Patras, Yunanistan'ın batı yakasında, Panachaiko Dağı ile Patras Körfezi arasında, Peloponneus'un kuzeybatısında konumlanıyor. Şehir üç önemli arkeolojik merkezin oluşturduğu üçgenin ortasında kalıyor. Kuzeyinde Antik Delphi, güneydoğusunda Epidaurus, güneybatısında ise Olympia var.

Patras, Yunanistan'ın üçüncü büyük kenti ve batıya; İtalya, Fransa ve İngiltere'ye açılan bir liman kapısı.

Kent, muhtemelen, M.Ö 431 yılında gerçekleşen Peloponnesian Savaşı'ndan önce de vardı. Tiberus, Nero, Adriano gibi imparatorlar Patras'ı zenginleştirmek ve geliştirmek adına her zaman ayrıcalık gösterdiler.

1821 yılında Patras, Türkiye'ye karşı ayaklana ilk şehir olmuş ve şehir stratejik önemi sebebiyle devrim sırasında tamamen harabeye dönüşmüş.

19. yüzyıl süresince Patras bir liman kenti olmasının sağladığı avantajla ticari ve ekonomik açıdan oldukça gelişti, eskiden olduğu gibi tarihi kültürel ve ekonomik rolünü geri kazandı, kültürel değişim ve gelişimin şehri oldu.

Bugün Patras yeni düşüncelerin, yeni konseptlerin, ve avangard felsefi akımların geliştiği çok kültürlü bir şehir. Ayrıca, şehrin merkeziyle, kuzey yakasını bağlayan, Avrupa'nın en büyük kablo sistemli köprüsü gibi yüksek teknoloji ürünü ulaşım sistemleriyle Batı Yunanistan'ın metropolü olma yolunda ilerliyor.

Patras Üniversite'si, şehrin ihtiyacı olan tüm bilimsel ve sanatsal uzmanlığı sağlıyor ve şehri daha ileriye doğru bir gelişim için yüreklendiriyor. Patras'ta yaşayan 50.000 üniversite öğrencisi ise kente gençlik ve enerji aşılıyor. 2006 yılı Patras için yeni bir başlangıç noktası olacak. Avrupa Kültür Başkentleri programı kapsamında tek bir ortak dil konuşulacak: Kültürün Dili.