Camdaki mutluluk
Camaltı
resimlerine bir zamanlar kahvelerde, evlerde, dükkanlarda, cami, tekke ve türbe
gibi dini yerlerde sıkça rastlanırdı. Osmanlı Dönemi’nin çarşı
ressamlarının elinden çıkan bu resimlerin duvara asılması o zamanlar
modaydı. Toplumun kültürel yapısı ile inanç ve duygular camın arka yüzünden
gülümsüyordu. Gel zaman git zaman modalar değişti. Plastik sanatlarda yaşanan
hareketli gelişmelerle birlikte yağlıboya resimler koleksiyonculuğun gözdesi
olurken; Türk halk sanatının önemli verileri arasında bulunan bu değerler
yavaş yavaş unutuldu.
Galeri Selvin’de Şubat ayı sonuna kadar Nevin İşlek’in ve kızı
Mehlika Baş’ın resimlerinden oluşan ilginç bir sergi var. İki sanatçı yüreklerinin
kılavuzluğunda camaltı tekniğini uyguladıkları resimleriyle Ankaralı
sanatseverlerle buluşuyor. Camaltı resimlerinin yanında, tuval üzerine karışık
teknik kompozisyonların da yer aldığı sergide, insanı gülümseten,
duygulandıran renkli ve canlı bir dünyaya doğru akıp duran sele kapılıp
gidiyorsunuz.
Masalların pembe - mavi dünyasında geziniyoruz. Kimler yok ki burada, renk
renk kediler, eski ahşap evler, trenler, sepetlerinde sevgi satan kadınlar
gibi gerçek yaşamdan fırlayarak camın arka yüzünde ve tuvalde donup kalan
insan görüntüleri... Sadece safyürek, çocuksu anlamları bulmak için
bakmamak gerek bu resimlere. Detaylara Anadolu’nun renkli yapısının
motifleri yerleşmiş. Kadınlar Kibele’ye, kediler Bizans freskolarındaki
azizlerin gizemine dönüşebiliyor. En canlı renklerin yaşam verdiği kapılar,
pencereler ve size gülümseyen insanlar... Kedilerin ayrı bir yeri var her iki
sanatçının da çalışmalarında. Bazen tekil, bazen grup halinde doğanın
diğer bir rengi veya parçasıyla resimleniyor. Bir başka resimde ise
Anadolu’nun hüzünlü yaşamıyla dillere destan olan Şahmaran esprisinde
betimleniyor. Sadece Anadolu’nun kültür katmanlarından alınan motifler değil
Doğu dünyasının mistik izleri de yüzeylere yansıyor. İşlek ve Baş
dolaylı anlatımlara, derin hesaplaşmalara yer vermeden izleyiciyi duru, sakin
ve en önemlisi samimi bir atmosferle sarmalıyor
60’lı yıllarda Varlık ve Dost dergilerinin sayfaları arasında rastlıyoruz
Nevin İşlek’in adına. O bir öykü yazarı... Bedri Rahmi Eyüboğlu ile başlamış
resim serüvenine. İlk başta renkleri ve kelimeleri aynı çizgide hayatında
yürütmüş. Zamanla kelimeleri fırçasındaki boyayla kaplayarak
"ressam" kimliğiyle yeni masallar yazmış. Etrafında olup biten her
şeyi seyretmek ve gözlerinden yüreği ile beynine akan tüm görüntüleri bütün
ayrıntılarıyla resmetmek istiyor. "İçimden usulca geçip gitmekte olan
dünyayı anlatma, gösterme duygusu, umutsuz bir çaba oluğunu bile bile ölüme,
yok oluşa karşı çıkmak üzere somut bir şeyler bırakma isteği" bana
resim yaptırıyor, diyor.
Milliyet
|