reklam

Haberler
Şubat 2003

Camdaki mutluluk

Camaltı resimlerine bir zamanlar kahvelerde, evlerde, dükkanlarda, cami, tekke ve türbe gibi dini yerlerde sıkça rastlanırdı. Osmanlı Dönemi’nin çarşı ressamlarının elinden çıkan bu resimlerin duvara asılması o zamanlar modaydı. Toplumun kültürel yapısı ile inanç ve duygular camın arka yüzünden gülümsüyordu. Gel zaman git zaman modalar değişti. Plastik sanatlarda yaşanan hareketli gelişmelerle birlikte yağlıboya resimler koleksiyonculuğun gözdesi olurken; Türk halk sanatının önemli verileri arasında bulunan bu değerler yavaş yavaş unutuldu.

Galeri Selvin’de Şubat ayı sonuna kadar Nevin İşlek’in ve kızı Mehlika Baş’ın resimlerinden oluşan ilginç bir sergi var. İki sanatçı yüreklerinin kılavuzluğunda camaltı tekniğini uyguladıkları resimleriyle Ankaralı sanatseverlerle buluşuyor. Camaltı resimlerinin yanında, tuval üzerine karışık teknik kompozisyonların da yer aldığı sergide, insanı gülümseten, duygulandıran renkli ve canlı bir dünyaya doğru akıp duran sele kapılıp gidiyorsunuz. 

Masalların pembe - mavi dünyasında geziniyoruz. Kimler yok ki burada, renk renk kediler, eski ahşap evler, trenler, sepetlerinde sevgi satan kadınlar gibi gerçek yaşamdan fırlayarak camın arka yüzünde ve tuvalde donup kalan insan görüntüleri... Sadece safyürek, çocuksu anlamları bulmak için bakmamak gerek bu resimlere. Detaylara Anadolu’nun renkli yapısının motifleri yerleşmiş. Kadınlar Kibele’ye, kediler Bizans freskolarındaki azizlerin gizemine dönüşebiliyor. En canlı renklerin yaşam verdiği kapılar, pencereler ve size gülümseyen insanlar... Kedilerin ayrı bir yeri var her iki sanatçının da çalışmalarında. Bazen tekil, bazen grup halinde doğanın diğer bir rengi veya parçasıyla resimleniyor. Bir başka resimde ise Anadolu’nun hüzünlü yaşamıyla dillere destan olan Şahmaran esprisinde betimleniyor. Sadece Anadolu’nun kültür katmanlarından alınan motifler değil Doğu dünyasının mistik izleri de yüzeylere yansıyor. İşlek ve Baş dolaylı anlatımlara, derin hesaplaşmalara yer vermeden izleyiciyi duru, sakin ve en önemlisi samimi bir atmosferle sarmalıyor

60’lı yıllarda Varlık ve Dost dergilerinin sayfaları arasında rastlıyoruz Nevin İşlek’in adına. O bir öykü yazarı... Bedri Rahmi Eyüboğlu ile başlamış resim serüvenine. İlk başta renkleri ve kelimeleri aynı çizgide hayatında yürütmüş. Zamanla kelimeleri fırçasındaki boyayla kaplayarak "ressam" kimliğiyle yeni masallar yazmış. Etrafında olup biten her şeyi seyretmek ve gözlerinden yüreği ile beynine akan tüm görüntüleri bütün ayrıntılarıyla resmetmek istiyor. "İçimden usulca geçip gitmekte olan dünyayı anlatma, gösterme duygusu, umutsuz bir çaba oluğunu bile bile ölüme, yok oluşa karşı çıkmak üzere somut bir şeyler bırakma isteği" bana resim yaptırıyor, diyor.
Milliyet

Arşiv

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz