Gündem

Tarih: Yazan: Beril Alpagut Çeviren: Merve Akdağ, Gökçe Aras Editör: Gökçe Aras
Cersaie Fuarı'nın Ardından

Fotoğraf: İrem Sözen, Sicis Firmasının Çalışmaları

Bu yıl 25.si düzenlenen Cersaie Uluslararası Seramik ve Banyo Mobilyaları Fuarı 2 - 6 Ekim günleri arasında ziyaretçileri ile Bologna’da buluştu. Edi.Cer.spa şirketi tarafından organize edilen, Confindustria Ceramica tarafından desteklenen ve Bologna Fiere ortaklığı ile sergilenen fuarda seramik sektöründe son yıllarda yaşanan yoğun rekabetin, yenilikçi ürünlere yansıdığı gözlendi.

Başta Avrupa ve Uzakdoğu olmak üzere, dünyanın birçok yerinden gelen yapı sektörünün temsilcileri, her yıl daha da artan ilgi çekici standlar ve teşhir yöntemlerinin farklılıkları ile yenilenen ve geliştirilen ürünleri tanıma fırsatı buldular. Yaklaşık 600 kişilik basın ekibi de fuarı ve katılımcıları yakından takip etti.

Türkiye’den Ege Seramik, Çanakkale Seramik, Hitit Seramik, Kütahya Seramik, Seranit, Termal Seramik, Toprak Seramik ve Vitra’nın katıldığı fuarda, Türk fimaların yoğun ilgiden ve geri dönüşlerden memnun kaldıklarını belirtmeleri dikkat çekti. Yenilikçi ürünleri ve geliştirdikleri ürünleri ile Avrupa Pazarı’nda yer edinen Türk firmalarından çoğunun Cersaie’yi yıllardır takip etmeleri, rekabet ortamındaki yerlerinin göstergesi.

Fuar boyunca yer alan seminerler, geniş konu yelpazesine sahip olması ile ilgi topladı. Yeni teknolojiler, standartlar, araştırmalar, uygulama yöntemleri ve seramik endüstrisi için enerji tasarruflu projeler, seminer konuları arasında yer aldı. Bunların dışında mimar Mario Botta’nın “Mimarlık ve Bellek” (Architecture and Memory) konulu konferansına ilgi yoğundu.

Sözlerine Louis Kahn’ın belleği nasıl değerlendirdiğini irdeleyerek başlayan Botta, Kahn’ın geçmişi bir arkadaş olarak görüp, hiç bitmeyen gelişme sürecini iyi analiz ettiğine değindi. Geçmiş Kahn’a göre bir rotaydı ve bu rota kendini yapıda göstermeliydi. Kimlik kendini ancak geçmişte bulabilirdi. Tarih boyunca olan dönüşümler, kırılmalar; insanın doğayı kültürüne katması ile devam etmişti. Bundan sonra da işlev problemleri ancak eski dengelerin yeniye uygulanması ile çözülebilirdi.


Fotoğraf: İrem Sözen

Mimarlığın hareket edebilen bir mekanizma olmadığını ekleyen Botta, bir yerden bir yere mimarlığı taşıyamayacağımıza, bu yüzden oluşturulduğu yerin kimliğini yansıtmasının zorunlu olduğuna değindi. Yapıyı 1 metre bile hareket ettirmek, onun çevresi ile ilişkisini, gölge/karartı düşüncelerini kısacası içeriğini tamamen değiştirmek olacaktı. Öyleyse içerik ana kararlardır ve çevredir; kalite ise dışarı ile güçlü ilişkidir. Sözlerini dünya şehirlerinden örnekler vererek sürdüren Botta; Venedik, Floransa, Paris, Ancona gibi şehirlerin zamanla güçlendiklerine dikkat çekti. Zaman yalnızlığın, şehirle olan iletişimsizliğini yendi Botta’ya göre. Çünkü 2 kavram şehir için önemlidir: “Merkez” ve “Sınır”. Merkez şehirin yoğunluğu fazla olan yeridir; sınır ise şehirden sonra değişimin yaşandığı yerdir. Bu tip şehirlerde sınır ve merkez geçmişin getirdiği kurallar çerçevesinde gelişmiş ve de güçlenmiştir. Bir başka örnek olarak Kudüs’ü veren Botta, şehre girdiğiniz anda çölün “sınır”ını kolayca okuyabildiğimizden bahsetti. Dönüşümler nostaljik olmamakla birlikte, şehir küreselleşmenin bir parçası haline gelmiştir ve bir devrim gibi hızla dönüşmüştür. Bu hızlı dönüşüm de bize “unutma”nın hızını gösterir. Halbuki bellek mimarın ana malzemesidir. Coğrafi mekanlar sadece nesne değillerdir; kimlik ve bellek ile desteklenmelidirler.

Yapmamız gereken en önemli şeyin, doğayı kültüre dönüştürmek olduğunu söyleyen Botta, Asya ve Amerika şehirlerinin sadece işlevsellik üzerine tasarlandıklarına ama insanların tek ihtiyaçlarının işlev olmadığına değindi. İnsanların hatırlamaya ve bilmeye de ihtiyaç duyduklarının çok aşikar olduğunu düşünen Botta, sözlerini belleğin bizi hiçbir zaman yalnız bırakmayacağını söyleyerek bitirdi. Yaklaşık 15 projesinden bahseden Botta, özellikle İtalya’da tasarladığı modern yorumlu kiliseleri ile ilgi topladı. Işık ve geometriyi, kimlik ve bellek kaygılarını güderek kullanması konuşmasını destekleyen projelerinde kendini gösterdi.

Konferansın arkasından yöneltilen sorular ise Mario Botta mimarlığının ışık ve eski binalarla ilişkilerinin nasıl sağlandığı üzerineydi. Konferansın kapanışı ise Botta’nın “Geçmiş arkadaştır” ve “Bellek bizi hiçbir zaman yalnız bırakmayacak” sözlerinin vurgulanması ile gerçekleşti.
İmaj Galerisi
Gündem Arşivi
Dönem için hazırlanan gündemlerin listesi aşağıdadır. Ayrıntılarına ulaşmak istediğiniz gündem başlığını listeden seçiniz.