Haberler

Sağlıklı Yaşam Alanları ve Verimlilik

Tarih: 5 Eylül 2006 Kaynak: SFGate.com Yazan: Carol Lloyd Çeviren: Gaye Beler
1970’ler ve 1980’lerde dışa kapalı modern yapıların artmasıyla birlikte, bir yapının kötü tasarlanmasının potansiyel yan etkilerinden birinin insanları hasta etmesi olduğu fikri kabul gördü. Pek çoğumuz, hatalı düzenlenmiş havalandırmalar ya da aşırı asbest kullanılmış okul yapıları ile birlikte, oturduğumuz yapıların uzun vadede üzerimizde kötü etkileri olacağını zor yollardan öğrenmiş olduk.

Peki ama yapılar bizi daha sağlıklı ve mutlu yapamazlar mı?
Bu soru, elbette mimarinin en önemli etkilerinden birinin temelini oluşturuyor. Kaliforniya Üniversitesi’nden Prof.Dr. Christopher Alexander’ın savı; organik biçimde tasarlanmış yapıların bizi daha mutlu ettiği yönünde; büyük bir amacın ürünü olan binaların tasarımının öneminin ise fonksiyonel öneminin de ötesinde, yapının formu ile insan varlığı arasındaki bağlantı olduğunu varsayıyor.

Fakat yıllar sonra firma sahiplerinin her kuruşu hesaplayarak, daha da fazla çalışma alanı yaratma çabaları, sonunda gezegeni çirkin ve ruhsuz yapılardan oluşmuş bir döküntü haline getirdi. Daha da özelleştirirsek; 1970’lerde ki enerji krizinden bu yana, meydana gelen yapılaşmanın mimariye getirdiği en kötü sonuçları şunlar oldu: Penceresiz ilköğretim okulları, boğucu ofis parkları, klostrofobik hastaneler. Günışığı, manzara ve doğa; yöneticilere ayrılan köşe suitleri ile ya da dünyanın pahalı özel konutlarıyla ilişkilendirildi.

Şimdi mimar David Hobstetter ve mühendis Alisdair McGregor ticari alanların tasarımındaki trendleri değiştirmeyi hedefleyen ve yaptıkları araştırmalara dayalı bir sunum yarattılar. Tıp ve enerji alanında yapılan geniş çaplı çalışmalardan elde edilen bilgilerle donanmış bu sunumla, bugün birer lüks haline geldiğini düşündüğümüz manzara, bol ve doğal ışık, yeşil alan gibi tasarımın pek çok kriterini tartışıyorlar; ki bunların sağlığımız, aklımız ve hatta üretkenliğimiz üzerinde ciddi ölçüde etkileri olabilmektedir.

 
 Jie Fang Daily News Merkez Ofisi
 
 Jie Fang Daily News Merkez Ofisi

Arup Engineer’ in başında yer alan makine mühendisi McGregor konuyu “Müşterilerimize her zaman daha ucuz binalar yapabileceklerini söylüyoruz.” diyerek açıklıyor.” Asıl soru bunun sonuçlarını isteyip istemedikleri.” San Francisco’daki büyük mimarlık ofislerinden KMD ye bağlı çalışan Hobstetter; yapılarında günışığının kullanılmasının da tasarlandığı, sürdürülebilir yapım metodlarının uygulanması fikrini destekliyor. 15 yıl önce inşa edilen ikiz kuleler Oakland Federal Binası ile birlikte ışık ve manzara ile ilgili bu tasarım kriterlerini ilk defa hayata geçirdi. Hobstetter, o günden bu yana, bu fikirleri barındıran pek çok projede görev aldı ki bunlardan bazıları, Şangay’daki Jie Fang Daily News Merkez Ofisi ve San Luis Obispo'daki County Hükümet Merkezi'dir.

Ancak Hobstetter, yatırımcıların pek çoğunun hala daha fazla eğitime ihtiyaç duyduğunu söylüyor. “Ekolojik yapıların, günümüzde daha yüksek oranlarda ve daha çabuk kiralanabildiğine dair küçük, ancak gelişmekte olan bir anlayış var, çünkü doğayla bütünleşik yapıların günümüzde moda olduğu düşünülüyor ve kiracılar sürdürülebilir yapılara daha fazla kira ödüyorlar. Ancak günışığının en güçlü etkisi olan doğa ve manzara, halen yeterince kabul görmüş değil.

Çalışmalar sağlam iddialar ortaya koyuyor ki yapı üreticileri çalışmalarına çok daha farklı açılardan yaklaşmalılar. 2003 yılında Kaliforniya Enerji Komisyonu tarafından desteklenen ve ofis çalışanları üzerinde yapılan bir araştırmaya göre gün ışığına daha çok maruz kalan çalışanların, konsantrasyonları daha yüksek ve kısa süreli hafızaları daha iyi durumda oluyor.

1999 yılında yapılan bir çalışmada okullarda da benzer bir duruma rastlandı. Günışığından en çok faydalanan öğrencilerin standart testlerinde %18 başarı gözlenirken doğal ışığa daha az maruz kalan öğrencilerin başarısı oranları %7'lerde kaldı.

Tek bir okul bile araştırıldığında, bol miktarda doğal günışığına sahip okullarda eğitim alan öğrencilerin öğrenmelerinde son derece radikal, pozitif etkiler görüldü. San Juan Capistrano’da bir sınıftaki öğrencilerin kendilerine göre daha az ışık alan bir sınıfa göre; yıl boyunca süren matematik testlerinde %20 daha hızlı ve okuma testlerinde de %26 daha hızlı oldukları gözlendi. Doğal ışığın artışıyla birlikte satış alanlarında dahi satışlarda %8 den %30'lara varan artışlar görüldü.

Bu tasarım yaklaşımının performanslar üzerindeki pozitif etkilerinin yanı sıra öğrencilerin ve işçilerin dikkatini dağıtıp dağıtmayacağı konusu da geniş biçimde tartışıldı. 2003 yılında Fresno’daki okul bölgelerinde yapılan araştırmalarla yeşil alanların ve insanların göründüğü uzak kır manzaralarına açılan pencerelerin öğrenmeyi pozitif yönde de desteklediği görüldü.

 
 Oakland Federal Binası
 
 Oakland Federal Binası

Benzer biçimde, Sacramento Belediyesi Kamu Hizmetleri Merkezi bu fikirlerin etkileri üzerinde yapılan çalışmalarda daha iyi performans elde etmek üzerine, daha gelişmiş fikirler ortaya attı. Mümkün olan en iyi manzaranın sunulduğu çalışanların çalışma hızlarında, hiç manzarası olmayan alanlarda çalışanlara oranla, %7’den %12’ye varan artışlar görüldü. Güzel manzarası olan çalışanların aynı zamanda daha iyi sağlık koşullarına da sahip oldukları görüldü. Bilgisayar programcıları ile yürütülen bir başka çalışmada; manzarası olan bir mekanda çalışanların asıl görevleri için %15 daha fazla zaman harcarken, bu mekanlarda bulunmayanların; diğer çalışanlarla telefonda görüşmek için, %15 daha fazla zaman harcadığı belirlendi.

“Yaşam süresince yapılardaki bütün yeniden düzenlemeler, içinde oturanların daha sağlıklı ve hatta daha zeki olmalarını sağlayarak, kendi kendilerini finanse etmektedir.” diyor Hobstetter. Genel olarak bir yapının inşaası, işletilmesi ve enerji tüketimlerinin maliyeti toplam maliyetinin sadece %10’ u gibi bir miktardır. Kalan %90’lık kısım ise çalışanların maaşlarından oluşmaktadır. Dolayısıyla çalışanların daha sağlıklı ve işe odaklı çalışmaları için yapıların tasarımı bir konfor olarak değil bir gereklilik olarak değerlendirilmelidir. “Buradaki gizli hazine, üretkenlikte görülecek artıştır.” Ne yazık ki, pek çok proje bu etkiler tasarlanmamış olarak inşa edilmektedir ki bunun sonucunda firma sahipleri, yapıların içinde oturanlar ya da kiracıların üzerindeki en önemli etkileri ile hiç ilgilenmeyecektir.

Günışığı ve manzaranın insan vücudunun kendini yenilemesi üzerindeki etkileri giderek daha da şaşırtıcı olmaktadır. Pittsburgh Üniversitesi 2005 yılında yapılan tıbbi bir çalışma ile güneşli odada kalan hastaların, loş odalarda kalan hastalara oranla daha az acı çektikleri, bir başka açıdan ağrı kesici ilaçlara duydukları ihtiyaçta yaklaşık olarak %21 azalma görüldüğü ortaya çıkmıştır. Bunlar Science Dergisi’nde 1984 yılında yayınlanan hastane çalışmalarının sonuçlarını doğrular niteliktedir. Ki bu çalışma ile bitkilerle örtülü bir manzaraya sahip hastaların çok daha az ağrı kesici kullandıkları ve dramatik bir biçimde beton bir duvara bakan hastalara oranla daha hızlı iyileşme gösterdikleri görülmüştür.

İronik bir biçimde; dışarıyı içeri taşımak fikri; ilk defa, erken dönem Kaliforniya mimarları tarafından estetik bir hareket olarak ortaya atıldı ve bu tasarım olgusu başlangıçta bir yaşam biçimi tercihi olmaktan çok daha uzak değerlendirildi.
Oysa doğal ışık kaynakları, doğru tasarlandığında enerji tasarrufunu sağlıyordu ve iç mekan tasarımında yeşil alanlara yer vermek havayı temizlemek suretiyle yapay havalandırmaya duyulan ihtiyacı da azaltıyordu.

Pek çoğumuz için böyle kararlar sezgisel dünyamızı ortaya çıkarır. Çok sıradan ve genel bir tanımlama da olsa; her tasarımda ve her aşamasında; düşünmeye değer bir soru... Kim kendisini doğal ışık alan ve hatta bir orman manzarasına açılan bir odada daha iyi hissetmez ki?
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.