Haberler

Kasımpaşa’nın Akdeniz birincisi öğrencileri

Tarih: 22 Ocak 2007 Kaynak: Hürriyet İK Yazan: Nuran Çakmakçı
Kasımpaşa Çok Programlı Lisesi’nde okuyan öğrenciler, resim öğretmenleri Başak Tuna Bayrak’ın (29) girişimiyle, ICAM-MED Gençlik Eğitim Atölyesi’nin yarışmasına katıldılar ve okul bahçesiyle ilgili projeleriyle Akdeniz Ülkeleri birincisi oldular.

Başak Tuna Bayrak, 29 yaşında bir resim öğretmeni. Koleji bitirip, Marmara Atatürk Eğitim Fakültesi Resim Öğretmenliği’nden mezun olduğunda, meslek tercihi konusunda önce bir tereddüt yaşadı.

Kamu personeli sınavına girerek, 120 mezun arasından öğretmenliğe atanan 3 kişiden biri oldu. Kaynarca’da bir okulun ardından geldiği Kasımpaşa Çok Programlı Lisesi’nde şimdi resim öğretmenliği yapıyor. Meslekte altıncı yılına girdi.

Öğretmenliğe ilk başladığı yer, bugünkü gibi yoksul kesimin çocuklarının gittiği bir okuldu. Başak Tuna Bayrak ya okulda dersini anlatacak, gördüklerini ve yaşadıklarını, çocukların yüzündeki hüznü ve öğrenme isteğini orada bırakıp, hiçbir şey olmamışçasına yaşamını sürdürecek, yani sıradan bir öğretmen olacak ya da onlarla birlikte yeni projeler hazırlayacaktı.

O ikinci yolu seçti. Çünkü yoksulluk ve yoksunlukla büyüyen çocukların hayata tutunma çabaları onu etkiledi. Çocukların çaresizliğini gördükçe gücünün, zamanının üstünde çalıştı.

Hayattan çok fazla beklentisi olmayan genç yüreklere güzel sanatları sevdirdi. Resim derslerini keyif haline getirdi. Kendisi de her geçen gün mesleğine ısındı, daha çok sevmeye başladı. Kolejde öğrendiği İngilizcesi ile uluslararası yarışmaları takip etti. Proje kapsamlı resim yarışmalarına katıldı. Başarılar art arda geldikçe, durmadı, hergün yeni projeye katıldı. Mesleğini çok büyük bir heyecanla yapmaya devam etti.

Arkitera Mimarlık Merkezi’nin Avrupa’nın en önemli merkezlerinden biri olan Az Wien ile ortaklaşa yürüttüğü ICAM-MED Gençlik Eğitim Atölyesi’nin yarışmasından haberdar oldu. Yetenekli öğrencilerini topladı. Yarışmanın konusu, "Gençlerle Mimarlık Atölyesi" idi. 2,5 gün boyunca Avusturyalı Anne Wüben, Alexandra Viehhauser ve İTÜ’den Esra Kahveci ile ortaklaşa çalıştı. Kasımpaşa Çok Programlı Lisesi öğrencilerinin ortaya koydukları ürünler herkesi şaşırttı. Az Wien’in eğitim programı çerçevesinde daha önce Avusturya ve İngiltere’de gerçekleştirdiği çalışmanın İstanbul ayağındaki Kasımpaşalı öğrencilerle yürüttüğü bu çalışma heyecan verici ve yaratıcıydı.

Öğrenciler okul bahçesini planladılar
Atölye çalışmasının ilk gününde, öğrencilere Avrupa’nın çeşitli yerlerinden kentsel mekan örnekleri gösterildi ve bunun üzerine tartışıldı. Daha sonra öğrenciler, okul bahçesinde değiştirmek istedikleri alanları seçti. Ölçüm ve dramatizasyon yöntemiyle mekanı hissetmeye çalıştı. Çoğu dar gelirli ailelerden gelen öğrenciler, okulda en çok eksikliğini hissettikleri mekanları belirledi. İkinci günde bütün bu analizleri eskizlere ve ölçekli çizimlere dönüştürdüler. Yapmak istedikleri müdahaleler için maketlerle çalıştılar. Jüri de bu maketlerin profesyonelliğe yaklaşan inceliğine hayran kaldı.

Okul Müdürü Deniz Mutlu Güler’in de desteği ile lise 2 ve 3’üncü sınıftaki öğrenciler Şeyda Bozkurt, İlknur Pekşen, Tuğba Pınar, Çiğdem Cavlak, Sümeyye Akar, Ali Rıza Demirci, Mesut Helva, Emrah Ulaş, Serkan Akdağ, Neslihan Karadağ ve Serap Yılmaz’ın hazırladığı proje sonuçlandı.

Sonuçta; kendi halinde eğitim alan öğrencilere, Başak öğretmenleri bir ışık oldu. Onun heyecanı ve kararlılığı ile yetenekleri keşfedilen Kasımpaşalı öğrenciler, Akdeniz Ülkeleri birincisi olarak yarışmanın galibi oldular.

Bu başarı orada kalmadı. Bakanlığa bildirildi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, her öğrenciyi tek tek Ankara’ya çağırarak hem ellerine birer cep telefonu ve onur belgesi, hem de hesap numaralarına 500 YTL’ye yakın para ödedi. Başak öğretmenleri ile bir anda hayatları değişen Kasımpaşalı öğrenciler ise, şimdi bir sponsor firma aracılığıyla bu çalışmaların üretilip, okul bahçesindeki yerlerini almalarını istiyorlar.

Yarışmada ürettikleri küçük alanları kullanışlı hale getirme becerilerinin hayata geçirilmesini bekleyen öğrenciler, resimlerin sergilenmesi için döner platform, spor salonu oturma koltukları, arkadaşlarının yemek yiyeceği oturma grubu yapmayı bekliyorlar. Üç boyutlu köpüklerden yaptıkları maketlerin gerçeğe dönüşmesi için birilerinin kendilerine yardım etmesi ümidini taşıyorlar. Tabii Başak öğretmen de, mesleğiyle gurur duyuyor.

Annelerin yarışma ruhuna gem vurun!
Bugünlerde evlerde bir telaş bir telaş. Ödev pardon proje yapılıyor. Ama kimin yaptığı belli değil. Anneler mi, çocuklar mı? Bilinen bir şey var. O da bu işin pazartesi sabahına yetişmek zorunda olması. Milli Eğitim Bakanlığı ilköğretim kurumları yönetmeliğini değiştiriyor. "Artık çocuklara ödev verilmeyecek" diyor. Diyor ama şimdi neredeyse bütün aile ödev yapar hale geliyor. Pardon ödev değil, proje. Adı değişti de! Ama verilen "performans" ya da "proje" ödevleri pek yaşa uygun olmayınca, iş anne babalara düşüyor. Zaten -özellikle de anneler- yarışma ruhuna sahip olduğu için hemen kolları sıvıyor, çocukların yerine projeleri onlar yapıyor. Ertesi gün de sınıfta kıyamet kopuyor. Çünkü, çocuğun kendi el yazısı veya yaratıcılığı ile yaptığı performans ödevi, bir diğer arkadaşının annesinin yaptığı ödevle karşılaştırılıyor!

Annenin printer çıkışlı, poster haline getirilmiş, nesnelerle desteklenmiş tez çalışması, ilköğretim öğrencisi çocuğunun koltuğunun altına sıkıştırılarak okula gönderiliyor. Bu işi kendisi yapmaya çalışan çocukları alıyor mu bir hayal kırıklığı! Ödevi arkadaşının değil de annesinin yaptığını bilmeyen çocuk, kendi kargacık, burgacık yazısından ve eldeki karton veya kağıtlara yapıştırdığı mütevazı çalışmasından utanıyor. Ödevi çocuğun değil de annenin yaptığını bilen öğretmen de sessiz kalınca bu kötü alışkanlık diğer arkadaşlara da yayılıyor.

Haksızlık da yapmayalım. Sayıları az da olsa bazı okullar bu acayip duruma müdahale ediyor.

Ama hırslı anneler, yarışma ruhlarına gem vuramıyor. Kendileri, geçmişte yapmadıkları / yapamadıkları şeyleri çocukları adına yapmaya çalışıyor. Otomobilleri, evleri hatta takılarıyla yarışan anneler, şimdi de çocuklarına yaptıkları ödevlerle yarışa giriyor.

Aslında Milli Eğitim Bakanlığı proje ve performans ödevlerini verirken, bakın öğrencilerin hangi yönlerinin gelişmesini istiyor:

Proje: Öğrencinin grup veya bireysel olarak değişik konularda inceleme, araştırma, yorum yapma, görüş geliştirme, yeni bilgilere ulaşma, özgün düşünce üretme, çıkarımlarda bulunma.

Performans: Eleştirel düşünme, problem çözme, araştırma yapma, okuduğunu anlama, yaratıcılığını kullanma.

Gördüğünüz gibi amaç ve hedefler iyi. Ama çocuklar yaparsa!

Demek istediğimiz odur ki öğretmenler ve okul yönetimleri özellikle annelerin bu yarışma ruhlarına gem vuracak etkili tedbirleri almalıdır. Ailelerin yaptığı ödevleri sergilemeyerek, geri göndererek, gerekirse rehber öğretmen kanalıyla konuşarak bu yarışa dur demeli. Ödevi annelerin değil, çocukların yaratıcılıklarını kullanarak yapmalarını sağlamalı. Tabii bunun için de onlardan yaşlarına, eğitim seviyelerine uygun işler istemeli. Bilmem anlatabildik mi?

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.