Venedik, düşler ve çelişkiler
2003’te yarım asrı geride bırakacak olan Venedik
Bienali’nin küratörlüğüne Francesco Bonami getirildi. Proje 4L’de konuşan
Bonami, bienalin ana temasının ‘Düşler ve Çelişkiler’ olduğunu açıkladı.
Vasıf Kortun’un yönetimindeki İstanbul Güncel Sanat Müzesi, geçtiğimiz
hafta güncel sanat dünyasının apoletli isimlerinden birine ev sahipliği
yaptı. Efsanevi ‘Venedik Bienali’nin küratörlük bayrağını devralan İtalyan
sanat eleştirmeni, eski ressam ve tanınmış küratör Francesco Bonami,
gelecek Venedik Bienali’nin temasının ‘Düşler ve Çelişkiler’ olacağını
müjdeledi.
Şikago Güncel Sanat Müzesi küratörlüğü görevini de yürüten
Bonami’nin konuşması, sanat sektörünün sorunlarından güncel sanat
izleyicisinin yaşadığı hayal kırıklıklarına, dünyada peşi sıra açılan
‘dev sanat merkezlerinden’ Venedik’teki bienal hazırlıklarına değin
uzanan ayrıntılı bir brifing niteliğindeydi. Deneyimli küratör, konuşması
öncesinde verdiği özel röportajda, Türkiye’de güncel sanata sahip çıkılmasının
uluslararası başarıların anahtarı olacağına dikkat çekti.
50. Uluslararası Venedik Bienali’nin yeni direktörü oldunuz. Hazırlıklar
nasıl?
Önümüzdeki yıl ‘Düşler ve Çelişkiler’ (Dreams and Conflicts) temasıyla
yapılacak olan 50. Uluslararası Venedik Bienali’nde birden fazla küratörle
çalışma kararı aldım. Ancak bu her sergiye bir küratörün getirileceği
anlamını taşımıyor. Sanıyorum bienal ortalama yedi büyük sergi içerecek
bir topyekün etkinlik olacak. Öte yandan yine, altına imzamı atacağım ve bünyesinde
İtalyan güncel sanatının da tanıtılacağı özel bir pavyonda,
‘Gecikmeler ve Devrimler’ (Delays and Revolutions) temasıyla hazırlanacak
bir büyük sergiyle daha çeşitli uluslararası girişimlerde bulunacağız.
vİstanbul bu manzarada nasıl görünüyor?
İstanbul’a ilk kez geldim. Ama İstanbul, tanıdığım kadarıyla büyük
bir metropol. Sembolik ve karmaşık bir zenginlik taşıyor. İstanbul gibi şehirler
Batı’nın ebedi ve zoraki bir parçası olarak kalmamak için sanat ortamlarında
kendi öz yönetimlerini ve yeterliklerini sağlayabilmeli. Bu onlara bölgelerini
ifade edebilme, yeni sanatçıları dünyaya sunabilme imkânı verir. Öte
yandan müzelere, kimliklerine bakalım: İstanbul’daki, Almanya’daki,
Kanada’daki ya da Güney Amerika’daki tüm müzeler birbirini andırıyor.
Onları birbirinden ayıran yegâne şey ise tıpkı bir kafeteryada olduğu
gibi, binaların içerdikleri koku. Küratöryel yapılar aynı, ancak tatlar
farklı.
Güncel sanata yönelik organizasyonların yıllık, sezonluk yahut
periyodik, alışıldık programlarla ‘aşırı’ öngörülmesi, olayın
kendisinden önce bilgisinin aşırı tüketimi, bir tür kısırlık ve
sterilizasyon tehdidini de beraberinde getirmiyor mu?
Elbette böyle bir risk sözkonusu. Sözgelişi kendi adıma meseleyi ‘ulusaşırılık’
ve çifte dilli, ‘küresel’ yaklaşımdan olabildiğince uzakta tutmaya özen
gösteriyorum. Tek bir merkezin, bir küratör ya da sanatçının sürekli öne
çıkarılmasını uygun bulmuyorum.
Anlaşılması gereken bir problem varsa o da yerel kitleye uluslararası
kitleden daha fazla konsantre olabilmenin gerekliliğidir. insanlar büyük
organizasyonlar içinde yer almaktan, büyük pazarlarda varlık göstermekten
hoşnut olabilirler. Ama söylediğiniz gibi bu durum bir tür kısırlığın
da ortaya çıkmasına sebebiyet verebilir. Bunu kabul edemiyorum. Son 10 yıla
bakın: Küratör hazırlayacağı uluslararası etkinlik uğruna sanatçıları
bir alışverişe çıkar gibi toparlıyordu. Bu hepimizin hatası oldu. Sanatçı
kendini birdenbire uluslararası bir camianın ortasında buldu. Ve sonra
etkinliğin ilk üç gününden sonra kamuoyunun ilgisi başladığı gibi sona
erdi.
Çok küratörlü sergiler dönemini mi yaşamaya başladık?
Sanat ortamı için bunun bir gereklilik olduğuna inanıyorum. Zira sanatın
kapsamı bir kişinin taşıyabileceğinden fazlasına tekabül ediyor.
80’lerden bu yana küratörler arası ve kurumlar arası işbirliğinde gözle
görülen bir artış yaşandı. Bunun gerektiğini düşünüyorum.
Francesco Bonami kimdir?
2003 Venedik Bienali yönetmeni Francesco Bonami, Museum of Contemporary Art
Chigago’da (MCA / Şikago Güncel Sanat Müzesi) küratörlük, Torino’da
Fondazione Sandretto Re Rebaudengo per L’arte ile Florans’daki Pitti
Discovery’de sanat yönetmenliğini sürdürüyor. Bonami aynı zamanda Londra
Tate Modern Müzesi ve Walker Art Center tarafından organize edilen Arte Povera
sergisinde de danışman küratörlük yapan bir isim.
Bonami halen MCA’da hazırlanan "Wish You Were Here: Tourism and art of
People Moving" ve Hans Ulrich Obrist ile üzerinde ortaklaşa çalıştığı
"Beauty and Error" sergilerine hazırlanıyor.
Milliyet
|