Haberler

İklimler değişirken

Tarih: 9 Nisan 2007 Kaynak: Radikal Yazan: Baran Tuncer
Son aylarda herkes iklim değişikliğini konuşmaya başladı. Oysa, yıllardan beri bilim adamları küresel ısınmanın büyük tehlike yarattığını, tedbir alınmazsa insanları büyük felaketlerin beklediğini anlatmaya çalışıyordu. Ancak, ne kadar yüksek sesle söylenirse söylensin, bu konuda yapılan uyarılara aldırış edenlerin sayısı fazla değildi.

Ne olduysa geçtiğimiz kış aylarında oldu. Bizde de görüldüğü gibi pek çok ülke alışılmıştan çok daha sıcak bir kış geçirdi. Yağışlar azaldı. Kuraklık ve susuzluk tehlikesi büyük boyutlara ulaştı.

Geçtiğimiz ocak ayında Birleşmiş Milletler'in kurduğu ve 2 bin üzerinde uzmanın görev yaptığı bir hükümetlerarası komisyon, iklimdeki bu büyük değişmenin neredeyse tümüyle insanlar tarafından yaratılmış olduğunu ilan etti. Başlıca suçlu ise başta petrol ve kömür olmak üzere fosil yakıtları kullanımının yarattığı sera etkisi idi.

Bu rapor bilineni bir kere daha ilan ediyordu. Bundan 10 yıl önce Japonya'nın Kyoto kentinde bir araya gelen hükümet temsilcileri durumun her yıl biraz daha kötüye gittiği saptamasını yapmışlar ve çevreyi kirleten gazların azaltılması amacını güden bir anlaşma imzalamışlardı. Bu anlaşmayı başta Kuzey Avrupa ülkeleri olmak üzere çok sayıda ülke onayladı. Ama Amerikan hükümeti büyük şirketlerin de etkisiyle, ekonomik gelişmeyi yavaşlatacağı gerekçesiyle onay vermekten kaçındı.
Bizde de Kyoto'da kabul ettiğimiz anlaşma metnini Meclis'ten geçirmek için hükümet tarafından bugüne kadar bir girişimde bulunulmadı.

Birleşmiş Milletler'in kurduğu hükümetlerarası komisyon bu konuda bir rapor daha hazırlamış bulunuyor. Raporda çok ilginç yeni saptamalara yer veriliyor.

Bu saptamaların belki de en önemlisi, Amerika ve Batı Avrupa ülkelerinin bu günkü olumsuz duruma katkısının en az üçte iki oranında olduğu. Buna karşılık, örneğin Afrika kıtasında yaşayan yaklaşık 900 milyon kişinin çevre koşullarının bozulmasına katkısı sadece yüzde 3 düzeyinde.

Hal böyle iken, rapora göre dünyadaki iklim değişikliğinden en olumsuz etkilenecek olanlar da yine yoksul ülkeler. Hava sıcaklığının artıyor olması Kuzey Avrupa ülkeleri, Amerika'nın kuzey eyaletleri, Kanada ve Rusya'nın işine yarayabilir. Çünkü buralarda ısınan hava ve artan yağışlar daha büyük alanların ekilip biçilmesine olanak sağlayacak. Tarım kesiminde ciddi verim artışı görülebilecek. Turizm mevsimi uzayacak vs.

Buna karşılık başta Afrika olmak üzere pek çok ülkeyi felaket bekliyor. Çoğu ülkede artan ölçüde kuraklık ve susuzluk açlığa davetiye çıkarmak anlamına geliyor. Güney Asya'da ve Orta Amerika'da ekvatora yakın bazı bölgelerde tayfunlar ve sel baskınları şiddetini daha da artıracak. Bizim içinde bulunduğumuz Güney Avrupa ve Akdeniz bölgesi ülkeleri de iklim değişmesinden olumsuz etkilenecekler arasında .

Birleşmiş Milletler raporunda dikkat çeken bir diğer gözlem, zengin ülkeler kaçınılmaz gözüken iklim değişikliğine kendilerini hazırlarken, yoksul ülkelerin büyük ölçüde savunmasız durumda olduğu. Gerçekten de, zengin ülkeler kendilerini geleceğe daha iyi hazırlamak için her yıl milyarlarca dolar harcıyor. Alternatif enerji kaynakları geliştirilmeye çalışılıyor. Tarımda yeni yöntemler üzerinde duruluyor. Yeni tohum cinsleri deneniyor.

Buna karşılık, yoksul ülkelerin küresel ısınmanın getireceği felaketleri önleme, ya da hiç olmazsa etkisini azaltma yönünden yapabilecekleri sınırlı. Çünkü bu her şeyden önce bir kaynak sorunu. İklim değişikliğinin başlıca sorumlusu zengin ülkelerin en azından yoksullara destek olması gerekirken, bu konuda yapılmakta olan yardım yılda 40 milyon doları geçmiyor.

Ancak, zengin ülkeler ne yaparlarsa yapsınlar uzun dönemde tehlikenin kendileri için de nereye varacağını kestirmeleri kolay değil. Örneğin, açlık ve susuzlukla karşılacak yoksul ülke insanlarının kuzeydeki ülkelere göç etmesini önlemek çok da kolay olmayabilir. Bu da olayın siyasal boyutlarının ihmal edilemeyeceği gerçeğini ortaya koyuyor.

Toplum ve yöneticiler olarak bizim olayı gerçek boyutları içinde değerlendirdiğimiz söylenemez. Ancak koşullar zorladıkça bizim de daha fazla bir şeyler yapmamız gerektiği herkes tarafından anlaşılacaktır diye düşünüyorum.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.