25 yıllık hayali olan müzeyi
kurdu; ama halka açamıyor
Amerika’da yaşayan ünlü
ressam Burhan Doğançay, Beyoğlu’nda kendi eserlerini sergileyeceği, Türkiye’nin
ilk şahıs müzesini kurdu. Doğançay, bir ilke imza attı; ancak vakıf ya da
özel sektör desteği olmazsa müze halka açılamayacak.
Ressam Burhan Doğançay, Türkiye’nin ilk şahıs müzesini kurarak hem
bir ilke imza attı, hem de 25 yıllık hayalini gerçekleştirmiş oldu. Beyoğlu
Balo Sokak’ta tuğlaları rutubetten çürümüş, harabe bir binayı restore
ettirerek müze haline getiren Doğançay, burada ilk resim derslerini aldığı
babası ressam Adil Doğançay ve kendisine ait eserleri sergiliyor. Türkiye için
çok yeni olan şahıs müzelerinin Avrupa ve Amerika’da her kasabada hatta
her üniversite binasında bulunduğunu söyleyen Doğançay; “Bugün
Amerika’da hiçbir ressam öldükten sonra ‘eserlerim ne olacak?’ diye düşünmüyor;
çünkü sanatında belli bir yere gelen ressamların eserlerinin bir kısmı bu
müzelerde korunuyor.” diyor. Ressam Doğançay’ın eserlerini bir müzede
toplama isteğinin altında da aynı endişe yatıyor. İsminin hem Türkiye hem
de Batı’da duyulmaya başladığı 80’li yıllarda, hakkında yazılan
kitaplar, önemli sergiler, ödüller derken eserlerinin akıbetini merak etmeye
başlamış. Ancak o yıllarda, içinde hep ‘Türkiye’de büyük bir müze açılır
ve benim eserlerimin bir kısmını alır.’ ümidi taşımış. Yirmi yılı aşkın
bir bekleyişten sonra bunun boş bir hayal olduğunu görmüş ve Alman eşi
Angela Hausmann ile birlikte İstanbul’da bir müze açmaya karar vermiş.
Fakat ne umduğu gibi bir sponsor bulabilmiş ne de özel sektör desteği.
“Bizim ülkemizde sanata yatırım yapılmadığı için sponsor bulamadım. Cılız
imkânlarımla harabe halindeki binayı restore ettirdim, içini en son
teknolojiyle donattım ve duvarlara eserlerimi astım. Şimdi de; ‘Buyurun
size müze!’ diyorum; ama beş yıldan bu yana bir vakıf ya da özel sektör
müzeye talip çıkmadı.” diyen Doğançay, geçmişten bize kalan ve bizim
de ileriki nesillere bırakabileceğimiz en önemli şeyin sanat eseri olduğuna
inandığı için sanatçıların eserlerinin toplu olarak sergileneceği müzelerin
çoğalması gerektiğini söylüyor.
Bir vakıf desteklemezse müze halka açılamayacak
Burhan Doğançay üç yıllık bir çalışma sonunda oluşturduğu müzeyi henüz
halka açmadı ve şayet bir vakıf müzeye talip olmazsa açmayı da düşünmüyor;
çünkü müzenin halka açılabilmesi için personele ihtiyaç var ve bu da varını
yoğunu müzenin yapımında kullanan Doğançay ailesinin maddi imkânlarını
oldukça aşıyor.
Doğançay’ın vakıf konusunda ısrar etme nedeni ise eserlerin ancak bir
vakıf aracılığıyla gelecek nesillere kalabileceğine duyduğu inanç. “Müze,
içindeki eserlerle birlikte belki 500 yıl yaşayabilmeli; bunu da ancak bir
vakıf başarabilir. Sanatçı ve sanat desteksiz yaşayamaz. Bugün dünya çapında
ün yapmış hangi sanatçıya bakarsanız bakın arkasında büyük kuvvetler görürsünüz.
Eski tarihlerde papalar, zengin aileler, prensler, krallar destek verirmiş, şimdi
özel sektör ve vakıflar destekliyor.” diyen Ressam Doğançay, müzenin er
ya da geç halka açılacağına inandığı için ileriye yönelik birkaç
proje üretmiş. Bunlardan biri sanata meraklı ilköğretim öğrencileriyle
sanat üzerine sohbet etmek, resimleri incelemek ve müzenin konseptinden
bahsetmek... Müzenin giriş katında sadece Türk kahvesi, ince belli bardakta
çay ve Türk lokumunun ikram edildiği bir kahvehane açmak ve araştırmacıların
faydalanacağı bir kütüphane oluşturmak da Doğançay’ın müzeyle ilgili
hayata geçirmeyi istediği diğer projeler. Bu arada müze her ne kadar halka açık
değilse de resim ve sanat sevdalıları önceden telefon etmek şartıyla müzeyi
ziyaret edebilecekler. Tel: 0 212 247 77 70
Zaman
|