Köşe Yazısı

Dünya Mimarlık Haftası ve Tip Proje Saçmalığı

Yazan: Süleyman Boz Tarih: 8 Ekim 2009
Bir işin içinde yaratıcılık, üreticilik varsa o iş mutlaka meşakkatlidir. Sancılıdır, yorucudur, emek, bilgi, uğraşı, ilgi ister.

Ey okur! Biliyoruz sizler de bıktınız ama yazmak zorundayız. On yıldır kentin gündeminde olan Denizli Hükümet Konağı ve çevresinin planlanması konusu artık noktalanmak üzere.. Arama toplantıları, sempozyumlar, Sivil Toplum Temsilcileri ile yapılan toplantılar, jüri, mimarlık medyası, yerel medya haber ve yazıları derken işin sonuna gelinmek üzere. Artık uygulama, yapım aşamasına geçiliyor.

Bunun zorlu bir süreç olduğunu herkes biliyordu. Buna rağmen hala oraya buraya laf sokmaların alemi yok. Hala geçmişe dönerek o suçlu, bu haksız, öteki yersiz gibi lafları artık bir kenara bırakmak gerekiyor.

Denizli Hükümet Konağı konusunda en fazla çaba harcayanların başında bu satırların yazarı geliyor. On beş yıldır gerek sıradan bir vatandaş, gerek belediye meclis üyesi, Mimarlar Odası Şube Başkanı, köşe yazarı, mimar, koruma kurulu gözlemci üyesi olarak zamanının, emeğinin çoğunu bu konuya ayırdığına sizler tanıksınız. Sempozyumda sunum yapan, bunun için vali tarafından plaket verilenlerden biri kendisi. Ama hala ".. sadece konuşan değil, elini taşın altına koyan.." göndermeleri ile nereye varılmak isteniyor anlayabilmiş değiliz. Biz bu lafları kesinlikle üstümüze alınmıyoruz. Bırakın elimizi taşın altına koymayı, kafamızı, cüzdanımızı da koymuşuz! Size hiç, kentin bir kültür varlığının korunması için yazdığınız yazılar, verdiğiniz basın demeçleri yüzünden yüz binlik tazminat davaları, ceza davaları açıldı mı? Yöneticilere yaltaklık ve yaranma yolunu değil de ülkemizin değerlerini savunma yolunu seçtiğinizde böyle davalara da hazırlıklı olacaksınız! Vatan sadece sınırlarda nöbet tutarak korunmuyor.. Bari dinimize söven Müslüman olsaydı!

Doğru Mimari İçin Yarışma Bir Araçtır
Neyse, kapatalım bu abuk subuk şeyleri...

Dememiz şu; Dünya Mimarlık Günü dolayısıyla Mimarlık Haftası içindeyiz. Başta kamuyu ilgilendiren konularda en iyi proje elde etme yolu yarışmadır. Farklı çözüm yollarını ancak yarışmayla, size sunulan projeler sayesinde görebilirsiniz. Kamu kurumları daha çok yarışmayı özendirerek şu "Tip Proje Saçmalığından" kurtulmalılar. Sayın Belediye Başkanı 2005 İzmir UIA Ön kongresinde "Her yerde Tip Proje uygulamak kominist işidir" diyerek bir açılım yapmıştı. Ama maalesef tip proje baskısına kendisi de kentteki TOKİ uygulamaları ile boyun eğmek zorunda kaldı. Oysa kentin iklimi, kültürü, insanlarının yaşama biçimine göre yerinde yapılmış projelerle daha sağlam, kullanışlı, güzel ve ekonomik yapıların yapılabileceğini kendisi de biliyordu.

Bu yüzden başta valilerin ve belediye başkanlarının yarışma sürecindeki sancılı ortamdan yılarak yarışmalardan vazgeçmeleri statükoya teslim olmaları demektir. Sancısız doğum olmaz.. Bu süreçleri, demokrasiyi, iyiyi ve güzeli arayışın peşini bırakmadan başta kamu ile ilgili projelerin yarışmalar yoluyla yapılması mutlaka sağlanmalıdır. Denizli bir yılda 2 yarışma yaparak Türkiye'ye örnek olmuştur.

Geçen Cumartesi Hükümet Konağı Yarışması kolokyumunda sayın valinin "Bir daha proje yarışması düzenlemem" şeklinde basına yansıyan düşüncelerine katılmak mümkün değil. Demokrasinin gereği, kamuya ait bir yapının projesinin sadece mülki idarecinin ve çevresindekilerin inisiyatifine bağlı kalması doğru olmaz. Sonuçta kendinize konak yaptırmıyorsunuz ki? Başka yönü ise demokratik tartışmalara karşın hoşgörülü olma gereğidir. Herkes fikrini söyleyecek... Öyle ya da böyle... Neler söylenmiyor ki son zamanlarda? Vatanı parçalamak isteyenlerden ulusa sövenlere dek? Ama mesleki eleştirilere bile hoşgörüsüz yaklaşan bir Denizli, düşüncelerini farklı şekillerde ifade edenlere karşı uygulanmak istenen örtülü linç girişimleri, dava açmalarla susturulmaya çalışılan mimarlık eleştirisi, Denizli'ye, onu yönetenlere, bu kentin akil adamlarına puan kazandırmaz... Bakın, Denizli bu eleştirilerle değil, ülkeye örnek olan yarışma süreci ve sonucu ile tartışılıyor.. Sel gider, kum kalır! Ne takılıyorsunuz ki eleştirilere? İçinden yararlı olan nasibinizi almaya bakın.

Yarışmasız, sizin bildiğinize bırakılan projeler sonucu ne mi olur? Gidin bakın Çal'daki 200 adet TOKİ konutuna.. Yanıtını görürsünüz. Çal gibi soğuk iklimdeki bir yerde güneye bakan cepheye sağır beton duvar örerler. Ne güneşi görür, ne ısınabilirsiniz... Bingöl için çizilen projeleri size de dayatırlar.. Ömür boyu orada oturanlar sizlerin vebalinizi öder.

Dünya Mimarlık Gününün kutlandığı şu günlerde herkese hoşgörü, demokratik anlayış, sağlık, başarı ve iyi mimari mekanlarda mutlu yaşamlar diliyoruz.

Enseyi karartmayın efendim...

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: küçük harf "n", küçük harf "v", büyük harf "K", küçük harf "w", büyük harf "D", büyük harf "U"

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız