Haberler

Beton Sadece Beton Değilmiş

Tarih: 17 Ağustos 2006


TÇMB ve Betonart dergisinin mimarlık öğrencilerine yönelik her yıl düzenlediği “Betonart Mimarlık Yaz Okulu” bu yıl da 22-29 Temmuz 2006 tarihleri arasında Kayseri’de gerçekleştirildi. Bu yılki proje konsepti “Madde ve Doku olarak Beton” du.

Erciyes Üniversitesi işbirliğiyle Çimsa ve Yibitaş Lafarge sponsorluğunda gerçekleşen yaz okulunda mimarlık öğrencileri çeşitli deneyler ve gözlemlerde bulunurken eğlenceli saatler de geçirdiler. Betonun özellikleri ve kullanım alanları hakkında bilgi edinen öğrenciler daha önce yaşamadıkları deneyimlere tanık oldular. Grup çalışmaları sırasında betonu kalıplara dökerken katılımcılar betonun her aşamasını görme fırsatı elde ettiler. Betonla ilk kez karşılaşanlar harç aşamasında zorlansalar da ,sonraki günlerde malzemeleri nasıl katacaklarını öğrendiler. Küratörler ve atölye yöneticilerinin desteğiyle betonu keşfeden öğrenciler ,bir hafta süre boyunca betonun dilini anlamaya çalıştılar.

Öğrenciler ayrıca Yaz Okulu boyunca Kayseri’nin ve Kapadokya’nın tarihi ve mimari dokusunu da görme fırsatı buldular. Mimarlık Yaz Okulu, mimarlık mesleğine adım atarken öğrencilerin akıllarında unutamayacakları bir deneyim olarak kaldı.



Öğrencilerin gözüyle 2006 Betonart Mimarlık Yaz Okulu
Meltem Kalafat (Yıldız Teknik Üniversitesi): “Kendimizi betonun farklı dünyası içinde bulduk.  Bütün malzemeleri tanımaya çalıştık. Betondan kalıplar çıkartmaya başlayınca çok eğlendik. Artık doğru kullanıldığında betonun ne kadar önemli bir malzeme olduğunu anladım.”

Tuba Sarı (Osmangazi Üniversitesi): “Betonart Yaz Okulu hem çok güzel hatıralar hem çok iyi deneyimler kazandırdı bana. Betona bu kadar yakın olabildiğim tek yer bu okuldu grupça yaptığımız harç çalışmaları sırasında fikir çatışmalarına hoşgörü ile yaklaşmayı öğrendik. Tüm Betonart ekibiyle çok keyifli bir yaz okulu geçirdim.”

Mert Soyel (İstanbul Teknik Üniversitesi): “Betonart Yaz okulu’ndan önce betonu tanımak için çaba sarfetmedik hiçbirimiz.Ama daha sonra betonun ne kadar önemli bir işlevi olduğunu görebildik. Bildiğimiz  "Beton betondur işte" gibi kalıp cümlelerden vazgeçtik. Hep birlikte betonun iç dünyasını keşfettik”.

Emin Esra Bilgin (Trakya Üniversitesi): “Henüz mimarlık mesleğine atılmamış bir öğrenci olarak katıldığım en güzel mimari etkinlikti. Şansımıza küratörlüğümüzü iki önemli mimar Han Tümertekin ve İhsan Bilgin yapmıştı. Kitaplardan okuduğumuz betonun özelliklerini burada keşfetme olanağı bulduk. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde mimarlık okuyan arkadaşlarım oldu. Çok eğlendiğim aynı zamanda keşiflerle dolu bir dönem oldu.”

Sema Uğurlu (Dokuz Eylül Üniversitesi): “Merakla başlamıştık oyunumuza merakla devam ettik sonuna kadar. Her yeni oyun yepyeni deneyimler demekti. Öyle bir oyundu ki bu içinde yok yoktu sanki güzelliklere dair. İşbölümünü, arkadaşlığı, yorgunluğu, birlikte birşeyler üretebilmenin tadını yaşadık her seferinde. İlk gün nasıl geçecek onca zaman diye düşünürken birde baktık ki zaman geçip gitmiş. Zihinlerde ''Değiştirilemez'” sandığımız beton olgusunun her yeni deneyimle değiştirebileceğini keşfetmenin keyfini yaşadık hep beraber. Ponti'yi dinledik duyularımızı kattık işin içine, sonunda karşımıza çıkan yeniliklerin heyecan verici duygusu mutlu etti bizi. Sonunda baktık ki önümüzde keyifli, heyecan dolu, öğretici bir dünyanın kapıları açılmış. Kayseri'de geçirilen bir hafta çok şey kattı bizlere. Ufkumuzu açma, tabuları yıkma adına güzel bir deneyim yaşadık. Bu güzel organizasyonda yer almış olmanın mutluluğunu hala yaşıyorum. Tüm Betonart camiasına herşey için tekrar teşekkür ediyorum.” 

Emrah Köse ( Karadeniz Teknik Ünivesitesi): “Betonun sert ikliminde ılıman bir hafta yaşamak böyle olsa gerek. Kayseri'den sonra anılarımı aklımda kardım da burası kıvamı tutturduğum yer diyebilirim. Şanslı bir azınlığın samimi paylaşımları hissetmenin ötesine geçtiği vakit, dostluk çıkageldi. beton bile şaşırdı bu insanlara. Kendini bırakıverdi onların samimi ellerine. “Şey” olmak için dolu dolu geçen bir hafta bana çok şey öğretti dostlarım. Samimiyetin betonu ne kadar da güzelleştirdiğini farkettim.” 

Osman Arıcılar (Karadeniz Teknik Üniversitesi): “Betondan arkadaşlık gibi oldu bizim Betonartımız... Bu seneki Betonart'ta kalıplara bizim arkadaşlık bağlarımız şekil verdi, içeriğini çeşitlendirerek şekillendirdi, Dokuyu, Ponty'nin "şey"ini bu 7 günlük Betonart masalımız içinde yaşadık ve yaşattık. Bu betondan arkadaslık masalını yazmamızda emeği geçenlere çok ama çok tesekkürler.” 

Melih Validymarian (Ortadoğu Teknik Üniversitesi): “İlk gününden son gününe bitmeyen bir heyecan ile doluymuş Betonart. Bitince artık o kadar alışmış buluyorsunuz ki kendinizi hayatınıza girip çıkan bu hadiseye, oturmaktan buhran geliyor, hiç değilse google'a bir "Betonart 2006", bir "ponty", hatta bir "şey" yazıyorsunuz. Geceleri sıkıntıdan patlarken gitar çalan bir hocaya eşlik eden şaklabanlar resimleri arıyorsunuz elinizdeki DVD'lerde, ya da saatlerce harç karan tiplere gülüyorsunuz. Sadece sekiz günde o kadar çok şey yapılmış ki, konuşmalarınız “Ben Betonart'tayken” gibi cümlelerle başlıyor, çaya şeker katarken acaba bunu betona da atabilir miyiz? hesabı yapıyorsunuz. Teşekkürler ve temennilerle anıyorsunuz herkesi.”

   

Ümmühan Palaoğlu (Balıkesir Üniversitesi): “Betonun ne kadar elastik bir malzeme olduğunu gördüm artık betonla ilgili o sert kalıplara sıkıştırılmış ifadesi kafamda yıkıldı.betonun siz istediğiniz takdirde her türlü şekle bürünebildiğini gördüm.yeter ki oynamayı bilin. Herşey çok güzeldi... İyi ki bu organizasyona katılmışım çok şey kattı bana...”

H. Çağlar Demirdoğan (Çukurova Üniversitesi): “Betonlaşma” diye beynimize kötu birşeymiş gibi kazınan betonu yeniden yazdık aklımıza. Kötü olan beton değil, onu elinde bulunduranlarmış aslında. ve doğru ellerde olduğunda aslında ne kadar özel bir malzemeymiş beton. Betonu elimizde dogru tutmayı oğrendik sanırım. Algımızı ve ruhumuzu da betona katıp, onu tekniğine de uydurabilince ne kadar iyi sonuçlar alınabileceğini gorduk. Bu arada o kadar harç kardım ki... Çok da eğlendim ama. Son yaptığımız beton gercekten cok özeldi. Ben öncekinden iyi sonuc alamadığım icin ve koyu betonu karmak zor olduğu icin biraz fazla akışkanlaştırıcı katmıştım (normalin 5-6 katı kadar fazla). Sonucunda betonun ne kadar yayılmacı bir karakter kazanabileceğine gözlerimde şahit oldum. O betonu donmaması için bir arada tutmak icin cok daha fazla yoruldum. Yani siz siz olun akışkan olsun, kolay karılsın diye betona fazla akışkanlaştırıcı dökmeyin.
Bir de hala içindeki çocuğu öldürmeyenlerin hayatı boyunca “İyi oyun oynayabileceğini ve güzel şeyler” ortaya çıkarabileceğini oğrendik hep birlikte.

Özlem Akyıldız (Uludağ Üniversitesi): “Çağımızın en çok kullanılan malzemesi “BETON” Meslek hayatımız boyunca hep iç içe olacağımız bir malzeme,ama sanıyorum bu yaz okulundaki okulunda ki kadar birbirimize yakın olmamız mümkün olmazdı? Betona dokunarak 1 hafta boyunca iletişim kurduk, içinde neler olup olamayacağını gördük, onunla oyun oynadık. Kendi harcımızı oluşturduk.Betona yüklenen misyondan çok daha farklı bir gözle, “ŞEY” olarak algılamaya çalıştık betonu. Tabii bunu yaparken algılarımızın değiştiğini ve malzemenin bize gösterdiğinin dışında göremediğimiz özelliklerini de fark etmeye başladık. Tabii bunda Ponty’nin katkılarını da unutmamak lazım. Teşekkürler Ponty.

Bu bir haftada sadece betonla uğraşmadık tabi… Zaten organizasyonun mükemmelliği de bu noktada başlıyordu. Kaldığımız üniversiteyi tanıdık,şehri tanıdık yetmedi, şehir dışına çıktık, Ağırnas’ı, Kapadokya’yı görme fırsatı bulduk.

Veee 1 hafta da olsa, konu sadece beton da olsa bizim bir okuldan mezun olduğumuzu hiç unutmamamızı sağlamak için diploma töreni… Belki de en sonunda olabilecek en güzel şey… Herkes okulunu bitirdiğinde kepini havaya fırlatmak ister. İşte biz de bunu yaptık ama ufak bir fark vardı ki havaya fırlatılanlar kepler değil baretlerdi. Zaten betona da bu yakışırdı değil mi?

Başlarken yazın sıcağında Kayseri’de 1 hafta nasıl geçer derken, bittiğinde ne o gidiyor muyuz yoksa? Bu kadar çabuk olamaz dedirtti tüm bu yaşananlar. Bu kadar eğlenceli bir yaz okulu geçirmeme sebep olan Betonart ailesine, Erciyes Üniversitesi'ne, etkinlik boyunca bizimle ilgilenen tüm hocalarıma ve hepsi farklı okullardan tanıdığım 21 harika arkadaşıma teşekkür ediyorum.”

Serkan Duman (Selçuk Üniversitesi): “Beton günümüz Türkiyesi'nde en fazla kullanılan yapı malzemesi. Bu özelliğinin bir getirisi olsa gerek, uygulamada da en çok yanlışın yapıldığı malzeme. Yine bu sebeptendir ki benim de küçüklükten beri ısınamadığım bir madde. Fakat mimarlık bölümüne girdikten sonra beton ile yapılan ve yapılabilecekleri gördükce bu fikrim değişmeye başladı. Betonart Mimarlık Yaz Okulu ise kırılma noktası oldu. Yaz okulunda betonun ne kadar yönlü aynı zamanda çeşitli olabileceğini gördük. Türkiye’deki yaygın sabit kullanım şekline karşın bünyesinde bir çok alternatifi sakladığını anladık. Yaz okulundaki arkadaşlarımın da betona karşı bakış açılarının değiştiğini gözlemledim.

Yaz okulunda betonu öğrenmemizin yanı sıra bir diğer güzel hadise de yaşanılan ve yaz okulu tamamlanmasına rağmen halen devam eden arkadaşlıklarımız oldu.Türkiyenin dört bir yanındaki mimarlık okullarından bu öğretici ve eğlenceli yaz okuluna katılan öğrenci arkadaşlarım adına; bizler, Türkiyedeki çarpık yapılaşmaya dur demek için gerçekleştirdikleri bu güzel organizasyondan dolayı Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliğine, Yibitaş Lafarge ve Çimsa’ya teşekkürü bir borç biliriz.”

Mustafa Apan (Selçuk Üniversitesi): “Bugüne kadar aldığım mimarlık eğitimi ve öğretiminde hep suçlanan, günah keçisi konumundaydı beton, içinde yasadığımiz çevredeki niteliksizlik, kimliksizlik, çarpıklık bir şekilde betona maledilmiş ve beton hep “yapay” lıkla “çirkin” likle suçlanmıştı...

Bu organizasyon,bu bir haftalik  “okul” bana ne kattı diye düşündüğümde kendimde gördüğüm ilk değişim artık betona karşı olan onyargılarımdan sıyrıldığım oldu, onunla konuşmasını bildiğinizde size inanılmaz kapılar açabilen bu ilginç malzeme artık uzak durulmasi gereken, “sakıncalı” olmaktan çıkmış, gözümde bambaşka, inanılmaz bir malzeme haline gelmişti. Bir hafta boyunca türlü denemelerle “oyun”larla tanıştık, kaynastık betonla, (burada kaynaştık kelimesini gerçek anlamıyla kullanıyorum çünkü leğenlerin içinde ellerimizle yuğurdugumuz, olusturduğumuz malzemelerle-karışımlarla tam anlamıyla kaynaştık), bu bizim için inanılmaz eğlenceli ve öğretici bir olaydı...

Bunların yanında bu “okul” oluşturduğu mimari düşünsel ortamla da bana çok faydalı oldu, gerek bize yol gösteren küratorlerimizle, gerek grup moderatörlerimizle ve en önemlisi Türkiye’nin dört bir tarafından seçilmiş, farklı kültür ve eğitim ortamlarında yetişmiş arkadaşlarımla bir hafta boyunca çok eğlenceli-öğrenceli zamanlar geçirdim. Her birimizin gözlerindeki, “mimarlık”ımız adına yeni bir “şey”ler yapmanın/öğrenmenin o inanılmaz heyecanı ve parıltısını görmek, yaşamak o kadar güzeldi ki o bir hafta bir saat gibi geldi geçti.

Ülkemiz mimarlık ortamının gelişiminde çok önemli bir yere sahip olduğunu düşündüğüm bu guzel organizasyonun uzun yıllar devam etmesı dileğiyle, emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler…”
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.