reklam

Haberler
Ağustos 2003

25 yıllık hayali olan müzeyi kurdu; ama halka açamıyor

Amerika’da yaşayan ünlü ressam Burhan Doğançay, Beyoğlu’nda kendi eserlerini sergileyeceği, Türkiye’nin ilk şahıs müzesini kurdu. Doğançay, bir ilke imza attı; ancak vakıf ya da özel sektör desteği olmazsa müze halka açılamayacak.

 

Ressam Burhan Doğançay, Türkiye’nin ilk şahıs müzesini kurarak hem bir ilke imza attı, hem de 25 yıllık hayalini gerçekleştirmiş oldu. Beyoğlu Balo Sokak’ta tuğlaları rutubetten çürümüş, harabe bir binayı restore ettirerek müze haline getiren Doğançay, burada ilk resim derslerini aldığı babası ressam Adil Doğançay ve kendisine ait eserleri sergiliyor. Türkiye için çok yeni olan şahıs müzelerinin Avrupa ve Amerika’da her kasabada hatta her üniversite binasında bulunduğunu söyleyen Doğançay; “Bugün Amerika’da hiçbir ressam öldükten sonra ‘eserlerim ne olacak?’ diye düşünmüyor; çünkü sanatında belli bir yere gelen ressamların eserlerinin bir kısmı bu müzelerde korunuyor.” diyor. Ressam Doğançay’ın eserlerini bir müzede toplama isteğinin altında da aynı endişe yatıyor. İsminin hem Türkiye hem de Batı’da duyulmaya başladığı 80’li yıllarda, hakkında yazılan kitaplar, önemli sergiler, ödüller derken eserlerinin akıbetini merak etmeye başlamış. Ancak o yıllarda, içinde hep ‘Türkiye’de büyük bir müze açılır ve benim eserlerimin bir kısmını alır.’ ümidi taşımış. Yirmi yılı aşkın bir bekleyişten sonra bunun boş bir hayal olduğunu görmüş ve Alman eşi Angela Hausmann ile birlikte İstanbul’da bir müze açmaya karar vermiş. Fakat ne umduğu gibi bir sponsor bulabilmiş ne de özel sektör desteği. “Bizim ülkemizde sanata yatırım yapılmadığı için sponsor bulamadım. Cılız imkânlarımla harabe halindeki binayı restore ettirdim, içini en son teknolojiyle donattım ve duvarlara eserlerimi astım. Şimdi de; ‘Buyurun size müze!’ diyorum; ama beş yıldan bu yana bir vakıf ya da özel sektör müzeye talip çıkmadı.” diyen Doğançay, geçmişten bize kalan ve bizim de ileriki nesillere bırakabileceğimiz en önemli şeyin sanat eseri olduğuna inandığı için sanatçıların eserlerinin toplu olarak sergileneceği müzelerin çoğalması gerektiğini söylüyor.

Bir vakıf desteklemezse müze halka açılamayacak
Burhan Doğançay üç yıllık bir çalışma sonunda oluşturduğu müzeyi henüz halka açmadı ve şayet bir vakıf müzeye talip olmazsa açmayı da düşünmüyor; çünkü müzenin halka açılabilmesi için personele ihtiyaç var ve bu da varını yoğunu müzenin yapımında kullanan Doğançay ailesinin maddi imkânlarını oldukça aşıyor.

Doğançay’ın vakıf konusunda ısrar etme nedeni ise eserlerin ancak bir vakıf aracılığıyla gelecek nesillere kalabileceğine duyduğu inanç. “Müze, içindeki eserlerle birlikte belki 500 yıl yaşayabilmeli; bunu da ancak bir vakıf başarabilir. Sanatçı ve sanat desteksiz yaşayamaz. Bugün dünya çapında ün yapmış hangi sanatçıya bakarsanız bakın arkasında büyük kuvvetler görürsünüz. Eski tarihlerde papalar, zengin aileler, prensler, krallar destek verirmiş, şimdi özel sektör ve vakıflar destekliyor.” diyen Ressam Doğançay, müzenin er ya da geç halka açılacağına inandığı için ileriye yönelik birkaç proje üretmiş. Bunlardan biri sanata meraklı ilköğretim öğrencileriyle sanat üzerine sohbet etmek, resimleri incelemek ve müzenin konseptinden bahsetmek... Müzenin giriş katında sadece Türk kahvesi, ince belli bardakta çay ve Türk lokumunun ikram edildiği bir kahvehane açmak ve araştırmacıların faydalanacağı bir kütüphane oluşturmak da Doğançay’ın müzeyle ilgili hayata geçirmeyi istediği diğer projeler. Bu arada müze her ne kadar halka açık değilse de resim ve sanat sevdalıları önceden telefon etmek şartıyla müzeyi ziyaret edebilecekler. Tel: 0 212 247 77 70
Zaman

Arşiv

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz