Haberler

Taşeron Hintli mimarlar

Tarih: 30 Mart 2007 Kaynak: Birgün Yazan: Ahmet Tonak
Şöyle zor bir cümle: "Artık, bir mimarın, yanında çalıştırdıkları ile hiçbir zaman tanışmayabileceği düşünülemez olmaktan çıkmıştır." İngilizce aslına sadık kalarak çevirdiğim ve okuyucuların çoğnun bağamını bilmediğini sandığım bu cümle üzerinde birlikte düşnelim.İlk ağızda göze çarpan "artık" kelimesi ile ifade edilmek istenen, eskiden imkânsız, pek rastlanmayan bir durumun, içinde yaşanılan dönemde değşmiş olması. Değişen ise, "mimarın," yani işverenin, "çalıştırdıkları" ile yüzyüze teması; artık bu durum hiç gerçekleşmeyebilirmiş. Herhalde mimarlık hizmetinin özelliklerinden olsa gerek, bu durumun pek sevimli bulunmadığ da seziliyor. Ortaklaşa bir yaratma süreci olarak düşünülebilecek mimarlık iş de küreselleşmeden nasibini alarak insansızlaştırılmış. Daha doğusu, insanların birbirleriyle teması olmaksızın icra edilir bir hale dönüşüş. Bir ilk tepki olarak, "dönüşe, dönüşe ne olacak" diyebiliriz. Öyle ya, hangi işletmenin, şirketin sahibi üretilen mal ve hizmetlerin sahici üreticilerini bilir, tanır. Yine de, birçok mimar arkadaşından bilirim, işyerinin doğası gereği birlikte yaratma süreçlerine daha duyarlı, özenli oldukları bir vakadır. Dolayısıyla, günümüz dünya ekonomisinin asli özelliği uluslararası boyutta taşeronlara duyarlılığı olan kimi mimarları üzerken, kimilerine de muazzam bir imkân olarak gözükecektir. Yukardaki alıntı cümlenin kaynağ Domus dergisi 900. sayısında ilginç bir taşeronlaşma dosyası hazırlayarak bu hep atıfta bulunan "vaka" ile bizleri çarpıcı bir biçimde tekrar yüzleştiriyor.

Bilindiği gibi, üretim süreçlerinin taşeronlaştırması, yani üretim faaliyetinin parçalara bölünerek şirket dışındaki işletmelere verilmesi rekabetin sonucu. En etkin rekabet biçimi birim maliyetin düşürülmesi olduğu için taşeronlaşma bu imkânı sağladığı ölçüde sürecektir ve yayılacaktır. İlkin, şehir içinde, sonra ulusal düzeyde, daha sonra da uluslararası düzeyde yaşanan bu vaka artık mal üretimine özgü olmaktan da çıkmışın Hızlı iletişim araçlarının ucuz ve yaygın kullanımı hizmet biçimindeki metaların üretiminin de taşeron firmalara verilebilmesi imkânını yarattı. Zaten, yukarıda "mimarlik iş de küreselleşmeden nasibini almış derken kastettiğimiz, taşeronlaşmanın hizmet üretimini de kapsayacak biçimde uluslararasılaşması idi.

Amerikalı Michael Jansen "mimarlık atölyesi" kavramından esinlenip, uluslararası iletişmin vazgeçilmez aracı "satellite"! da işin içine katarak, Hindistan'da kurduğu taşeron mimarlık şirketine "Satellier" adını vermiş Satellier, şu anda, Delhi açıklarındaki Nodia (New Okhla Industrial Development Authority) adlı yerleşimde 300 dolaylarında mimarı istihdam ediyor. Ne olmuşa olmuş Jansen'in 1990'ların sonunda kendi misafir yatak odasında 3 mimarla başladığı taşeronluk faaliyeti bugünkü devasa haline dönüşmüş. Dünyanın en büyük mimarlık şirketlerinden 15'inin Çin'den, İspanya'ya kadar dünyanın her köşesine yayılımı işerini yaptığı gibi, yanında sadece bir kişi çalışıran bir mimarlık şrketinin Las Vegas'ta inşa ettiği 140 bin metrekarelik kumarhane projesini de üstlenmiş. Moda kavramlardan "esnek üretim" böyle bir şey olsa gerek: İki kişlik Amerikan mimarlık şirketi için Hindistan'da 300 mimar, Amerikalı benzerlerinin maaşlarının yirmide birine seferber olup, Las Vegas'ta kumarhane projesine soyunuveriyor.

Satellier'ın varlığ, ABD ve benzeri hiper kapitalist ülkelerdeki rekabetin sonucu. Bu 300 mimarlı taşeron şirketin Nodia denilen bölgeye yerleşesinin sonucu ise o bölgenin mekânsal ve toplumsal dönüşmü demek. Önce bu kadar çalışan için dış dünyanın hır güründen azade bir mekân yaratmak gerekiyor. Tabii hemen yaratılmış hayli modern ve korunaklı koskoca bir bina dışarıda kamyonların, bisikletlilerin üst üste olduğu bir caddenin kenarına konuvermiş. Ve tabii Satellier'dan geçimini sağayanların barındıkları, karınlarını doyurdukları, eğendikleri mekânlar da yavaş yavaş belirmeye başa-mış. Özellikle bu tür taşeron şirketlerin Hindistan'ın, Çin'in birçok şehrinde mantar misali bittiklerini düşünecek olursak dönüş-mün boyutlarını da sezmeye başlarız.

Bu yeni yetme şirketlerin üstlendiği işleri eskiden yapan Amerikalı, Avrupalı şirketlerin de yok olduklarını, dolayısıyla Kuzey ülkelerinde de muazzam bir sanayisizleşme yaşandığını hatırlayalım.

Ortaya çıkan tablo vahim; neresinden bakarsak, bakalım sürdürülemez olduğ apaçık. Bireylerin, şirketlerin, şehirlerin, ülkelerin sermayeye daha cazip gözükmek için yırtındıkları bu dünyadan giderek barbarlık çıkma ihtimali de artıyor. Ta ki, bu yarış reddedilene kadar.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.