Haberler

Ömerli'ye sanayi bölgesi olmaz

Tarih: 26 Ağustos 2006 Kaynak: Radikal Yazan: Dr. Ali Eşref Turan
İstanbul'un içme suyu ihtiyacının yarısını karşılayan Ömerli Havzası aynı zamanda önemli bir doğal yaşam alanı. Buradaki kirlenme sadece insanlara değil, kuşlara ve nadir bitkilere de zarar verir. Kente bir organize sanayi bölgesi gerekiyorsa bunu yapacak Ömerli'den başka yer mi yok?

Bir toplumun ihtiyaçlarını giderebilmek için üretmek gerekir. Üretilenler ya tarımsal ürünlerdir ya da sanayi ürünleridir. Tarım ürünleri tarla, bağ, bahçe gibi yerlerde üretilirken; sanayi ürünleri de atölyelerde, fabrikalarda üretilir. Atölyeler, fabrikalar nerelere kurulabilir? Eğer bir ülkede planlama yoksa, kurallar yoksa girişimciler kendileri için en uygun olan yere söz konusu tesisleri kurarlar. Girişimciler için en uygun olan yer de üretim maliyetlerini en aza indirecek yerdir. Bu, üretilecek nesnenin ne olduğuna göre pazara yakınlık, hammaddeye yakınlık, limana yakınlık, demiryoluna yakınlık, işgücüne yakınlık olabilir. Girişimci yer seçimi kararını verirken, çevreyi kirletmemek gibi bir ilke gözetir mi? Böyle bir ilkeyi dert edinen girişimci ise, gözetir. Ama bu davranışı her girişimciden beklememek gerekir. Nitekim etrafa baktığımızda çevrenin genel olarak girişimciler tarafından gözetilmediğine ilişkin çok örnek görürüz: kokar hale gelen İzmir Körfezi, balçıklaşan Osmanlı döneminin sayfiye yeri Haliç, kirlenen Marmara Denizi, kirazları kalmayan Kirazlıyalı örneklerin bir kısmıdır.

Girişimcinin çıkarları
Girişimcilerin çıkarları ile toplumun çıkarları aynı değildir. Girişimci yukarıda belirtildiği gibi maliyetlerini en aza indirmeye çalışır. Çünkü bu, onun kârını en yüksek düzeye çıkarması için kaçınılmazdır. Eğer gerekiyorsa, bunun için çevreyi de tahrip eder. Oysa çevrenin tahribi toplumun zararınadır. O yüzden girişimci ile toplumun çıkarları çatışır. Çevreye ilişkin çatışma sadece girişimcilerle toplumun çıkarları arasında görülmez, bireylerin çıkarlarıyla toplumun çıkarları arasında da görülür. Belirli bir cemaatle toplum arasında da görülebilir. Hatta devletin bir kararı da toplumun çıkarıyla çatışabilir. Toplum seçip yetki verdiği yöneticiler eliyle kendi çıkarlarını korumaya çalışır. Seçilen yöneticiler çevrenin korunması için kurallar koyarlar ve bu kuralları kamu otoritesiyle uygularlar. Bu kurallar konuya göre değişir. Eğer kentin suyunu sağlayan bir baraj gölü varsa; buradaki su içme suyu ve beden temizliği, besin maddelerinin temizliği, kap kacak temizliği için kullanılacağından doğrudan sağlıkla ilgilidir. Böyle olunca da, bu baraj gölü 'normal koşullarda' korunur. Korumayı sağlamak için gölün etrafında farklı derecelerde koruma alanları oluşturulur. Her alanda yapılabilecekler ve yapılamayacaklar belirlenir. Ömerli Baraj Gölü için de koruma alanları belirlenmiştir. Belirlenmesine belirlenmiştir ama belirlenen alanlara uyulmuş mudur? Maalesef hayır!

1972'de inşaatı biten Ömerli Baraj Gölü'nün koruma alanlarını, koruma alanı olmaktan kimler çıkarmıştır, nasıl çıkarmıştır? Önce yerleşimle koruma alanı olmaktan çıkarılmıştır. Sultan Beyliği Çiftliği'nin olduğu yere I. Dünya Savaşı'nın arkasından Bulgaristan'daki rejim değişikliği sırasında gelenler yerleştirilmiştir. 1950'li yıllarda yerleşim yeri köy yapılmıştır. Baraj gölü yapıldıktan sonra Sultanbeyli Köyü; yapılan gecekondularla yani ruhsatsız, izinsiz yapılarla olağanüstü büyümüştür. Kamu otoritesi bu yapılaşmayı ya görememiş, ya da görüp göz yummuş veya görüp çaresiz kalmıştır. Sonunda gecekondulardan oluşan yerleşim yeri ilçe yapılmıştır. Çıkarılan sayısız imar aflarıyla da ruhsatsız yapılara ruhsat verilmiştir.

Sadece vatandaş mı koruma alanına girmiştir? Hayır. Devlet de girmiştir. TEM'in İstanbul-İzmit arasındaki kısmı Sultanbeyli'den geçirildi. Planlanan yoldan günde kaç araç geçecekti? Bunların egzoslarından havaya neler, salımlanacaktı? Bunlara etrafa etkisi ne olurdu? Suyu, su havzasını kirletir miydi? Yolun yapımına karar verenler bu soruların cevaplarını göz önüne almadan 'yapılsın' dediler.

Uluslararası düzenlemelerin ülkemizdeki yapılmasının önemini dile getirenler Formula 1 için yine göl havzasını uygun gördüler. Başka ülkelerde bu tür tesisler inşa edilirken Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) yaparak karar verirler. Eğer ÇED raporunda çevreye olumsuz etki söz konusu ise başka yerler ararlar. Zaman yoktu! ÇED yapılamadan karar verildi, tesis kuruldu. Çevreye etkisi ne oldu? Bugüne kadar Ömerli Baraj Gölü çevresine zarar verecek girişimler yetmemiş, ki şimdi de Sanayi Bakanı Ömerli'ye Organize Sanayi Bölgesi yapmak istiyor. İstanbul'a Organize Sanayi Bölgesi yapılmalı mı? Yapılacak ise bunun yeri Ömerli mi olmalı? Geçtiğimiz yıllarda Ömerli çevresindeki yerleşim yerlerinin meydana getirdiği kirlenmeyi önlemek için biyolojik arıtma tesisi kuruldu. Yani önce birilerinin kirletmesine izin verildi. Bu kirletmenin zararını İstanbullular gördü. Zarar ortadan kaldırılsın diye yapılan tesislerin bedelini de İstanbul'da su kullananlar ödedi.

Çevredeki yerleşim yerleriyle bile baş edilemeyen bir yerde, fabrikaların yer alacağı Organize Sanayi Bölgesi kurulacak! Hiçbir açıdan yapılmaması gereken Organize Sanayi Bölgesi'nin bir de böyle baş etme sorunu var. Örnek mi istersiniz? Arıtma tesisleri çalıştırılmayan Organize Sanayi Bölgelerine bakılabilir. Ömerli sadece su toplama havzası olarak değil, bitki örtüsü ve kuş alanı olarak da zengin ve önemli bir yerdir. Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD) Ömerli havzasında nadir ve bir kısmı dünyanın başka bir yerde olmayan bitki türlerine ev sahipliği yapan orman, fundalık, mera, turbalık ve sulak alan habitatlarının bir karışımını içerdiğini topluma söylemektedir: "Ömerli Havzası'nda Türkiye çapında nadir 37'den fazla çiçekli bitki ve eğrelti yetişmektedir. Bunlardan 10'u Türkiye'ye endemiktir (dünyanın başka hiçbir yerinde doğal olarak yetişmez). Ömerli Havzası aynı zamanda Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası Bern Sözleşmesi gereği korumakla yükümlü olduğu altı bitki türüne de ev sahipliği yapmaktadır." Ömerli'de yaratılacak her ek kirlenme insanlara, bitkilere, kuşlara da zarar verecektir.

Ömerli'ye Organize Sanayi Bölgesi yapılmasından vazgeçilmelidir. Zaten bunu İSKİ de istemektedir. Sadece Organize Sanayi'den değil, B2 düzenlemelerinden de vazgeçilmelidir. Ömerli bir an önce DHKD'nin önerdiği gibi doğal sit alanı olarak koruma altına alınmalıdır.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.