Beyoğlu'nda
'Otomobil'!
Dünya ile birlikte ülkemizde de
yaygınlaşan ''kent merkezlerinde yayalaştırma'' ların kuşkusuz en ünlü örneği
İstiklal Caddesi ...
Türkiye'deki birçok tarihi kent
belediyesi, İstanbul'un bu uygulamasını örnek alarak kendi eski dokularındaki
cadde ve sokakları da ''araç trafiğine kapatma'' nın gururunu yaşıyor. Bunu
''mimari özen'' ile de gerçekleştiren belediyelerimiz ''Tarihi Kentler Birliği''
nin ödüllerini alırken, belediye başkanları da ''kentlerini otomobile teslim
etmeyen yerel yönetim kahramanları'' olarak tarihe geçiyorlar...
Ne var ki böylesi olumlu bir sürece
''öncülük'' eden İstiklal Caddesi'ndeki yayalaştırmaya artık ''son verilmesi''
ni de isteyenler var!
Nurettin Sözen geçenlerdeki
görüşmemizde yakınıncaya kadar buna biz de pek inanmamıştık. Ancak, söylenenleri
ve ''söyleyenleri'' öğrenince, ''Beyoğlu'nu güzelleştirme'' adına yeniden
otomobile açılmasını isteyenlere hiç de öyle ''cahil, cühela'' denemeyeceğini;
hatta ''taksi şoförü'' de olmadıklarını ve bu özlemlerini ''ciddi ciddi'' dile
getirdiklerini anladık...
İstiklal Caddesi, artık sadece
İstanbul'un değil, tüm ülkenin dünyaca ünlü ''kültür, ticaret ve alışveriş''
merkezi...
Bunu ise elbette ki öncelikle
geçmişinden gelen ''uygarlık birikimleri'' ne borçlu... Ne var ki 15 yıl önce
''egzoz ve motor gürültüsünden'' arındırılmasaydı, şimdiki canlılığı, çekiciliği
ve toplumla olan bütünleşmesi gerçekleşebilir miydi?
''Yayalaştırma'' , 20. yüzyılın son
çeyreğinden bu yana özellikle tarihsel kent merkezlerinde başlatılan ve
''otomobil'' in kent üzerindeki yıkıcılığını kültürel dokulardan uzaklaştırmayı
sağlayan, günümüz şehirciliğinin belki de en ''çağdaş'' yöntemleri arasında...
Bu kararlar sayesinde, sadece eski kent
dokusu korunmuş olmuyor; halkın özgün ve kimlikli mekânlarda ''zamanın
derinliklerini de hep birlikte yaşayarak'' o kentle ve kentlilerle olan kültürel
bağlarının güçlenmesini de sağlıyor...
İşte bu çağdaşlığı İstanbul'a Beyoğlu
gibi en yoğun bir bölgede kazandıran Nurettin Sözen, Belediye Başkanlığı
anılarını anlatırken diyor ki:
''1990'da burayı yayalaştırmaya
başlarken düzenlediğimiz ankette esnafın ve semt sakinlerinin çoğunluğu bizi
destekledi. Sadece Vakko'nun sahibi Vitali Hakko karşı çıkmıştı...''
Nitekim, son zamanlarda da İstiklal
Caddesi'nin yeniden araç trafiğine açılması gerektiği yönündeki düşünceler,
Vitali Hakko'nun kurucusu olduğu ve uzun yıllar adıyla bütünleşen ''Beyoğlu'nu
Güzelleştirme Derneği'' nden yayılıyor... Gerekçe olarak ise; ''buraya
yakışmayan kalabalıklar işgal ettiler; suçluların yuvası oldu; tehlikeli bir
bölgeye dönüştü...'' deniyor...
Bu sözleri duyunca, derneğin ünlü
zenginlerimizden sosyete starlarına kadar ''seçkin'' bir davetliler topluluğuyla
''Çiçek Pasajı'' nda düzenlediği ''Beyoğlu'nu güzelleştirme buluşmaları'' nı
anımsıyoruz. Yine Nurettin Sözen'in, aynı sözlerdeki ''niyetler'' le ilgili şu
değerlendirmelerine de ''yakışan'' buluşmalar olduğunu düşünmeden edemiyoruz.
Vakko gibi özellikle ''en üst gelir
grupları'' na hizmet veren mağazalar için İstiklal Caddesi, bugünkü yayalaşmış
haliyle hem ''sosyal yapı'' olarak hem de ''alışveriş alışkanlıkları''
bakımından artık hiç uygun değil...
Çünkü, ülkenin en pahalı giysilerini ve
aksesuvarlarını satın almak için Vakko'yu seçen müşteriler, Taksim'deki ya da
Tepebaşı'ndaki otoparklardan İstiklal Caddesi'nin tam ortasındaki mağazaya
''halkın içinden yürüyerek'' gelmeyi pek istemiyor olmalılar...
Bu nedenle cadde trafiğe açılırsa,
Vakko'nun tam önünde ''özel şoförlü araba'' dan inilerek hemen içeri girilip,
sonra da aynı konfor ve ''güvenlik'' içinde ayrılmanın rahatlığı da ciroyu
arttırmaya yetebilecek...
Peki İstiklal Caddesi'nde hiç mi sorun
yok? Elbette var ve diz boyu...
Sevgili Ferhan Şensoy 'un
tanımlamasıyla, buraya ''varsayalım yaya caddesi'' dedirten o sayısız
''görevli'' (!) aracın geçişini artık kesin önlemlerle durdurmak gerek...
''Resmi'' plakanın, ''kuralları çiğneme
özgürlüğü'' sağlayamayacağını, birileri artık şu şımarıklara gösterebilmeli...
Sivillerin de onlardan aldıkları
cesaretle yarattıkları bu aymazlık artarsa, yakında ''yaya caddesinde
ezilenler'' daha da çoğalacak... Vakko da ''tezinde'' haklı çıkmış olacak...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci |