Haberler

Deniz Otobüsleri İçin Çözüm Önerileri

Tarih: 26 Temmuz 2006 Kaynak: Birgün Yazan: Gürkan Akgün
Aslında bu yazıyı yazmaya pek niyetli değildim. Neticede bir ay önce kızmışım bir şey yazmamışım, sonra tutup da dinmiş öfkemi dile getirmek zor geliyor. Şimdi efendim. Okul dönemlerimde Bostancı'da ikamet ettiğimden ve okul Fındıklı'da olduğundan, üniversiteme yetişmek için kullandığım yegâne taşıt deniz otobüsüydü. Kutu gibidir, biraz bunaltır. Ama hızlıdır, Boğaz Köprüsü azabından kurtulmak için birebirdir. Okul bittikten sonra da iş-güç sebebiyle deniz otobüsü kullanımım sürüyor. İyi, güzel, deniz otobüslerimle paşa paşa da gidip geliyordum ki yaz tarifesine geçtik...

İDO yaz tarifesine geçti mi şehiriçi hatlar azalır. Mesela, sabah Bostancı-Kabataş/Kara-köy hattındaki 7:00-8:00 arası çalışan 2 sefer uçar gider. İnsan kullanmadığı bir şey olunca fazla önemsemiyor haliyle. Öğrenciyken yaz tarifesinde bu azalmayı görürdüm de herhangi bir tepki vermezdim...

Tarife yürürlüğe girdiği gün elimi kolumu sallaya sallaya gidiyorum yine deniz otobüslerine. Yeni tarifeyi de gözden geçirmişim tabii, zaman hatası sorunu da yok. Hep 2 dakika kala girerim salona ve yine 2 dakika kala iskelenin önündeyim... Ama kalabalık fark edilmeyecek gibi değil... Millet görevlilere bağırıyor. Benim kadar genç bir görevliyi de kurbanlık koyun gibi koymuşlar ortaya, insanlara durumu izah etsin diye. Ne kadar da saf, nezih görünüşlü biri. Üzülüyorum haline, kötü hissediyorum kendimi biraz. Çabuk kirletiyorsunuz bizi! Neyse... Olayı idrak etmeye çalıştığımda anlıyorum ki kapasite dolmuş, o yüzden daha fazla kişi alamıyorlar deniz otobüsüne... Bağıranlar, kendi kendine söylenenler, "cık, cık, cık" çekenler, yere bakışlarından işe geç kaldıklarında öne sürecek bahane aradıkları belli olanlar... Pek tepki vermiyorum. Alıştım artık tepkisizliğe! Dedim ya çabuk kirletiliyoruz. Oracıkta çıldır-sam da bir şeyin değişmeyeceğinin farkındayım. Yarın biraz daha erken gelirim şeklinde bir çözüm geliştiriyorum kendi kendime!

Ertesi gün 10 dakika erken gidiyorum. İnanılmaz bir şey... Aynı görüntü: "Her sene aynı şey. Yeter be kardeşim!" diye bağıran birini duyuyorum. Farkediyorum ki aynı durum yan turnikelerde, Bakırköy seferinde de boy göstermekte. Demek genelleşmiş bir gelenek haline gelmiş sorun. Bu sefer daha da erken gelme kararı alıyorum. Yanında da bonusu var; e-posta atacağım İDO'ya "böyle şey olmaz" diye.

Ertesi gün tarifeden 15 dakika önce geliyorum; işe yarıyor. Kendimi turnikelerden geçmiş buluyorum. Deniz otobüsüne giriliyor. Bu kez de oturacak yer arama faslı başlıyor. 5 dakika kadar ileri-geri yürüdükten sonra ben ve 30 kadar kişi anlıyoruz ki yer yok. Merdivenler devreye sokulduğunda bile bu sorun çözülmüyor. Bir araç yüzde 110 kapasiteyle çalışmaya başladığında ek sefer koymanın vakti gelmemiş midir? Sorunun çözümü bu kadar basit değil midir? Hani deniz ulaşımı kentiydi İstanbul!

Bir hafta kadar sonra garip bir şey oluyor: İDO'dan yanıt var. Çok ilginç. Okuyorum... Seferlerin dış hatlara yönlendirilmesi gerektiği için iç hatlarda deniz otobüsü eksikliği olduğu, durumun düzeltilmeye çalışıldığı yazıyor. İstanbul'un iç işlevselliğini aksatmaya değer mi diye düşünüyorum? Ama yazmışlar, adam yerine koymuşlar.

Yaklaşık bir ay oldu bu e-postayı atah. Hâlâ merdivenlerde oturuyorum. Üstüm kirlenmesin diyenler ayakta... Artık kapılar kapanınca insanların sinirli sözcüklerini pek duymamaya başladım. Millet yine alıştırıldı duruma sanırım...

Bu yazıyı yazmamı körükleyen küçük ateşimin son közleriyle de İDO'ya bazı alternatif çözüm önerileri getirerek celseyi kapıyorum: » Deniz otobüslerinin arkasına halatlar bağlansın. Böylece İstanbullu hem su kayağı, muz gibi aktiviteler yapar, tatil isteğini üstünden atar hem de daha çok kişi istediği yere gider.  Deniz otobüslerinin içine normal otobüs-lerdeki gibi çelik, tutunacak yerler takılsın böylece otobüslerde olduğu gibi balık istifi gidilebilsin.  Üstteki öneriye bir alternatif: Ranzalı, yataklı sistem geliştirilsin. Böylece hem kapasite artsın hem de deniz otobüsünde yer kapabilmek için 20 dakika daha erken kalkanlara bir uyku düzeneği oluşturulsun. İsteyenlere halatlarla deniz otobüsünün dış yüzeyine bağlanma hakkı tanınsın. » Ya da bir tane, sadece bir tane ek sefer konsun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.