‘Geniş evleri tercih
eden Ortadoğu mobilyacılar için çok iyi bir pazar’
Türk mobilya sektörü yeni hedef olarak, insanların geniş evlerde oturmayı
tercih ettiği Ortadoğu pazarını seçti.
Mobilya Sanayicileri Derneği ve Seray Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Ali
Özkan, küçük evlerde oturan Avrupalıların mobilya alma ve değiştirme konusunda
yavaş hareket ettiğine dikkat çekiyor. Ortadoğu ülkelerinde ise daha fazla
mobilya satıldığını vurgulayan Özkan, “Mesela sadece Irak’ta en küçük ev 300
metrekare. Dolayısı ile yeni mobilya alma veya değiştirmede daha rahat hareket
ediyorlar. Avrupalılar ise 50 metrekarelik evlerde oturuyor; istese de yeni veya
fazla mobilya alamıyor insanlar. Çünkü, bir çekyatı koyacak yer yok.” diyor.
Dünyanın önde gelen mobilya mağazalarından İkea’nın Türkiye’ye gelmesi,
mobilya sektörünü hareketlendirdi. Ancak mobilya sanayicileri, İsveçli firmanın
Türkiye’ye gelmesini önemsemekle birlikte olayın biraz abartıldığı görüşünde.
Dernek Başkanı Özkan, yabancı sermayenin Türkiye’ye gelmesine karşı
olmadıklarını kaydederek, bu çerçevede İkea’nın Türkiye pazarına girmesini
olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi. Özkan “Biz Türkiye’de yatırım yapan,
istihdam oluşturan şirketleriz. İkea ise perakende sektörüne giriyor, yatırım
yapmıyor. Yani firma, Türkiye’de sektörün kaymağını yemeye geliyor. Türkiye’de
6-7 bin kişi istihdam eden mobilya şirketleri var.” değerlendirmesini yapıyor.
Ayrıca Özkan, İkea’nın mobilya aksesuarı üzerine yoğunlaşmasına karşın
kendilerinin sadece mobilya üretimi yaptıklarına işaret ediyor. Özkan,
yabancıların gelmesinin kaliteyi artıracağını vurguladı ve bu konuda otomobil
sektörünü örnek gösterdi.
2005 yılında mobilya ihracatının 1 milyar doları bulacağı bilgisini veren Ali
Özkan, mobilyanın bir sektör olarak kabul edilmemesinden şikayetçi. Özkan’a göre
halen sektörel değerlendirmede mobilyanın, kağıt, ağaç gibi orman ürünleri ile
aynı başlık altında yer alması yanlış.
Yerli üretimin Avrupa ülkelerinden kaliteli olmasına karşın tasarımda geri
kalındığına dikkat çeken Özkan, bu konuda İtalya’yı örnek gösteriyor. “Tarihinde
mobilya olmamasına karşın İtalya tasarımla dünya markası oldu. Biz de bunu
sağlamalıyız.” diyen Özkan sektörün desteklenmesini istiyor. Ali Özkan,
mobilyacıların bir sektör olarak kendisini göstermek için verdikleri gayretleri
de dile getirdi. 3 yıl önce dernek kurduklarını vurgulayan Özkan, iki hafta önce
dünyanın en önemli mobilya fuarlarından birisini düzenlediklerini kaydediyor.
Dernek Başkanı Özkan, mobilya sektörünün reklamda ilk 10 içerisinde olmasına
rağmen, basında yeterince yer alamamaktan yakınıyor.
Üç yıl önce kurulan Mobilya Sanayicileri Derneği’nin (Mosder) 23 üyesi
bulunuyor. Derneğe Alfemo, Bellona, Casa, Çilek, Doğtaş, Donat, Gala, İdaş,
İpek, İstikbal, Kilim, Konfor, Mobi, Mobiland, Mondi, Poli, Seray, Teleset,
Temo, Tepe, Vitella, Yataş, Yatsan firmaları üye. Derneğin ticari ilkeleri
şöyle: Üyeler arasında haksız rekabete sebep olmamak, ticari etiğe uygun hareket
etmek, başka firma ürünlerini kopya etmemek, ulusal ve evrensel hukuk
kurallarına göre üretim yapmak, yasadışı ağaç kesimini teşvik etmemek ve satın
almamak, ürün ve hizmetler konusunda sorumluluk taşımak ve zararı tazmin etmek.
Yeni teşviklerle ihracat yüzde 200-300 artabilir
Mobilyacılar, sektörün marka anlamında ulusal ve uluslararası pazarlarda
daha fazla yer alması için teşvik istiyor. Ancak mobilyacılara göre yapılacak
teşvikler sektörel farklılık göstermeli. Ali Özkan, her yıl ortalama yüzde 50
büyüme gösteren sektörün, desteklenmesi durumunda daha büyük başarılara imza
atacağını belirtiyor. Destekle iç pazarın yanı sıra ihracatın da yüzde 300
artabileceğini ifade eden Özkan, teşvikle ilgili şu eleştirilerde bulunuyor:
“Verilen destekler yanlış. Mesela, Dubai fuarına gidiyoruz. Tekstilci, eline iki
bavul alarak fuara katılıyor. Aynı şekilde mücevher ihracatçısı da elinde bir
çanta ile fuara gidiyor, ürünlerini sergiliyor. Biz ise fuar tarihinden bir ay
önce malımızı hazırlıyor, gümrüğe veriyoruz, bu mallar bir ayda Dubai’ye
varıyor. Fuar tarihinden beş gün önce ürünler sergilenmeye başlıyor. Taşıma,
yerleştirme, hizmet verme için fazladan personel getiriyoruz. İki bavul ile
gidenle, bir ay önceden konteynırlarla mal gönderenlere aynı teşviki vermek
yanlış.”
Zaman - İsmail Altunsoy |