Haberler

Sulukule Yıkılmasın

Tarih: 2 Ağustos 2006 Kaynak: Birgün Yazan: Emrah Sahan
İstanbul'un Fatih ilçesinde Sulukule olarak bilinen, Neslişah ve Hatice Sultan mahalleleri için yaklaşık 1.5 senedir konuşulan kentsel dönüşüm projesi beraberinde birçok tartışmayı da gündeme getirmişti. Proje, 13 Temmuz 2006 'da TOKİ, Büyükşehir Belediyesi ve Fatih Belediyesi tarafından imzalanan protokolle tartışmaların yeniden odağına oturdu.

Projenin Genel Olarak Teknik Detaylarına Bakacak Olursak;
Bakanlar Kurulu ve cumhurbaşkanının onayından geçtikten sonra Resmi Gazete'de yayınlanan Sulukule Dönüşüm Projesi'nin altlığını 5366 sayılı "Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması" başlıklı kanun oluşturuyor. Söz konusu kanun, ilçe belediyelerine "kentsel yenileme" alanı olarak seçilen bölgeler üzerinde, proje geliştirme ve uygulamada pek çok yeni yetki veriyor. Bu kanun çerçevesinde Fatih Belediyesi tarafından kentsel yenileme alanı olarak belirlenen Sulukule'de TOKİ ile ortaklaşa gerçekleştirilecek proje, 86 bin 760 metrekare üzerinde 355 parsel alanı kapsıyor ve tam 571 aileyi etkiliyor. 1/1000 ölçekli kentsel yenileme planları Fatih Belediyesi tarafından yapıldı. Projede yer alan konutlar, 75 ve 95 metrekarelik iki ya da üç katlı konudar olarak tasarlandı. Tarihi yarımada koruma planına uygun bir şekilde tasarlandığı söylenen konudar, Osmanlı sivil Türk mimarisi örneğinde inşa edilecek ve sur yakınlarında 2 katlı, surdan uzaklaştıkça üç kadı olacak. TOKİ'nin gerçekleştireceği bu projenin bütçesi ise yaklaşık 40 trilyon. Eylül ayında, 465 binanın yıkımıyla başlayacak olan projenin, yıkımlardan sonra ortalama 15 ay içerisinde tamamlanması planlanıyor.

Günümüzde çöküntü ve gecekondu bölgesi olarak bilinen ve kentsel yaşam standartlarının çoğundan yoksun olan Sulukule, 1050 yılından bu yana tarihin en eski Roman yerleşimlerinden biri olarak bilinmekte ve bu sosyal dokuyu günümüzde hâlâ taşımaktadır. Bu özellikleriyle Sulukule'de yaşayanların kendi içlerinde oluşturdukları etnik kökene dayalı enformel birliktelikler, projenin deklare edilmiş ve bir buçuk senedir ilerliyor olması nedeniyle tedirgin ve kendi dışında olan bitene karşı gergin bir bekleyiş içindeler.

Sulukule'de yaşayan halk projenin oluşum aşamasında kendilerinin sürece dahil edilmediğini her fırsatta ifade ediyor. Bununla birlikte, projenin, Sulukule halkının ve yaşam biçimlerinin üzerinde yaratmış olduğu olumsuz etki, itici bir faktör oluşturup bir sivil inisiyatif oluşmasına neden oldu. Bir ay önce kurulan "Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği" Sulukule halkının, kendisini bu projeye karşı örgütlü bir şekilde ifade etme gereksiniminden doğdu.

Gerek mülk sahipleri, gerekse kiracılar projenin hiçbir aşamasını desteklemediklerini her fırsatta belirtirken; Sulukule dışında bir yerde yaşayamayacaklarını, fiziksel mekândaki iyileştirmenin kesin yapılması gerektiğini, fakat bu yapılırken sürece dahil edilmelerinin mutlak şart olduğunu belirtiyorlar. Bugün projenin imzalanmasıyla gerginlikleri ve kaygıları daha da artan Sulukuleliler, projeye karşı kendilerine destek veren sivil toplum laıruluşları, avukatlar, mimarlar, şehir plancıları ve akademisyenlerle ortak hareket ederek çalışmalarını sürdürüyorlar.

Sulukule'nin Postmodern Fethi
"Osmanlı Sivil Türk Mimarisi"nde evler yapma sevdası, mekânda kurmaca bir dizi ev oluşturmanın ötesinde bir işe yaramazken, yaratılan bu kurgu Sulukule'nin soylulaştırılmasında işlevsel olacak bir pazarlama aracı rolünü üstlenmektedir. Planın, Sulukule Romanları yerine, beyaz yakalılar olarak tabir edilen kent elitlerini çekme isteği, şimdiye kadar işleyen süreçten ve halka yaklaşım biçiminden net biçimde ortaya çıkmaktadır.

Gerçekleştirilecek olan kentsel dönüşüm projesinin mevcut sosyal dokuyu yok saymasının ötesinde kenti pazarlanabilir bir meta olarak tasarlama mantığı içerisinde üretilmiş olması, sonrasındaki süreçlerde İstanbul için pek çok sorunu beraberinde getirecektir. Dönüşüm projeleriyle beraber Gaziosmanpaşa gibi kent çeperlerinde oluşturulacak olan yeni TOKİ gettoları, daha sonrasında kentin toplumsal yaşamında oluşacak olan travmalara şimdiden gebedir.

İMP VE TOKİ Projenin Neresinde ?
Fatih Belediyesi'nin 5366 sayılı kanuna dayanarak gerçekleştireceği Sulukule projesi, her ne kadar tarihi yarımada sınırları içinde olsa da, şu anda İMP ofisinde yürütülen Tarihi Yarımada Kentsel Tasarım Projesinden bağımsız bir şekilde, karşılıklı koordinasyon sağlanmadan planlanmış ve uygulamaya konulmuş bir projedir. Buradaki sorun, tüm İstanbul için bir veri bankası oluşturması planlanan ve planların koordinasyon ve bütünlüğünün sağlanması amacıyla yaklaşık 500 uzmanı çalıştıran İMP 'nin rolüdür. Projenin kısa bir sürede bitirilerek uygulamaya hemen geçilmesi telaşı, siyasal rantların planlar üzerindeki edeleri olarak kendini net bir şekilde gösterirken, TOKİ'nin bu tip projelerde kâr amacı güden bir müteahhit firma gibi çalışması ayrıca sorgulanmalı ve masaya yatırılmalıdır. Bunların dışında Başbakanlık'a bağlı TOKİ'nin Türkiye genelinde İzmir'de, Çanakkale 'de, Ankara'da Roman mahalleleriyle ilgili kentsel dönüşüm projelerinde özellikle yer alması, devletin, kentin kamusal yaşamında kendi özerk alanlarını oluşturan Roman mahallelerine karşı müdahale etme çabası olarak yorumlanabilir.

Nasıl Bir Müdahale?
Bugün Sulukule kentin bir bölgesinde, kurtarılmış, kırmızı sınırları olan, özerk bir kamusal alan olarak işlevini sürdürmekteyken, buradaki insanların ve bu yerleşimin kente eklemlenmesinin gerekliliği yadsınamaz. Fakat siyasal iktidar bunu temsili kamu gibi yapmaya kalkışırsa, toplumsal yaşamda etnik kökene, dine vb. farklılıklara bağlı sınırlar daha da keskinleşir ki; bu durum beraberinde kentin mekânsal olarak zaten parçalanmış ve ayrılmış yapısını kentin bütünü için daha da tehlikeli bir hale getirir. Bu tip projelerle bu alanları ortak kamusal yaşama katmak hedeflenmelidir. Bu hedef ise, sivil toplum örgütlerinin, meslek kuruluşlarının, yerel yönetimlerin, akademisyenlerin ve her şeyden önce söz konusu alanda yaşayan halkın sürece dahil edilmesiyle mümkündür.

Amaç, farklılıkların birbirine dokunabildiği, birbirini anlayabildiği ve birbirini tolere edebildiği yaşanabilir bir kent yaratmak olmalıdır. Pazarlanabilir bir kent yaratma hedefi, bu amaca ulaşmayı olanaksız hale getirir...

Projelerden Etkilenen Aileler
Sulukule dönüşüm projesinden etkilenen 571 ailenin 250'si mülk sahibi, geri kalanı ise kiracı olarak uzun bir süredir bu bölgede oturmakta. Projenin mülk sahiplerine ve kiracılara sunduğu alternatifler ise şöyle; 

-Mülk sahipleri istedikleri takdirde, TOKİ'nin belirleyeceği rayiç üzerinden kamulaştırma bedelini alabilecek. Yenilenecek olan bölgede mülk sahibi olmak isteyen mülk sahipleri ise, kamulaştırma bedeli uygulandıktan sonra, yeni mülkleri ile arada oluşacak farkı, taksitler halinde 15 yılda ödeyecek, fazlaysa nakit olarak belediyeden alacak. Bölgede kalmak istemeyenler, mülklerini TOKİ'ye devrederek TOKİ'nin sunacağı Gaziosmanpaşa Taşocak'ta 200 bin metrekarelik alanda yapılan konutlardan edinebilecek. 

-Kiracılar ise TOKİ'nin Taşocak'ta yapacağı konutlarda, kurasız, kirayla konut sahibi olma hakkını kazanacak.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.