Haberler

Sonradan Yetişmenin Psikolojisi

Tarih: 6 Temmuz 2006 Yazan: Didem Yavuz

Mimarlık söylemleri içinde 80’ler dünyada, postmodernizmin söndüğü ve eleştirilerinin başladığı bir süreçti. Ancak bu dönem, toplumlar için bir çok patlamaları da beraberinde getirdi. Dünya güçlerinin çift merkezden teke inmesi, serbest piyasanın hararetlenmesi, erişimin, açılmaların ve yayılımın büyümesi toplumlar üzerinde bir takım kırılmalar meydana getirdi. Modernizmin üretken ve “taraf” olan insanlarının hayat tarzlarında meydana gelen odak kaymaları, üzerlerinde geçici, değişken, zemini kaygan ve ayrışmaya yatkın profiller çizdi.

6 Haziran 2006 tarihinde “Aradığınız Kişiye Şu Anda Ulaşılamıyor” sergisi kapsamında, Osmanlı Bankası Müzesi’nde düzenlenen “Sonradan Yetişmenin Psikolojisi” isimli söyleşide Prof.Dr. Murat Belge, tüm dünyadaki modenleşme çabalarında geç kalanlar için kazanım ve yitimleri değerlendirdi. Belge’ye göre; 19. yy sonrasında modernizasyon ve sanayi devriminin patlak vermesiyle dünya ciddi bir dönüşüme girdi. Buharla başlayan bu süreç bugün bir dizi teknolojik yeniklerle devam etmekte. Esasen bu tempoyu Batı belirliyor ve tüm dünya Batı yörüngesindeki bu “modern” olma çabasını sürdürüyor. Tedbirlere, yöntemlere ve alınan yola göre bu trene ya yetişilebiliyor ya da yetişilemiyor. Bu “yetişme psikozu” ülkeden ülkeye ve toplumdan topluma değişiyor.

Belge’ye göre “geç kalan” için yetişmenin bir takım kazanımları olabilir. Şöyle ki, yetişen pek çok zahmetten muaf olabildiği gibi öncünün deneyimlerinden çıkarımlar yapabiliyor. Maddi, ekonomik ve teknolojik avantajlar bunlar arasında sayılabilir. Bu açıdan bakıldığında Almanya sonradan yetişenler arasında avantajları pratiğe dökebilmiş özel bir yere sahipti.

 
 
Sergiden Fotoğraf

“Batılılaşma”dan “Modernizasyon”a
Murat Belge Türkiye’deki gelişmelerin ve ilişkilerin de “yetişme psikozu”nun bir sonucu olduğunu belirtti. Ona göre, eskiden bir “Batılılaşma” kavramı vardı. İlk kez Osmanlı’nın Lale dönemlerine denk düşen bu kullanım, dolaysız bir yolla Batı hegemonyasını işaret ederken bugünkü “modernizasyon” kelimesi yansız bir fikrin ifadesidir. Türkiye bir geçiş toplumudur ve bu geçiş tamamlanamamıştır.

Türkiye’de yetişme adına yapılan sıçramalar pek çok çözülmelere neden oldu. Öncelikle okur-yazar olmadan audio-visual bir topluma evrildik. Batı süreli yayıncılığa 18. yy da başladı, 19. yy’da Avrupa okur-yazar toplumlar haline geldi. Audio-visual olma sürecinde ise “alıcı” düzeyine bağlı olarak eleştiri kültürünü geliştirdi. Bizdeki tam anlamıyla okur-yazarlığın tamamlanamamasının yansımalarını TV ekranlarından izleyebiliriz. Düşük düzey ve niteliksizliklerin sunumu ve bunu yadırgamayan bir toplum. Belge’ye göre bu atlamaların sağlıklı olup olmadığı, iyi irdelenmesi gereken bir konu.

Belge’ye göre 20. yy insanı Roosewelt’in çizdiği “refah toplumu” modelinde kapitalizm içinde “görece” bir satınalma gücüne, eşitlik haklarına, demokrasiye ve sendika, sigorta gibi sosyal güvencelere sahipken Neoliberalizmin yükselişi ile dizginsiz, güvencesiz tüketim toplumlarına evrildi. Dönemin temel kaynağı “kolaylaştırmak” bayrağı altında, dertsiz ama yalnız, mutsuz ve güvensiz bir dünya doğdu. Tüm bunlar içinde korumacılık turist gözüyle tarihi algılamaya, tarihi eserler de tüketim adına yapay mamullere dönüştü. Fordizmin işçi sınıfı da geçmişteki ilkelliği simgeleyen bir konuma geldi. Geçmişte sol fütürizm ile özdeşleşmişken artık geçmişe olan özlemin ifadesi. 87’de Berlin Duvarı’nın kalkmasıyla “sol”unu kaybeden dünya hala bir arayış içinde.

Belge son olarak “yetişmeye” aday ilk halka içinde Brezilya, Uruguay, Arjantin, Şili ve Meksika’yı gördüğünü ve bir süre sonra bu toplumların az gelişmişlik çemberini delip geçebileceklerini belirtti.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.