Antalya şehrinin merkezi ve kalbi niteliğinde olan Kaleiçi’nin önemini vurgulamak için özet bir değerlendirme yapmak gerekirse, ortaya çıkan basit tablo şöyle:

1) “Tarihsel Kültürel Değerler” yönünden; 2200 yıl önce ve Grek döneminden de evvel Anadolu medeniyetlerinden Bergama Krallığı döneminde kurulan Attaleia, eşsiz bir değer taşımaktadır. Tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin önemli bir kenti olarak, Anadolu’nun “Medeniyetler beşiği” özelliği kapsamında sıra dışı bir kültürler mozayiği ve kalıtımı, Antalya ile günümüze taşınmıştır. Kaleiçi ise, bu olağanüstü sürecin odak noktasıdır.

2) “Çağdaş Turizm Değerleri” yönünden; günümüzde küçülmekte olan dünya ve gelişen teknoloji kapsamında, çeşitli turistik çekicilik unsurları global ölçekte çoğalmaktadır. Deniz, kum, güneş gibi doğal değerler ile birlikte, alışveriş veya eğlenceye dayalı yapay ‘cazibe noktaları’ da giderek çoğalmaktadır. Oysa, turizmde kaydedilen bölgesel gelişmenin merkezinin kucağında olan, 22 asırlık kültürel değerleri ‘açık müze’ özelliği ile bünyesinde barındıran ve içine hala Hadrianus Kapısı’ndan girilen bir başka Kaleiçi yoktur.

3) “Antalya Kent Bilinci” yönünden; Türkiye’nin öncelikle nüfus artış şampiyonluğunu elinde tutan Antalya, turizm nedeniyle hızla gelişmekte olsa da, bu hızlı gelişim ve nüfus ilişkilerinin içinde şimdiden bunalmaktadır. Antalya şehrinin sosyo-ekonomik hayatında turizmin önemi ve ağırlığı, geriye dönülmez bir şekilde tescillenmiştir. İl nüfusunun %42 gibi çok önemli bir bölümünü barındırarak bir milyonluk sınıra dayanmış olan Antalya Büyükşehir’in dengeli gelişimi, özellikle bundan böyle turizmin getirdiği değişim etkilerinin olumsuzluklardan temizlenerek avantajlara dönüştürülmesine doğrudan bağlıdır. Haşin ve acımasız turizm okyanuslarına uyum sağlanarak, ustalıkla yol alınması gerekmektedir.

Günümüzde Antalya’nın üzerine düşenleri yaparak, yörede gelişen turizmin merkezi ve Türkiye turizminin ‘başkenti’ sıfatlarını hak etmesi gerekmektedir. Bunun tek yolu da, turizmin gerektirdiği değişime ayak uydurmak ve gelişmeleri dizginlemekten geçecektir. Çarpık kentleşme ve dengesiz turizm büyümesinin birbirini tetikleyerek yaşanıldığı son 25 yılda bilinçsizce düzenlenmiş bir kent vitrini haline gelen Kaleiçi, bu nedenlerle çok kritik bir gösterge halindedir. Kaleiçi’nin çağdaş turizmin gereklerine uygun bir şekilde yeniden geri kazanılarak başlatılacak olan hareketin, tüm şehre yepyeni bir vizyon ve sinerji getirmesi söz konusudur. Bu düzenlemeye kolaylıkla entegre edilerek katılabilecek olan Kalekapısı ve Balbey mahalleleri ile, şehrin yıllardır ihtiyaç duyduğu kimlik ve çekicilik fonksiyonlarının yerli yerini bulması mümkündür.

Henüz geçen hafta Bakanlar Kurulu’nda da görüşülerek ciddi bir şekilde güncelleşen Kaleçi’nin kazanılması konusunda, AB uyum mevzuatı çerçevesinde yeni çıkan yasalara göre Büyükşehir tarafından hızla yaptırılacak özel imar planlama çalışmaları da aktif olarak gündeme gelmektedir. Antalya için ‘ortak akıl’ kapsamında konuya sahip çıkılarak Kaleiçi’nin hak ettiği “Baş tacı” konumuna oturtulması, kentin sosyo-ekonomik yaşamında bir dönüm noktası olacak kadar önemlidir.