Haberler

Bir Hasankeyf düşü vardı

Tarih: 11 Ağustos 2006 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Zeynep Oral
Siz hiç Hasankeyf'te gün batımını izlediniz mi? Ya da gün doğumunu? Güneşin ilk ya da son ışıkları arasında kaleye tırmanırken, önünüzde ve arkanızda uzanan eşsiz bir kilime benzeyen doğayı, doğa örtüsünü içinize çektiniz mi? O örtünün üzerinde resimler çizen Dicle'nin sularında yüzdünüz mü? O eşsiz kilimin içine gizlenmiş her taşın, her rengin, her kokunun öyküsünü, serüvenini, çevrenizi saran çocuklardan dinlediniz mi? Gözlerinizi bir türlü ayıramadığınız Asur, Sümer, Roma, Bizans, Abbasi, Artuklu ve Osmanlı eserlerini tanıdıkça ne denli zenginleştiğinizi düşündünüz mü?

Hayır hayır, niyetim sizleri sınava çekmek ya da eğer gidip görmediyseniz, o zenginliği yaşamadınız diye utandırmak değil...

Çok yıllar önce, Batman'dan Midyat'a giden bir minibüsün içinde, yanımdaki koltukta bir yandan bebeğini emzirirken, bir yandan da benimle sohbet eden genç ve akıllı kadın aklıma geldi de... ''Keşke'' diyordu, ''Keşke Batı'daki herkes buralara gelip görse, buraları senin kadar çok sevse, o zaman buraları da memleket olur...''

O akıllı kadın için ''Batı'' , Avrupa ya da Avrupa Birliği falan değildi. Ankara'ydı, İstanbul'du, Hasankeyf'in batısında kalan, Türkiye sınırları içindeki her yerdi...

Ya o ya bu değil!

Biliyorsunuz, Ilısu Barajı'nın tehdit ettiği, sular altında kalacak olan, içinde Hasankeyf'in de bulunduğu 250 arkeolojik yerleşim saptanmış ve I. Derece Arkeolojik SİT ilan edilmiş yörenin kurtarılması için, yıllardır çeşitli sivil toplum kuruluşları olsun, bireyler olsun, mücadele veriyor...

Biliyorsunuz, bundan iki yıl önce Başbakan ''Ben söz veriyorum'' dediydi... Hani ''Hasankeyf kurtarılacaktır'' dedi diye, tüm şakşakçı medyamız alkış tutmuştu! Gerçekten, siz o söze güvendiniz miydi? (Ha, ha, ha!)

Biliyorsunuz, bir grup insan (arkeolog, tarihçi, jeolog, mimar, avukat) AİHM'ye başvurmuştu Hasankeyf'in kurtarılması için. Oradan keşif kararı çıkarsa, baraj inşaatı nasıl sürebilir, bu çelişki nasıl çözülür ki?

Sak ın yanlış anlaşılmasın: Kimsenin baraj yapılmasın; elektrik enerjisi istemiyoruz; otoyol yapılmasın, santral yapılmasın; aman üretim artmasın; yatırım yapılmasın dediği yok!

Dediğimiz, ekonomik kalkınma, insanı, doğayı, çevreyi, kültür mirasını yok etmeden gerçekleştirilsin!

Olmaz değil, olabilir!

Daha açık seçik söyleyeyim: Biri ötekinin alternatifi değil! Birini gerçekleştirmek için ötekileri yok etmek gerekmiyor! Yani, ya o, ya bu hiç değil!

Ilısu Barajı için yıllardır nice alternatif projeler üretildi. Benim en iyi anımsadığım, Elektrik Mühendisleri Odası'nın barajı 55 metre aşağıya çeken önerisi... Ama ''bir koyup üç almak'' hesaplarına uymadığı için geri çevrildi. Yatırım yapacak yabancı ülkelere yeterince kâr sağlayamadığı için reddedildi. Onun yerine Hasankeyf'i gözden çıkarmayı yeğledi hükümet!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.