Çevre, Turizme feda
edilmek zorunda mı?
Eşsiz manzaralar, kültürel ve tarihi değerler, ılıman iklim, birbirinden
güzel kumsallar, Akdeniz havzasını dünyanın en önemli turizm alanı haline
getirmiştir. Her yıl milyonlarda turist Akdeniz kumsallarına akın eder.
Uzmanlara göre, bu sayı önümüzdeki yıllarda daha da artacak. Akdenizdeki en
önemli turistik bölgeler şunlardır: Fransa, İspanya, İtalya, Portekiz, Türkiye,
Yunanistan, Tunus, Fas, Mısır vb...
Doğal Yaşam Alanları ve Turizm
Dünya Turizm Örgütü (WTO-World Tourism Organisation)'ne göre Akdeniz'de
turizm sektörü giderek büyümektedir. Turizm dünyanın en hızlı büyüyen
sektörlerinden biri olduğuna göre, turizmin olumlu ve olumsuz yönde çevresel,
ekonomik, kültürel ve sosyal etkileri olduğu da kabul edilmelidir. Giderek
büyüyen turizm sektöründe, doğal yaşam alanları modern tatil sitelerine, nesli
tehlike altındaki deniz kaplumbağalarının üreme kumsalları turistik tesislere
dönüşmüştür. Denizlere giderek daha fazla atık su boşaltılmış, bu da
ekosistemdeki dengeleri altüst etmiştir.
Kaynakların Aşırı Kullanımı ve Kirlilik
Son 30 yılda, sahillerdeki insan baskısı üç katına çıkmış, kıyıların büyük
bölümü insan müdahalesiyle değişim göstermiş, kıyı alanlarındaki araziler büyük
rant kazanmıştır. Pek çok turizm alanında, yerel halkı ve endüstriyi olumsuz
boyutlarda etkileyen ''su sıkıntısı'' yaşanmaya başlamıştır. Turizmin bindiği
dalı kesmekte olduğunu fark eden kimi şirketler; turizmin çevresel ve sosyal
etkilerini de işin içine katan mekanizmalar geliştirmeye başlamıştır...
Turizm Çevre Koruma İle Bütünleşmeli
- Turizm etkinlikleri sosyo-ekonomik, kültürel ve doğal değerler göz önüne
alınarak planlanmalı. Kalkınma, çevre ve turizm bütünleşmiş bir süreç olmalı.
- Turizm şirketleri çevreyle ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde
çalışmalıdır.
-Şirketler, sürdürülebilir turizme yönelik sorumluluklarını yerine
getirmeleri için özendirici ekonomik araçlar kullanılmalıdır.
Biyolojik Çeşitlilik Korunmalı
-Yeryüzündeki bozulmamış alanlar insanlığın en önemli varlığıdır. Ziyaretçi
talebi ve turistik harcamalar koruma alanlarını destekleyebilir ve yeni koruma
alanlarının oluşturulması için kullanılabilir.
-Turizm, özellikle tüm Akdeniz havzasında, kıyı, kara ve deniz ekosistemini
ve buralardaki doğal yaşamı korumalıdır.
-Turizm, doğaya zarar vermeye, turizmin niteliğini zedelemeye ve bölgenin
fiziksel özelliklerini yok etmeye yönelik her türlü girişimi engellemelidir.
Doğal Kaynaklar Sürdürülebilir Biçimde Kullanılmalı
-Doğanın korunması ve doğal kaynakların akılcı kullanımı, çevrenin uzun
dönemdeki sağlığı için son derece gereklidir. Aynı zamanda ve yerde yoğun olarak
bulunan turistler, su gibi sınırlı miktarda bulunan kaynaklar üzerine aşırı
baskı yaratmaktadır.
-Yıl boyunca turist akınını ve dağılımını düzenlemeye yönelik mekanizmalar
oluşturulmalıdır. Bir alanın taşıma kapasitesi göz önünde bulundurularak kabul
edilebilir ziyaretçi sayısı belirlenmelidir.
-Spor amaçlı avcılık ve balıkçılık gibi açık hava etkinlikleri ve diğer
sportif etkinlikler ekolojik açıdan duyarlı bölgelerde, doğanın korunmasıyla
ilgili mevcut kural ve yönetmeliklere uygun biçimde gerçekleştirilmelidir.
(Kaynak: ''Doğadaki Ayak İzlerimiz'' WWF-Türkiye yayını)
Birgün |