Haberler

Barajlar: Doğaya en büyük tehdit

Tarih: 21 Ağustos 2006 Kaynak: Birgün Yazan: Yalçın Ergündoğan
"Barajların kalkınmanın simgesi olarak görüldüğü 1950’li yıllar da, “Barajlar kralı” unvanlı başbakanlar da geride kaldı artık…"

Dünyada olduğu gibi, Türkiye doğasının da karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden birinin “barajlar” olduğu gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor.

Çevresel etkileri çoğu kez göz ardı edilen barajlar doğal yaşam açısından önemli akarsu vadileri su altında bırakmaları nedeniyle çok sayıda canlının neslini tehlikeye sokuyor.
Doğa Derneği’nin yaptığı çalışmada Türkiye’deki doğal değeri yüksek 305 alanla Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından yapımı planlanan 561 baraj arasındaki ilişki araştırıldı. Araştırma sonuçlarına göre her iki doğal değeri yüksek alanın yaklaşık biri (305 alanın 148’i) planlanan baraj inşaatlarından olumsuz etkilenecek. Alanların 66’sı barajlardan doğrudan olumsuz etkilenecek olmakla birlikte, 55 alan barajların dolaylı, 27 alan ise hem doğrudan hem de dolaylı olumsuz etkileri ile karşı karşıya gelecek. Doğrudan etkilenecek alanların 185 bin hektarının tümüyle baraj suları altında kalması bekleniyor. Dolaylı etkilenecek alanlar ise kendilerini besleyen su kaynaklarının barajlarda tutulması nedeniyle susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya gelecek.
Baraj inşaatlarından olumsuz yönde etkilenecek doğal alanlar en çok Akdeniz, Doğu Anadolu ve Marmara bölgelerinde yer alıyor. Türkiye’nin bitki türleri açısından en zengin bölgesi olan Akdeniz’deki 74 doğal değeri yüksek alanın, 43’ü barajların doğrudan veya dolaylı etkisi altında kalacak.

En Tehlikeli 5 Baraj
Doğa Derneği’nin yaptığı çalışmaya göre, doğal değeri yüksek alanlarda en büyük alan kaybına neden olacak beş baraj projesini aşağıda sunuyoruz. Bu beş projenin, telafisi mümkün olmayan sorunlar oluşturmaması için, yeniden planlanması ve olumsuz etkileri giderilemediği takdirde iptal edilmesi gerekiyor. 

Ilısu Barajı: Dicle Nehri üzerindeki Ilısu projesi, toplamda yaklaşık 27 bin hektarlık bir alanı su altında bırakacak. Proje tamamlanırsa beş doğal değeri yüksek alanı birden etkileyecek (Bismil Ovası, Dicle Vadisi, Küpeli Dağları, Cizre – Silopi Taşkınları ve Eruh Dağları) ve dünyada sadece Eruh Dağları’nda yaşayan “Verbascum globiferum” isimli canlı türünün yok olmasına neden olacak.

Kayraktepe Barajı: Göksu Nehri üzerine yapılmak istenen baraj, Göksu Vadisi’nin 12 bin hektarlık alanını ve Ermenek Vadisi’nin ise 1300 hektarlık alanını su altında bırakacak. Kayraktepe projesi gerçekleştirildiği takdirde, 16 endemik bitki türü ve bir endemik sürüngen türünün de içinde bulunduğu toplam 33 canlı türü tehlike altına girecek. Tüm dünyada sadece bu bölgede bulunan Onobrychis mutensis adlı bitkinin nesli Kayraktepe projesinin gerçekleştirilmesi ile muhtemelen yeryüzünden silinmiş olacak.

Ermenek Barajı: Göksu üzerindeki Ermenek Vadisi’nin 6 bin 500 hektarı bu proje ile sular altında kalacak. Tüm dünyada sadece burada yaşayan Verbascum leuconeurum isimli bitki türü barajın su tutmasıyla yok olacak. Barajla birlikte Ermenek bölgesinde yaşayan 123 bitki ve hayvan türü daha nesli tükenme tehlikesiyle karşılaşacak.

Yusufeli ve Güllübağ Barajları: Çoruh Nehri üzerine yapılacak olan baraj, toplam 133 canlı türü için uluslararası öneme sahip olan Çoruh Vadisi’nin 5 bin 535 hektarlık bir alanını su altında bırakacak. Çoruh Vadisi’nin içinde bulunan diğer bir proje olan Güllübağ projesi, Çoruh Vadisi’nin yaklaşık 2 bin 200 hektarlık bir alanını su altında bırakırken, nesli tehlike altında olan iki endemik bitkinin de (Campanula choruhensis ve Erysimum leptocarpum) yok olmasına neden olacak. 

Dipni Barajı: Güneydoğu Toros eşiğinin 4900 hektarı bu proje sonucunda su altında kalacak. Güneydoğu Toros eşiği 32 bitki ve hayvan türü nedeniyle doğal değeri yüksek bir alan.

Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken konu ile ilgili olarak şunları söylüyor: “Barajların etkileri Türkiye’de ve tüm dünyada göz ardı ediliyor. İnsan vücudundaki damarlara bir tıkaç takılması kan dolaşımını nasıl durdurursa, barajlar da doğanın can damarları olan akarsuları durduruyor. Önü baraj seddeleri ile kesilen akarsular taşıdıkları su azaldığı için vadileri boyunca uzanan alanları besleyemez oluyor. Tıpkı kol damarlarınızdan biri tıkandığında veya koptuğunda kolumuzun çalışamaması ve zamanla erimesi gibi. Barajlar elektrik üretimi ve sulama açısından son derece önemli olmalarına rağmen, çevresel etkileri göz ardı edildiği takdirde insan ve çevre için hayati sorunlar oluşturabiliyor. Başka bir deyişle barajlar, bir toplumsal soruna çözüm getirirken yepyeni ve telafisi mümkün olmayan sorunlar yaratıyor. Nuh efsanesi canlı türlerinin tufandan nasıl kurtarıldığını anlatır. Peki bugünün canlılarını modern tufan barajlardan kurtarmanın sorumluluğu kime ait?”
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.