Uluslararası çevre koruma örgütü Greenpeace ve uzmanlar, İsrail bombardımanı sonucu denize sızan binlerce ton petrol tabakasının Türkiye ve Kıbrıs kıyıları için tehdit oluşturduğu uyarısında bulunurken, Denizcilik Müsteşarlığı yaptığı açıklamada, şu an itibariyle acil müdahale sorumluluk sahalarında "Lübnan kaynaklı" bir kirliliğin mevcut olmadığını bildirdi.
13-15 Temmuz 2006 tarihlerinde Beyrut'un güneyindeki Jeih bölgesinde bulunan enerji santralindeki yakıt depolama tanklarının bölgedeki savaş nedeniyle hasar gördüğü ve bu hasarın neticesinde yakıt depolarında bulunan ağır fuel oil yakıtının denize döküldüğünü belirten açıklamada, müsteşarlık bünyesinde bulunan Deniz Çevresi Başkanlığı ve Ana Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi tarafından 21 Temmuz 2006 tarihinden itibaren gelişmelerin uluslararası kuruluşlarla sağlanan irtibatla sürekli olarak takip edildiği belirtildi.
Çevre Hassasiyeti Olan Alanalar
Açık denizde bulunduğu tahmin edilen 5 bin ton yakıtın çok az bir kısmının topaklar halinde Türkiye'ye ulaşma ihtimali bulunduğunun değerlendirildiğine de işaret edilen açıklamada, hangi alanların öncelikle korunması gerektiği ve bu alanlarda alınacak önlemler için teyakkuzda bulunulmasına yönelik ilgili valiliklerin bilgilendirildiği belirtildi.
Bölgede çevre hassasiyeti olan alanların, Yumurtalık Lagünü, Samandağ Kumsalı, Ağyatan ve Akyatan Gölleri ile Tuzla Deltası olduğu kaydedilen açıklamada , Hatay, Mersin ve Adana valiliklerine, deniz kirliliği konusunda kriz komisyonu oluşturulması durumunda, komisyona Denizcilik Müsteşarlığından katılacak uzman personel listesi, kirliliğine müdahale için mevcut personel ve ekipman listesi, bölgede ekolojik olarak önemli olan alanların korunması için gerekli ekipmanın hazır tutulduğunun belirtildiği bildirildi.