Karadenizli, yeni otoyol için “İyi güzel de” diyor ve ekliyor: “Trafik lambası çok, şehir içinden farkı yok. Bu nasıl otoyol?”

Karadeniz’in omurgası 542 kilometrelik sahil yolunda Rize’den Sarp sınır kapısına uzanıyoruz. Çayeli’ne yaklaşıyoruz. Yolun kenarında, daha sonra üç dönem Büyüktaşhane mahallesinin muhtarlığını yaptığını öğrendiğimiz 78 yaşındaki Nurettin Şerifoğlu’nu görüyoruz. Kısa bir selamlaşmanın ardından, sözü yine Karadenizli’ye bırakıyoruz.

Karadeniz’in en büyük sorununun ne olduğunu soruyoruz. Yanıtı, “Türkiye’nin en büyük sorunu olan işsizliktir” oluyor. Söz sahil yoluna gelince “Cep telefonu ne kadar önemliyse sahil yolu o kadar önemlidir. Bu yol, Karadeniz’in incisidir artık... Allah, Tayyip Bey’den razı olsun ama Mesut Bey’in de çok emeği vardır” diyor ve ekliyor: “Tayyip Bey memleketimizin çocuğu, yani onun etiketi Rize’dir. Tabii ki cumhurbaşkanı olmasını isterim ancak başbakan olarak kalsa daha faydalı olmaz mı?”

Üst geçit yapılmadı
Rize’yi geride bırakıp Hopa’da soluklanıyoruz. Artvin’in Hopa ilçesi Belediye Başkanı Yılmaz Topaloğlu sahil yolunun bütünlüklü bir yol olmadığını söylüyor ve bunun gerekçelerini ise şöyle sıralıyor: “Hopa’ya ister Artvin ister Sarp kapısı tarafından gelin; girmek için şehrin sonuna kadar gitmeniz gerekiyor. Sahil yolu kıyıda yaşayan insanların denizle ilgisini kesti. İnsanların sahil kenarında yürümek gibi bir lüksü artık yok. İki şeritli yolda emniyet şeridi bulunmuyor. Bizim ilçemizde üst geçit eksiğinin olduğunu söyleyebilirim...”

Park alanı da yok
Sarp sınırında, Karadeniz sahil yoluna en çok ihtiyacı olan nakliyecilere veriyoruz sözü... Ömrünün otuz yılını yollara veren Trabzonlu Özcan İskurt (51) Karadeniz sahil yolunda yeterli park alanının olmadığını dile getiriyor. “Avrupa Birliği ülkelerinde her beş kilometrede bir park alanı bulunur, sahil yolunda bu uzaklık 50 ile 100 kilometre arasında değişiyor” diyor. Bir başka nakliyeci Cahit Ateş (38) sözü alıyor: “Samsun-Sarp hattının birçok viyadüğünde yükseklik farkı var. Küçük araçlarda bu çok fark edilmez ancak bizim, yani tır, kamyon gibi büyük araç kullanıcıları, her viyadükte acaba akslar kırılır mı endişesi taşıyoruz. Viyadüklerde direksiyona iki elimizde sarılıyoruz. Yirmi ton yüklü bir aracın bir santim düştüğündeki yalpalamasını siz düşünün. Avrupa’da otobanlarda trafik ışıkları çok nadir bulunur bizde ise sahil yolu otobanı şehir içi gibi on beş dakikada bir dur kalk yapıyoruz.”