gülersoy’un
girişimleriyle restore edildi.
Bizans Sarayı tarikata kiralandı
Kariye’den sonra yol, sizi projenin en önemli ayaklarından biri olan Tekfur
Sarayı’na ulaştıracak. Blakhernai saray kompleksinin günümüze gelen iki
pavyonundan biri, surlara bitişik olarak 12 yüzyılda inşa edilmiş Tekfur
Sarayı’nın onarımını Büyükşehir yapacak, yaz ortasında onarıma başlanacak.
Blakhernai Sarayı’nın ikinci pavyonu
hakkında henüz bir proje yok. Tepelerden aşağılara doğru altı katlı bir yapı
olan bu pavyon yer yer işgal edilmiş 18 dönümlük bir arazide kurulu. Bulunduğu
arazinin bir tarikat vakfına kiralandığı söyleniyor.
Tekfur Sarayı’nın bulunduğu sokakta
Hatice Sultan Camii var. Yolun bundan sonrası gecekondularla kapanmış sur
dibinden Eğrikapı’ya ulaşıyor, Kandilli Türbe Sokak’tan geçilerek Çukur
Mahalle’ye uğranıyor. Mahallenin bahçe içindeki ahşap konakları son 5-6 yılda
peşpeşe yandı. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, bu mahallenin de restore
edilerek yeniden konut alanı ve turizm amaçlı kullanılacağını söyledi.
Sinan'ın Camisinin altında bir
zindan
Çukur Mahalle, Dervişzade İbrahim Sokak’a bağlanıyor. Sadettin Tantan’ın Fatih
Belediye Başkanı olduğu dönemde yeniden düzenlenen bu sokağın ortasında
Altıçeşme denilen ve 16. yüzyıl sonlarında inşa edilen çok güzel bir çeşme var.
Çeşmenin sağında ise Mimar Sinan’ın elinden çıkan İvaz Efendi Camii bulunuyor.
Tarih ve kültür yolu, proje kapsamında
restore edilecek Tokludede mahallesini aşıp Balat’ın içinden Fener’e uzanacak.
Büyükşehir, Balat’taki Yusuf Şucaattin
Camii’nin önünden Fener durağına kadar uzanan yolu yayalaştırıp trafiği deniz
tarafına taşımayı planlıyor. Böylece, tarih ve kültür yolundan geçen faytonlar
denizi de görerek Zeyrek’e ulaşacak.
Bu turda göreceğiniz eserler
Kariye Müzesi, Tekfur Sarayı, Kastorya Sinagogu, Altıçeşme, İvaz Efendi Camii,
Anemas Zindanları, Emir Buhari Tekkesi, Ayia Maria Kilisesi, Fener Rum
Patrikhanesi, Bulgar Kilisesi, Kadın Eserleri Kütüphanesi, Ahrida Sinagogu, Aya
Yorgi Manastırı, Yanbol Sinagogu, Ferruh Kethüda Camii, Tahta Minare Camii ve
Hamamı, Blacherna Saray kalıntıları ve Ayazması, Tokludede Hisarı ve Mahallesi,
Balat Çarşısı, Fener Rum Erkek Lisesi, Dimitri Kantemir Evi, Surp Hraştagabet
Ermeni Kilisesi, Hızır Çavuş Mescidi.
Türk filmlerinin mekanı Anemas
Zindanları
Anemas Zindanları projenin ikinci büyük ayağı. Türk filmleri seyircisinin
yakından tanıdığı bu mekan ‘Kara Murat’, ‘Senede Bir Gün’, ‘Şahmaran’ ve son
olarak ‘Kahpe Bizans’ gibi filmlere plato oldu. Hani o meşhur Kara Murat’ın
zincire ve prangaya bağlanarak hapsedildiği ünlü zindan burası.
Anemas Zindanları, Haliç’e yakın eski
sur duvarlarına bitişik olarak inşa edilmiş, bir asır saray olarak kullanılmış,
sonra cezaevine dönüştürülmüş. Yerin altında dört dönümlük bir araziye yayılmış
olan eski saray dört katlı. Anemas Zindanı, adını Arap asıllı Bizans askeri olan
Mihael Anemas’tan alıyor. Anemas’ın restorasyon ihalesi mayısın ikinci
haftasında yapılacak. Kadir Topbaş, bu eserin boş bir kalıntı şeklinde müze
olarak kullanılmasına karşı çıkıyor. Mustafa Demir ve Oktay Ekinci de aynı
fikirde. Topbaş, ‘Burası yaşayan bir yer de olmalı. Bu esere bir fonksiyon
kazandırmak için de çalışmalar başlattık’ diyor.
500 yıllık Osmanlı mahallesi ayağa
kalkıyor
Projenin üçüncü ayağında ise 500 yıllık Toklu Dede Mahallesi’nin restore
edilmesi düşünülüyor. Fatih Belediyesi, Tokludede Mahallesi Kentsel
Rehabilitasyon Projesi Atölyesi adı altında bir ekip oluşturdu. Atölyede,
mimarlar, şehir plancıları ve üniversite öğrencileri çalışıyor. Demir, mahalle
sakinleriyle tek tek görüşülüp, mülklerini projeye uygun olarak restore
etmelerini ve belirlenen fonksiyonlara sadık kalmalarını isteyeceklerini
söylüyor. Projenin gereklerini kabul eden ev sahipleri bir yıl içinde yapılarını
onaracak. Kabul etmeyenlerin evleri kamulaştırılarak restore edilip, ihale
yoluyla satışa çıkarılacak.
Hürriyet - Ersin Kalkan |