Üçüncü havaalanı
lakırdısı
Ben başlangıcını kaçırmışım ama birdenbire gazetelerde İstanbul'un Avrupa
yakasına yapılacak üçüncü havaalanıyla ilgili haberler görmeye başlayınca
arkadaşlara sordum; ilk demeci Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiğini
söylediler. Ardından geçen gün Ulaştırma Bakanı da İstanbul'a üçüncü bir
havaalanı yapılacağı 'müjde'sini verdi. Tabii bu arada gazetelerimiz de boş
durmuyor, arazi spekülatörleri için şimdiden havaalanının yeri konusunda yüksek
sesle tahminler yürütmeye başladılar.
Biz de Radikal'in haber toplantısında kaç gündür bu meseleyi tartışıyoruz;
İstanbul'un mevcut iki havaalanı zaten tam kapasiteyle çalışmıyor. Yani, gerek
Atatürk Havaalanı'nda ve gerekse hâlâ doğru dürüst kullanılamayan Sabiha
Gökçen'de ciddi kapasite fazlası var.
Öte yandan, bir süreden beri Çorlu'daki askeri havaalanının da İstanbul'un
yedeği olarak, özellikle Rusya ve eski Doğu Bloku ülkelerinden gelen uçaklar
için kullanılıyor.
Peki nedir bu üçüncü havaalanı muhabbeti? Bir bilen bana anlatsa da
aydınlansam...
Bence İstanbul'un bir üçüncü meydana, daha doğrusu Atatürk ve Sabiha Gökçen
gibi bir üçüncü meydana ihtiyacı yok.
Zaten baktığınızda, genellikle büyük şehirlerin iki tane havaalanı var; üç
değil. Bazı dünyanın en meşgul havaalanları, bulundukları şehrin yegâne
havaalanları.
İstanbul, uzun yıllardan beri hayali kurulduğu gibi bölgesel bir 'hub'
olabilecek mi? Galiba olamayacak, çünkü o konumu Dubai kaptı bile. Ama yine de
belli uçuşlar için İstanbul bir 'hub.' Hangi uçuşlar onlar? Daha ziyade Orta
Asya. Aslında İstanbul, baktığınızda öyle çok yoğun bir trafiğin yaşandığı bir
kent değil. Evet yılın bazı dönemlerinde ve günün bazı saatlerinde İstanbul
yoğun ama unutmayın sadece iki havaalanı olan Londra yılın her günü ve günün her
saati İstanbul'u katlayacak kadar yoğun ve üçüncü meydan arayışı orada yok.
Bir havaalanı yapmak kentler için çok kritik bir karar. Çünkü havaalanlarının
kent planlamasından çevreye kadar bir dizi önemli etkisi oluyor. İstanbul'a
üçüncü meydan, bu şehre hiçbir katkı sağlamaz, tam tersine kentin dokusunu
bozar.
Öte yandan, başta da söylediğim gibi bizim öncelikle Atatürk Havaalanı'nı tam
kapasiteye yaklaştırmamız ve bu arada Sabiha Gökçen'in kullanılırlığını da
artırmamız lazım. Bu nasıl olur? Türkiye'nin tanıtımıyla, Türk Hava Yolları'nın
daha aktif tutum alıp kendini yurtdışında küçültmek yerine büyütmeyi
seçmesiyle... (THY, 'global havayolu' olduğunu iddia edip uluslararası reklam
kampanyası düzenlemeyen tek havayolu şirketi herhalde.)
Sabiha Gökçen, Cumhuriyet tarihinin gelmiş geçmiş en pahalı havaalanı. Bu
pahalılığın pek çok kişinin ve bu arada siyasetçilerin başını belaya sokması
gerekirdi ama işin içinde asker olduğu için doğru dürüst bir soruşturma bile
yapılmadı. Bu olağanüstü fiyatı kullanılmayan bir havaalanına ödedik bizler;
şimdi benzer bir fiyatı hiç kullanılmayacak bir üçüncü meydana harcamayalım...
Radikal - İsmet Berkan |