Haberler

Stuttgart Mercedes-Benz Müzesi

Tarih: 10 Ağustos 2006 Yazan: İpek Yada Akpınar


Fotoğraflar: İpek Yada Akpınar, Nur Esin Altaş

Stuttgart kentini besleyen, büyüten, tanımlayan Mercedes’in, firma tarihini, Dünya’daki, kıta Avrupa’sı ve ülkedeki sosyal-politik-ekonomik gelişmeler içindeki yeri çerçevesinde aktarmayı hedefleyen proje yarışmasını UN Studio 2005’de kazanmıştı. Grubun simge yapısı, Haziran 2006 Dünya Kupası’na yetiştirilmişti. Stuttgart’ı Almanya’nın diğer bölgelerine bağlayan ana arter üzerinde yer alan Mercedes-Benz fabrikaları ve yönetim merkezinin hemen yanı başında konumlandırılan müze, aynı zamanda Dünya Kupası için yenilenen futbol stadına yaklaşık 500 m mesafede… UN Studio’un simgesel önerisi, diğer eserlerinde olduğu gibi entelektüel bir tavır sunmakta. Gerek mevcut müzecilik anlayışını, alışılageldik tasarım yaklaşımını ve taşıyıcı sistem kabullerini sorgulayan, yapı-bozuma uğratan, yeniden tarifleyen, merakla ön araştırma sürecinden geçmiş deneysel bir bina söz konusu. Bu deneysel entelektüel yaklaşım, Mercedes grubunun endüstriyel devrim içindeki yerini bir kez daha gündeme taşımakta: ulaşıma ivme kazandıran ve dünya çapında geliştiren arabayı markalaştıran, lüks tüketim objesine dönüşümünü görselleştiren kritik bir platform yaratmışlar...



Her ne kadar içeriği bağlama odaklansa da, bölgeselcilik, bağlamsalcılık bu binanın reddettiği yaklaşımlar. Mimarlar diğer projelerinde olduğu gibi, strüktürel yaratıcılık ve buluşa dayalı yaklaşımlarını sürdürerek, müzede, teknolojiyi zorlayıcı, yaratıcı ve özgün yaklaşımları ile bütünleştirmişler. Dıştan tam algılanamayan, içten ise düş gücümüzü daha da zorlayan, açık uçlu, dairesel üç parça ile, hem geometrik, hem düşünsel olarak tanımlanması zor, nasıl taşındığı tam olarak algılanamayan bir yapı üretmişler. Alışılmış taşıyıcı sistem yaklaşımlarını uç noktalara dek sorguladıkları tasarımda, Ben van Berkel ve Caroline Bos, mekan biçimlerini ve işlevsel programları yeniden tanımlayan, yapılarını bozarak, oynayarak, mekan ve olaylar arasında yeni ilişkiler oluşturmayı önermişler.

Mimarlık disiplinindeki temsiliyet kavramı, müzenin olağanüstü yaratıcılıktaki eskizleri, deneysel modelleme ve perspektif teknikleri ile yeni bir yaklaşım kazanmış, sonsuz sayıdaki kesitler alışılmışın dışındaki taşıyıcı sisteme ve rampanın çözümüne ışık tutmuştur.



Proje, girişten ustaca bir yönlendirmeyle ziyaretçiyi üç beton dairesel kütlenin ortasında yer alan oyluma – ortadaki devasa iç boşluğa sürüklüyor. İnsan ölçeğini çok aşan,bu anıtsal orta mekan, çatıdan kontrollü doğal ışıkla aydınlatılmakta... Anıtsal beton mekandan, yüksek teknoloji ile tasarlanmış, adeta uzay kapsüllerini andıran şeffaf asansörlerle serginin başlangıç yeri olan en üst çatıya çıkılıyor. Giriş ve oylumun aksine, çatı kotu, steril bir uzay laboratuarını andırmakta. Gelişmiş teknolojinin en son noktasına dek kullanıldığı mekanda, açık havada kokteyl düzenleme olanağı da düşünülmüş. Uzaysal çatıdan, içe dönük, karartılmış, sergi bölümlerine geçiş ise dramatik bir karşıtlık yaratıyor. Tasarımını Tobias Wallisser ve UN Studio’un gerçekleştirdikleri serginin ilk bölümünde, Mercedes’in üç kurucusu kısaca tanıtılmakta. Ayrıca, 19.yüzyılın günlük hayatında önemli rol oynamış Mercedes’in ya orijinal ya da yeniden yaptırılmış kara ve deniz motorları/araçları sergilenmekte. 19.yüzyıldan 20.yüzyıla geçişteki teknolojik dönüşümler, olağanüstü sıçramalar, rampalarda yer alan kronolojik ekonomik–sosyal-tarihi-politik gelişmeler ışığında metinsel ve görsel olarak temsil edilmekteler. Bu bağlamsal çerçeve, ara kotlarda, kritik Mercedes modellerinin neden seçildiğini aktarmakta. Örneğin, Papa 2.Jean Paul için, Mehmet Ali Ağca’nın saldırısından sonra özel olarak üretilen kurşun geçirmez jip veya Prenses Diana’nın kullandığı lüks model, serginin en gözde parçaları. 19.yüzyıldan 21.yüzyıla uzanan uzun yolculuk, giriş kotundaki düş gücümüzü zorlayan deneysel modellerle son buluyor... Sadece bina deneyimi değil, içinde yer alan sergileme de gerçek bir görsel şölen...

Kısacası, binadaki her sergileme mekanı, kendi özgün ve özerk kimliğini taşımakta: hem de sergileme düzeninde yer aldığı ekonomik-politik-kültürel bağlam içinde dönemin Mercedes tasarımını görselleştiriyor. Ben van Berkel & Caroline Bos, hem politik hem kültürel bir bina olan müzede, kentin mimari dokusuna, ekonomik ve sosyal kimliğiyle görkemli mekansal katkılardan birisini yapmışlar.

Kesit ve Planlar: Wechsel Raum, UN STUDIO, Mercedes-Benz Museum, Design Evolution. Ludwigsburg: Avedition, 2006

İmaj Galerisi
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.