reklam

Haberler
Şubat 2003

Bisikletle yolculuk

Yusuf Taktak, "Zamanlararası" diyor. Dikilitaş’a uzanıyor. İnsanın ve mekânın zamana ait olabileceğini anlatıyor.

Yine bir Şubat günü, 1996 yılında, Adnan Çoker, Mustafa Ata, Bedri Baykam ve Yusuf Taktak bir araya gelir. Konu, Yusuf Taktak’ın sanatı, sanatçı kişiliğidir. Adnan Çoker, söyleşiyi yönetmektedir. Peki bu isimler, Taktak’ın sanatı üzerine neler konuşmuşlardır? Onlara göre Taktak nasıl başlamış, nasıl kendini geliştirmiştir? Bedri Baykam’a göre "Yusuf’un sanatı, çok net, dengeli, kendi içinde oyunları olan, kendi stilini özümsemiş özgün bir sanattır." Bedri Baykam, Taktak’ın sanatını sohbet sırasında şu sözlerle tarif eder: "Sanatının içinde kendi değişik öğretilerinin ve etkileşimlerinin sonucu var. Bulit-up dediğimiz taş üstüne taş koyma, çeşitli arınmalara gidilmiş, özümsemeler yapılmış. 20. yy. sanat tarihini ve sanatını çok iyi bilen bir yapı bu."

Mustafa Ata elinde piposu, kırmızı dik yakalı kazağı üzerinde Taktak’ın resminden çok kişiliğiyle ilgili şu sözleri söyler: "İçedönük bir insandır. İçindeki potansiyeli adeta bastırmıştır. Kavramsal olarak aklını, kendi duygularına egemen olması tavrını da Yusuf’un üçgenleri ve bisikletleriyle özdeşleştiririm." Peki ama Adnan Çoker, bu söyleşi grubunun en kıdemlisi öğrencisi Taktak için neler düşünmektedir? Çoker, Taktak’ın öğrencilik yılları sırasındaki eğilimlerine değinir: "O zamanlar pop sanat vardı. Hiperrealizm azgınlığını sürdürüyordu. Yusuf’un yakınlık duyduğu sanatçılar bunlardı, resimlerinde denedi. Tüm bunlar yeni yetişen bir gencin çevreye karşı çok duyarlı olduğunu anlatıyordu. Ama Yusuf, burada kalmadı. Önce çağdaş, evrensel dili yakaladı. Sonra ulusal kaynakların varlığını saptadı."

Peki ya tüm bunları niye anlattık? Ressamlar birbirleri hakkında yorum yapmaktan kaçınırlar. Böylesi bir kardeşlik ortamı bulmuşuz, geçmişte kalmış olsun, fark etmez, dedik. Bu bir. İki, Taktak’ın son sergisini gezerken tüm bu sözler kulağınıza küpe olsun diye...

Sanatçının, "Zamanlararası" başlıklı son sergisi, son beş yılı kapsayan çalışmalarından oluşuyor. Geri vitesi olmayan bisikletle yoluna devam eden sanatçı, bu kez insan ve mekân üzerine daha çok yoğunlaşmış. Uygarlıkların göstergesi dikilitaşı konu ediyor. Onun dikilitaşlarında, mekân da yer de yitiyor. Hepsine egemen olan zaman, öne çıkıyor.
Beyoğlu’nda bir süre boyadan bir bisikletle dolaşmak, geçmiş uygarlıkların izinden gitmek isteyenlere duyurulur...
Milliyet

Arşiv

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz