Camiler ve köprüler
kenti, Edirne
Roma,
Bizans ve Osmanlı medeniyetlerinden izler taşıyan Edirne, Mimar Sinan’ın ustalık
eseri, Osmanlı mimarisinin görkemli yapıtı Selimiye Cami ile ziyaretçileri
selamlıyor.
Şehri gerdanlık gibi süsleyen
Uzunköprü, Gazimihal, Yıldırım, Seferşah, Tunca, Meriç köprüleri, tarihi
çarşıları ve müzeleriyle yerli-yabancı turistleri bekliyor.
İlkçağlarda Orta Asya’dan göç ederek
yerleşen Traklar tarafından kurulan Edirne, Roma İmparatorlarından II. Hadrianus
tarafından baştan sona imar edilerek adeta yeniden kurulmuş. Bir dönem Bizans
Devleti’nce ele geçirilen Edirne, 1361 yılında I.Murat tarafından fethedilerek,
Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti yapılmış ve 1453 yılına kadar bu sıfatı
taşımış.
Bugün Türkiye’nin karayoluyla Avrupa’ya açılan kapısı konumunda bulunan Edirne,
camileri, köprüleri ve tarihi eserleriyle yerli ve yabancı turistlerin ilgisini
çekiyor.
Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri
Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri, 1357’den günümüze uzanan geçmişiyle dünyanın
en eski güreş festivali konumunda bulunuyor. 648 yıllık geleneğin taşıyıcısı
olan “Kırkpınar Yağlı Güreşleri” bir hafta boyunca, yurdun ve dünyanın çeşitli
yerlerinden gelen misafirlere de ev sahipliği yapıyor. Başpehlivanlık ve diğer
dallardaki güreş müsabakalarının yanı sıraorganizasyon süresince mehteran bölüğü
ile yerli-yabancı halkoyunları ekiplerinin gösterileri de güreşleri festival
havasında yaşatıyor.
Camiler Kenti
Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” dediği, 1575’te yapılan klasik Osmanlı
mimarisinin en görkemli yapıtlarından Selimiye Cami, görenleri hayrete
düşürüyor.
Eski Cami ve Üç Şerefeli Cami de klasik
dönem öncesi Osmanlı mimarisi hakkında ipuçları veriyor.
Kentin biraz dışında kalan 1488 yılında
yapılan İkinci Beyazıt Külliyesi ise mimari özelliklerinin yanı sıra zihinsel
engellilerin Ortaçağda tedavi edilmeye çalışıldığı bir mekan olarak dikkati
çekiyor. Günümüzde sağlık müzesi olarak kullanılan külliye, şifahanesiyle de
yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açık bulunuyor.
Öte yandan, 1426 yılında yapılan
Muradiye Camii, Ayşekadın Camii, Darülhadis Camii, Defterdar Camii, Hıdır Ağa
Camii, Gazimihal Camii veŞahmelek Camii de kentte görülebilecek tarihi eserler
arasında yerini alıyor.
Bu arada, Kıyık Semti’nde geçen yıl
faaliyete geçen Bulgaristan’a ait Sveti Georgi Kilisesi de turistlerin ilgisini
çekiyor.
Köprüler, çarşılar, müzeler
Edirne’yi bir gerdanlık gibi süsleyen köprülerin en eskisi 1420 yılında
yapılan Tunca Nehri üzerindeki Gazimihal Köprüsü. Bu köprünün yakınında Yıldırım
ve Seferşah isimli iki küçük köprü daha bulunuyor.
Kent merkezinden Karaağaç’a giden yolda
bulunan Tunca Köprüsü, Edirne’nin en görkemli ve uzun köprüsü olan Meriç
Köprüsü, yöreye ismini veren Uzunköprü, görülmeye değer yerler arasında
bulunuyor.
Edirne’nin bir diğer tarihi zenginliği
ise çarşıları. Bu çarşıların en eskisi 1418’de Eski Cami’ye vakıf olarak inşa
ettirilen bedesten, en görkemlisi ise Mimar Sinan’ın eseri Ali Paşa Çarşısı.
Kentteki bir diğer tarihi çarşı ise Selimiye Camii’ne vakıf olarak yaptırılan
Selimiye Arastası. Günümüzde otel olarak kullanılan tarihi Rüstem Paşa
Kervansarayı ise Edirne’de görülmesi gereken yapılar arasında yer alıyor.
Kaleiçi semtindeki eski Edirne evleri
de mimari tarihi açısından önem taşıyor. Edirne’deki Edirne Arkeoloji ve
Etnografya Müzesi, Edirne Türk İslam Eserleri Müzesi, İkinci Beyazıt Külliyesi
Sağlık Müzesi, Lozan Anıtı ve Müzesi ile Şükrü Paşa Anıtı ve Balkan Savaşı
Müzesi kentin tarihi mozaiğini gözler önüne seriyor.
Konaklama ve yemekler
Osmanlı İmparatorluğu’nun ikinci başkenti Edirne, ağız tadına önemverenler için
bulunmaz lezzetler taşıyor. Zeytinyağlıların önemli bir yer tuttuğu Edirne
mutfağının, Balkan yemeklerinden büyük ölçüde etkilendiği görülüyor. Kentte otel
sorunu yaşanmıyor.
NTVMSNBC |