reklam

16 Mayıs 2005 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Asli kurucu gibi olmak

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok 'un Danıştay'ın kuruluşunun yıldönümünde yaptığı konuşma, AKP iktidarının hem bulunduğu konumu, hem de gerçekleştirmek istediği başkalaştırmayı gözler önüne sermek açısından ufuk açıcıydı... Özok'a göre çoğunluğun desteğini almayan AKP iktidarı ''toplumu yeniden şekillendirme'' konusunda kendisini ''asli kurucu unsur'' gibi görüyordu...

AKP'nin kendisini adeta ''asli kurucu unsur'' yerine koyarak; ulus devletle kapışan sözde kamu yönetimi reformunu, bilimsel yöntemleri dışlayan sözde eğitim reformunu, demokratik hukuk devletiyle dalaşan sözde hukuk reformunu, sosyal devleti dışlayan sözde sağlık ve sosyal güvenlik reformunu bir yana koyalım, ardından Özok'un sözlerini altını çize çize bir kez daha okuyalım:

''Toplumsal tabanda çoğunluk desteğine sahip olmamasına karşın yasama organında çoğunluk gücüne sahip olan siyasi iktidar, yasalarda yaptığı ve yapmaya giriştiği değişikliklerle kendini adeta toplumu yeniden şekillendirme konularında asli kurucu unsur olarak kabul etmektedir. Siyasi geçmişi çok kısa olan iktidarın bu özelliği yanında, tüm yasaları Başbakanlık adına süzgeçten geçiren en yetkili bürokratın yaklaşımına kamuoyunda var olan kuşku nedeniyle, hukuk sistemini tümden değiştirecek bu anlayış ve girişimleri son derece yanlış ve tehlikeli bulmaktayız. Kendisini asli kurucu unsur olarak algılayan iktidarın kaldırdığı ve yeniden kurmaya çalıştığı hukuk düzeni, iktidarın gerçek sahibi olan ulusun büyük çoğunluğunun istek ve beklentilerine uygun mudur? Bu sorunun yanıtı alınmadan, ortak tavırlar belirlenmeden, toplumsal konsensüs sağlanmadan yapılan değişiklikler zaman içinde büyük sorunlar yaratacak ve aynı yöntemlerle gelecek iktidarlar tarafından yeni değişikliklere muhatap olacaktır.''

AKP kendisini ''asli kurucu unsur'' gibi görüyor, çünkü, tek derdi, tasası Cumhuriyet'in ''asli kurucu unsur'' larıyla...

Göremediği ise çok bellidir: Kadroları, dünya görüşü ve ülke yönetme iradesi açısından ne asli unsur olabilir, ne de kurucu unsur... Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana hep bildik, tanıdık ve yenilmeye mahkûm bir ''unsur'' dur, o kadar...

'Köylü yoksullaştı' demeci üzerine Rahşan Ecevit basına demeç verdi:

''Hükümet, AB'nin dayatmasıyla bir oyun oynadı. Önce tarımdan devlet desteğini çekti. Tarımla geçinen 27 milyon insanımızı toprağını işleyemez duruma getirdi. Sonra Köy Kanunu'nun 87. maddesini değiştirerek yabancıların köylerde ve kırsal alanda toprak satın almalarının yolunu açtı. Böylece toprağını işleyemez hale getirilen köylü toprağını satmaya zorlanmış oldu.''

Anımsadığımız kadarıyla Kemal Derviş 'in bir kurtarıcı gibi Türkiye'ye getirilmesine aracılık eden isim, Rahşan Ecevit'in eşi Bülent Ecevit 'ti. Şeker Yasası ile, Tütün Yasası ile, doğrudan gelir desteği ile çiftçiyi üretimden koparıcı, toprağını işleyemez hale getirici, yoksullaştırıcı Kemal Derviş projelerine onay veren de yine Rahşan Ecevit'in eşi Bülent Ecevit'ti. Söylediklerine bakılırsa Bülent Ecevit, Kemal Derviş'i Türkiye'ye getirdiğine bin pişmandır, ama köylü de Rahşan Ecevit'in saptadığı gibi perperişandır.

Orman Bakanı'nın kent ormanı
Orman Bakanı Osman Pepe , kırk yıllık Beynam Ormanı'nı bir çırpıda Ankara'nın ''kent ormanı'' ilan etti.

Kent ormanı ne anlama geliyor? Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği İkinci Başkanı Salih Usta açıklasın:

''Kent ormanı, cansız kentsel alan sınırları içerisinde, bitki ve ağaç topluluğunun; biyolojik-ekolojik ortam oluşturarak, bünyesinde zamanla faunaya da yer vererek kent insanı ve diğer canlı toplumlar üzerinde yaşamsal olumlu etki yapma amacı taşımaktadır. Kent ormanlarında toplumun dinlenme ve rekreasyon gereksinimlerini karşılamaya yönelik tesisler kurulabilirken, estetik değerler yaratmak ve korumak ve en önemlisi ekolojik ortam yaratmak gibi amaçlar söz konusudur.''

Beynam Ormanı bu tanıma giriyor mu? Yine Salih Usta, açıklasın:

''Beynam Ormanı bozkırın ortasında yeşil bir ada gibi kalıntı bir karaçam ormanıdır ve 419 bitki türünü barındırmaktadır. Kurttan doğana, porsuktan karatavuğa kadar birçok hayvanı barındıran önemli bir yaban yaşam alanıdır da. 1966'da Bakanlar Kurulu kararı ile muhafaza ormanı olarak ayrılmış, 1978'de de doğal sit alanı ilan edilmiştir.''

Doğal sit alanını ''kent ormanı'' yaparsanız, çok doğal olarak sorarlar Orman Bakanı'na:

''Kent ormanı için olmazsa olmaz koşul olan kent içi veya bitişiğinde olma ölçütü Beynam Ormanı'na ne kadar uymaktadır? Ankara kent merkezine 40 km. uzaklıkta bulunan kent ormanlarından hangi yurttaşımız yararlanacaktır? Gözbebeğimiz gibi korumamız gereken bu alanda çevre kirliliği ve yangın riskini arttırmanın ne anlamı vardır?''

Çarşaf CHP'li milletvekilleri tanık olmuşlar:

5 Mayıs Perşembe günü saat 19.20 Adana uçağına binmek üzere Ankara Esenboğa Havaalanı VIP salonunda bekleyenler arasında AKP Genel Sekreteri İdris Naim Şahin de varmış. Şahin'in yanında türbanlı eşi, türbanlı eşinin yanında da baştan aşağı kara çarşaflı bir genç hanım bulunuyormuş...

Beslenme saati
Her an, her yerde ortaya çıkabilen yeni acar muhabirimiz Zeki Sivri bildiriyor:

''Atalet ve Kalkındırma Partisi Genel Başkanı Tayyar Nurtopudoğan, geçen hafta ziyaret ettiği ilkokulda kendisini beslenme saatine çağırmayan öğretmenlere, 'Zaten bunların hazırladıkları aş ya karın ağrıtır ya da baş' diyerek sitemde bulundu. Beslenme saatinde Nurtopudoğan'a Amerikan süttozu armağan edildi.''
Cumhuriyet - Işık Kansu

 

Mayıs 2005 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
          01
02 03 04 05 06 07 08
09 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
diğer aylar için tıklayın

Kentin fiziksel çevresi, sorunları ve kentli olmak üzerine görüşlerinizi Kent başlığı  altında tartışıyoruz.

Arkitera.com/forum

  

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz