reklam

01 Haziran 2005 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

Haydarpaşa'da 'Muhafazakâr' ve 'Demokrat' Proje!..

Yöneticilerimiz ''muhafazakâr demokrat'' olmakla övündüklerine göre, bunu sadece ''türban'' da değil, her konuda gözetmeleri gerekmez mi?

Ankara kaynaklı ''Haydarpaşa Projesi'' ni duyduğumdan beri bunu düşünüyorum. Nasıl oluyor da İstanbul'un en değerli tarihsel peyzajlarından birini ''muhafaza'' etmek yerine ortadan kaldıran bir proje ''muhafazakârlar'' ın ürünü olabiliyor?

Ve nasıl oluyor da kentin demokratik karar organlarından bile ''gizlenerek'' hazırlanan böylesine dev bir proje ''demokrat'' ların siyasal himayesinde geliştiriliyor?

'Rant ötesi' bir durum
Soruya hemen ''rant için'' denileceğinden eminim. Ancak bu denli büyük bir çelişkinin sadece çıkar uğruna olamayacağına, daha da temelde, ''düşünce'' de ciddi tıkanıklıkların varlığına inanıyorum..

Çünkü, örneğin yine İstanbul'un ''tarikatçı semti'' olarak ün yapan Çarşamba'daki Osmanlı evlerini yıkarak yerlerine yeşil boyalı apartmanları dikenler de ''muhafazakâr'' değiller mi?

Bu kişiler, hiç değilse geri kalan eski evleri kurtarmak için bölgeyi SİT ilan eden Koruma Kurulu'nu da şalvarlı, kaftanlı giysileriyle basıp tehditler savurmuşlardı... Bir yandan Osmanlı giysilerine bürünecek kadar ''muhafazakâr'' olunurken öbür yandan aynı dönemin kültürel mirasını yıkmak için böylesine ''militan'' kesilmenin, rantın ötesinde sosyolojik bir açıklaması da olmalı...

Benzer şekilde, Dolmabahçe Sarayı'nın sırtına Swiss Otel'i, Yıldız Sarayı'nın tarihi bahçesi olan parka Conrad'ı diktirenler; hatta Taşkışla'nın önüne de Gökkafes'i kurduranlar da siyasi yelpazenin ''demokrat'' ları değiller miydi? Üstelik bunların imar izinlerini de ''12 Eylül dönemi'' ne ait bir yasa ile ''belediye meclislerini devre dışı bırakarak'' vermişlerdi...

Şimdi de Haydarpaşa Projesi'nin ''7 Gökdelenli'' canlandırmasına baktığımda, ister istemez aklıma o, koruma kurulunu basan sakallı, tespihli muhafazakârlarla, İstanbul'un siluetini bir ''dikta yasası'' yla delik deşik eden demokratlar geliyor...

Tarihin yarattığı peyzaj...
Haydarpaşa-Harem arasının Marmara'dan görünümü ve Tarihi Yarımada'nınki birbirlerini tamamlarlar. Kentin geçmişinden gelen ''Avrupa ile Asya'' nın buluşmasını yansıtırlar...

Doğudan batıya doğru Haydarpaşa Gar Binası, Haydarpaşa Lisesi (şimdi Marmara Üniversitesi), Selimiye Kışlası ve Camisi, devamında Salacak sırtlarındaki konaklar ve eski İstanbul dokusu ile bu peyzajın denizde Kızkulesi ile en zarif şekilde noktalanışı...

Tarihin yarattığı bu eşsiz kültür ve uygarlık gösterisini ''perdeleyecek'' bir proje hangi düşünceyle üretilebilir, hatta nasıl ''akla'' gelebilir?

Geçen yılın sonlarında TBMM'den geçen ve ne İstanbul'un imarıyla, ne de şehircilikle ilgisi olmayan bir yasaya ''özel madde'' eklenerek bu alanda belediye meclislerini de ''atlatıp'' -sadece- merkezi kararla; böylesi bir projeye olanak sağlamak ise Park Otelleri yaratan 12 Eylül anlayışının hâlâ sürdüğünü kanıtlıyor...

Doğrusu, Haydarpaşa'da böyle bir projenin gerçekleşebileceğini ben sanmıyorum. Artık Türkiye kamuoyu ve İstanbul halkı kentsel değerlere karşı o kadar da ''duyarsız'' ve ''ilgisiz'' değil. Proje onaylansa bile, hukuk gereğini yapacaktır..

Beni düşündüren, şu ''muhafazakâr demokratlığın'' ne menem bir şey olduğu... Çünkü yarın kim bilir bunun gibi daha kaç tane ''muhafazakâr ve demokrat proje'' lerle karşılaşacağız...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Mayıs 2005 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
          01
02 03 04 05 06 07 08
09 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
diğer aylar için tıklayın

Kitap

Genç Çizgiler 2004
Editör: İdil Erkol
Grafik Tasarım: Aslı Ayhan

Arkitera Mimarlık Merkezi Yayınları

Ücret: 20 milyon TL
(20 YTL).
Dağıtım ve kargo masrafları dahil.

  

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz