Toplam 48 köşe yazısı 3 sayfada yayınlanmıştır.
Bu sayfada 41. yazıdan 48. yazıya kadar olanlar gösterilmektedir.
Bu sayfada 41. yazıdan 48. yazıya kadar olanlar gösterilmektedir.
“Pazarlamanın Kendisi Postmoderndir”*Candan Çınar, 22 Şubat 2007 Konut ve konut gruplarının çeşitli medyalarda tüketicisi ile daha doğrusu müşterisi ile nasıl tanıştırıldığı, postmodern pazarlama tekniklerinin nasıl kullanıldığı ve daha da öteye giderek konutun ve konut alanlarının hem bir ürün markası hem de bir hizmet markası olup olamayacağı... | |
Mimarlık Eğitimi, Muhafazakârlık ve Düşünce ÖzgürlüğüLevent Şentürk, 15 Şubat 2007 Bu yazı, 30 Ekim 2005 tarihinde, bir Cumhuriyet Bayramı’nın gecesinde yazıldı. Şimdi yayınlanmasının nedeni, gerekçelerinin güncelliğini sürdürmesidir. Durum değişmek yerine daha da dayanılmaz bir hal almıştır. | |
Babamın Ceketleri: Sanat ve Mimarlık Arasındaki Çizgi Üzerinde Kaarina KaikkonenHüseyin Yanar, 8 Şubat 2007 Onu önce ceketleriyle tanıdım. Erkek ceketleriydi. Yüzlercesi, binlercesi bir aradaydı. Farklı renkleriyle yanyana gelmişlerdi. | |
KentliNilüfer Kozikoğlu, 2 Şubat 2007 Kentli karşılığı “citizen”, kentte yaşayan ve kent üzerinde hak ve sorumlulukları olan kişi... Bu isim/sıfatta kent yerine bir kent adı koyunca, örneğin Artvinli, anlam bir kaç jenerasyondur orada yaşamış olanı ve o yörenin etkisi altındaki karakter özelliklerini, tercihlerini ifade ediyor. Bu yazı hatrı için bir kimlik uyduracağım ve sadece yazı süresince kullanacağım: Kentçi. | |
Kuzey Kıbrıs’taki Yoğun Yapılaşma Üzerinden Spekülatif Bir Okuma Denemesi (1)...İpek Yada Akpınar, 25 Ocak 2007 Günümüz internet sayfalarında Kıbrıs, “bozulmamış doğal güzellikleri, eşsiz tarihi zenginlikleri ile Akdeniz'de cennet bir ada” olarak betimlenir. | |
Habitat II’nin 10. Yıl MevlütüErbatur Çavuşoğlu, 18 Ocak 2007 10 yıl geçti üstünden. Habitat’ı yeniden düşünürken içim sızlıyor, aklımda eski bir şarkı “Bir zamanlar aşık olmuştum ama şimdi ismi neydi unuttum”… Toplumsal bellek Habitat’la başlayan umutları kör kuyularda merdivensiz bıraktı, mutabık kalınan Ulusal Eylem Planı ve bu çerçevede verilen sözler yok sayıldı, öylesine ölüydü ki Habitat, sanki hiç yaşamamıştı, 1984 romanındakine benzer bir “yenikonuş” manevrasıyla kayıtlardan adı çıkarıldı, sembolik kutlamaların çok sevildiği bu coğrafyada 10. yıl mevlütü bile yapılmadı… | |
Bir Minare YazısıGürhan Tümer, 11 Ocak 2007 Birçoklarına göre, minare, caminin “mütemmim cüzü”, yani tamamlayan parçasıdır. Bir başka deyişle, bu gibiler için, minaresiz cami olmaz, çünkü böyle bir cami tamamlanmamış, eksik, özürlü bir camidir. Böyle düşünenler arasında, Sinan da vardır hiç kuşkusuz. Elimde herhangi bir kanıt yok ama, onun, yüz yıla yaklaşan uzun yaşamı boyunca, bir gün, tek bir gün bile, Süleymaniye’yi ya da Selimiye’yi minarelerinden yoksun olarak düşlediğini, hiç, ama hiç sanmıyorum. | |
Amerikalı Komşudan Kuru Soğan İstemenin İmkânsızlığı Üzerine...Mahmut Şenol, 5 Ocak 2007 Bir zamandır üzerinde kafa patlattığım bir konu var! Mimarlarımıza sormadan edemeyecek görünüyorum. Kentleşme konulu çalışan mimarlarımız kuru soğanı dikkate alıyorlar mı? Üstünde durulacak şey, kuru soğandır; Vefa Bozası binliği’nden (eskiden birim ölçüsü olurdu, hatırlarsınız, 1000 cl. idi...) çoktan geçtik... |