Toplam 49 köşe yazısı 3 sayfada yayınlanmıştır.
Bu sayfada 1. yazıdan 20. yazıya kadar olanlar gösterilmektedir.
Bu sayfada 1. yazıdan 20. yazıya kadar olanlar gösterilmektedir.
Mimarlıkta Yönetim Nedir? Neden Gereklidir?Alper Gökhan Erdem, 28 Aralık 2006 Hiç kuşkusuz “tasarım” mimarlık denildiğinde akla gelen ilk olgudur. Öyle ki çoğumuza göre mimarın ilk ve en önemli görevidir tasarlamak; yoktan var etmek. Nedeni ise basit: kişisellik ön plandadır ve mimar eserinde imzasını görmek ister. Haklıdır da! Çünkü ortada bir sorunsal vardır ve buna herkesin farklı bir açıdan yaklaşması oldukça doğal bir dürtüdür. Haliyle çözümün kişisel olması beklenir... | |
Mostar Kenti Konut Alanları GelişimiPınar Engincan Bol, 22 Aralık 2006 Bosna-Hersek’in güneybatısında yer alan ve Neretva Nehri’nin karşılıklı iki kıyısına yerleşmiş olan Mostar Kenti, yüzyıllar boyunca üç ayrı etnik grubu; Boşnak, Sırp ve Hırvatlar’ı bünyesinde barındırarak oluşturduğu kültür, din ve insan harmonisiyle Bosna - Hersek Bölgesi'nin en önemli, ve aynı zamanda da en fazla sayıda tarihi ve mimari esere sahip kenti olmuştur. | |
Mimarca Değinmeler 11Gürhan Tümer, 14 Aralık 2006 Bir kent neye benzer? Bir kent, pek çok şeye benzer. Örneğin, canavara benzer. Büyük bir kent ise, daha büyük bir canavara benzer. Kentler, hele kimi kentler, Paris, Londra, New York, insanları, hele kimi insanları, köylüleri, parasızları, beceriksizleri, yerler, yiyip bitirirler; tıpkı canavarlar gibi. “Philip Reeve’in, “Yürüyen Kentler” adlı bilimkurgu romanında, kentler gökyüzünde uzay gemileri gibi dolaşarak birbirlerini avlamaya çalışırlar. Avlanan kent, avlayan tarafından parçalanıp yenilir. | |
İnsana/Öze Dönüş: Radikal PlanlamaMurat Cemal Yalçıntan, 7 Aralık 2006 İktisadi üretimdeki tüketime dayalı parçalanma, yerel piyasaların taleplerine uygun ürün çeşitliliği ve yerel üretim süreçlerinin belirleyiciliği, iktisadı, fordizmin merkezileşmiş kitlesel üretim ve pazar yaratma yaklaşımından çıkartıp post-fordizmin esnek, parçacı üretim süreçlerine taşıdı. Küreselleşme süreçleri de gelişen teknolojiler, yenilikler, ulaşım ve iletişim altyapıları ile bu geçişe destek verdi. | |
Haydarpaşa: Katılım Böyle Olur mu?Korhan Gümüş, 1 Aralık 2006 Belki biliyorsunuz, 5 Numaralı Koruma Kurulu 7 ay önce toplandı ve oybirliği ile Haydarpaşa ve liman işletmesinin bulunduğu bölgeyi sit alanı etme kararı aldı. “Etti” diyemiyoruz, çünkü karar alındıktan sonra Kurul Müdürü tarafından dağıtılmadı. Ancak Koruma Kurulu iki ay sonra bir daha toplandı ve aldığı sit alanı olarak tescil etme kararının gene oybirliği ile geçerli olduğunu belirledi. | |
Onlar ya da Bizler 02Arman Akdoğan, 26 Kasım 2006 Bu yazıyı hazırlarken Arkitera’nın ARKİMEET konferansına davet edilen “19” mimarın hangi ülkelerden geldiklerine kısaca bir göz attım. Davet edilen mimarlardan 7’si Hollanda’lı, diğer 10 mimar çeşitli Avrupa Birliği ülkelerinden. Geriye kalan 2 mimardan biri Meksika’lı diğeri ise “Daniel Libeskind” Polonya göçmeni Amerika’lı. Bu ufak istatistik mimarlıkta Hollanda’ya ve diğer Avrupa ülkelerine olan ilginin bir göstergesi. Subjektif gözlemim, Hollanda’nın başarılarına artan merakın sadece Türkiye mimarlarına özgü değil, diğer ülkelerin mimarlarının da ilgisini çektiğidir. | |
Mimarca Değinmeler 10Gürhan Tümer, 17 Kasım 2006 “Kubbeyi Yere Koymamak”, Turgut Cansever’ın kitaplarından birinin adıdır. Cansever, o kitabında, konut sorunu, cami mimarisi, kentlerin planlanması, kentlerin korunması gibi, somut, pratik birtakım konuların yanısıra, İslâm Dini, İslâm Felsefesi ile mimarlık arasındaki ilişkiler gibi kuramsal, aşkın birtakım konulara da yer verir. Bu meslektaşımızın bu sorunlara, özellikle de ikinci tür, yani dinsel, felsefi boyutları ağır basan konulara ilişkin savları, hayli ilginç, ama bir o kadar da tartışma götürür niteliktedir. | |
Mimarlık Fakültelerine İhtiyaç Var mı?Ömer Kanıpak, 10 Kasım 2006 Geçen gün ilginç bir şey öğrendim. Dünyanın en eski üniversitesi MÖ 425 yılında İmparator Theodosius II tarafından temelleri atılan, ama ondan yaklaşık 450 yıl sonra, Bizans imparatoru III.Michail’in yerine yönetimde olan Bardas tarafından yeniden yapılandıran Konstantinapolis Üniversitesi imiş. Tabi ki üniversitenin tanımı farklılıklar taşıdığı için, dünyanın en eski üniversitesi için çeşitli karşı iddialar da var. | |
Mimarca Değinmeler 9Gürhan Tümer, 19 Ekim 2006 Onu “ Sinan” diye çağırıyoruz. Oysa onun asıl adı bu değildir, çünkü o bir devşirmedir. Peki, “sinan” sözcüğünün anlamı nedir? Arapça bir sözcüktür “sinan” ve bu dilde “mızrak, süngü gibi şeylerin sivri ucu” anlamına gelir. “Mimar” deyince, hele “Osmanlı Mimarlığı” deyince, o mutlaka aklımıza gelir. Yıllar önce, bir araştırma için gittiğim bir ilkokulda öğretmen “En büyük mimar kimdir?” diye sorunca, bütün çocuklar hep bir ağızdan, “Mimar Sinan” diye haykırmışlardı. | |
Mimarlığın Kamusal BoyutuKorhan Gümüş, 12 Ekim 2006 Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergisi'nin ziyarete açıldığı 10 Eylül tarihinde NY Times'ta yazan Nicolai Ouroussoff'a göre yeni inşa edilen kentsel merkezler çeperlerde gittikçe büyümekte olan sosyal eşitsizlikleri maskeliyor, kentlerdeki planlama yöntemlerindeki tutarsızlığı göstermekten başka bir işe yaramıyor. | |
Çok Tanrılı Mimarlık: Yeraltı Dünyası ÜzerineHüseyin Yanar, 5 Ekim 2006 Kayaların altındaki neredeyse bir insan boyu beton yarıktan içeri girdiğimde, basık kubbeli ana mekanda Marcello’nun ünlü obua konçertosundan bir bölüm çalıyordu. Işık biraz uzaktaydı. Bir sürü insan vardı siluetleriyle. Fuaye loştu. Aydınlığa doğru yürürken granit kayalara bitişik bir sürü mum, duvara bıraktıkları koyu izlerin önünde yanıyordu üst üste. | |
Residence Konutta Birey Olmak ya da Saksıda Çiçek...Pınar Engincan Bol, 28 Eylül 2006 Son zamanlarda fazlaca duyar olduğumuz rahat yaşamın anahtarı olarak lanse edilen residence konutlarda beni tedirgin eden şeyin ne olduğunu bulmakta açıkçası zorluk çekiyorum. Bu yüzden elimde bulunan örnek katalogları inceliyorum. | |
Mimarca Değinmeler 8Gürhan Tümer, 21 Eylül 2006 Günümüzde çevre çok önemli, çevre sorunları çok önemli. Çevrenin bozulmasını önlemek, bozulan çevrelerin onarılmasını sağlamak için, çok çok çalışanlar ve bol bol konuşanlar var. Onlara “çevreciler” deniliyor. Onların karşısında ise, doğal olarak, doğanın kirlenmesine, çevrenin bozulmasına aldırmayanlar, bu sorunlara kayıtsız, “bigâne” kalanlar var. Bu ikisi arasında savaş var. | |
Konutun Moda ile İlişkisini Kurabilir miyiz?Candan Çınar, 14 Eylül 2006 Yazıya bir tavsiye ile başlamak istiyorum. Eğer vaktiniz yoksa ve eğer de İstanbul dışındaysanız 17 Eylül’e kadar bir fırsatını mutlaka yaratın ve Osmanlı Bankası’nın Bankalar Caddesi (Voyvoda Caddesi)’ndeki Müze Binasının 1. katındaki Sergi Salonu’nda yer alan “Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor – Türkiye’de Hayat Tarzı Temsilleri 1980-2005” konulu ve küratörlüğünü Meltem Ahıska, Zafer Yenal’ın yaptığı sergiyi mutlaka gezin. | |
Kadın Parkları ya da Kamusal Mekandan TecritEfe Gönenç, 7 Eylül 2006 Son zamanlarda bazı belediyelerin kadınlar için özel parklar yaratma, bu parkları erkeklere yasaklama çalışmalarına şahit oluyoruz. Toplumun bir yarısının vakit geçireceği düşünülen söz konusu kentsel - kamusal mekanlar, toplumun diğer yarısına ancak 12 yaşına kadar ulaşılabilir olmakta, o yaştan sonra da muhtemelen 'tehlikeli ve taciz edebilir' statüsüne ulaştığı için bu kesimin parklara girişi yasaklanmakta. | |
Mimarca Değinmeler 7Gürhan Tümer, 24 Ağustos 2006 Masallarda, 40 odalı, 70 odalı evlerden söz edilir. Bu kadar odası bulunan bir evin, insanı şaşkınlığa sürükleyecek kadar büyük bir ev olduğu besbellidir. Ama nasıl ki, akıl akıldan, el elden üstündür, tıpkı öyle, kimi büyük evler, daha da büyüktür. | |
Geleneksel Türk TrafolarıÖmer Kanıpak, 17 Ağustos 2006 1930’ların Almanyası’nda idealize edilmiş Neo-klasik yapılar, politik bir araç olarak kullanılıyordu. Hiç bir zaman Roma İmparatorluğu veya Antik Yunan Medeniyeti ile organik bir ilişkisi olmamasına rağmen, bu iki medeniyetin kalıntılarından esinlenen devasa anıtsal yapılar ve aksiyal düzendeki şehir planları Almanya’nın destansı bir geçmiş yaratma ve bunu taşa dönüştürme çabaları idi. | |
Küresel Haritada Yer Edinmek ya da Stuttgartİpek Yada Akpınar, 10 Ağustos 2006 Küreselleşme döneminde insan algılamasının ötesinde değişen kentin -metropolisin/dünya kentinin/küresel kentin- betimlenmesi giderek zorlaştı. Bu zorlu betimlemede, Leach, kent okumalarımızı ve kent deneyimlerimizi, paralel olarak çoğaltabileceğimizden bahseder. | |
"Zifoslu Kent" HikâyesiMahmut Şenol, 3 Ağustos 2006 Düşünüyorum da, uygun bir karşılığını bulamıyorum. Eskiden, her yer çamur içindeydi! Yağmur yağsın yağmasın, hiç farketmezdi; sanki İstanbul’u birileri akşamdan sabaha suluyor, caddelere kamyonlarla toz toprak taşıyor, bir çamur harcı, bir zifos yaratıp, bu yapışkan katranlı kiri, kentlilerin başına belâ ediyordu. Benim çocukluğum, İstanbul’da, çamurla savaş demekti... | |
Binalar Yalan Söylemez, Ya Mimarlar?Zühre Sözeri, 27 Temmuz 2006 Geçenlerde bir AIA1 bülteninde, 2006 toplantıları sırasında Alexandros Washburn'un bir konusmasından alıntı yapılıyordu. Her bakış açısının farklı yorumlayabileceği bu alıntı, ne sonuca varırsanız varın meslek içinde bulunduğumuz noktayı ve bizi de sararak oluşan yapay çevre ile ilişkimizi yeniden düşünmeye itiyor. |