Yeni bir kampüs master planı, spor merkezi ve rektörlük kulesinin temelleri atıldı.
Roma şehir merkezinin doğusunda yer alan Tor Vergata Üniversitesi 5.989.000 m2 ‘lik bir alanda yer alıyor ve içerisinde 6 fakültede (ekonomi, hukuk, mühendislik, sanat, eczacılık ve bilim) toplam 38.700 öğrenciye eğitim veriyor.
Calatrava’nın Maximus Sirki’ni referans alarak hazırladığı kampüs master planı kampüs boyunca uzanan ve selvi ağaçlarıyla çevrili bir yürüyüş alanı içeriyor. Bu yürüyüş parkurunun bir ucunda Spor Merkezi, diğer ucunda ise Tor Vergata Üniversitesi Rektörlük Binası yer alıyor. Üniversite yapılarıyla spor merkezi arasında uzanan geniş, kentsel park alanı ise çeşitli toplantıların, sosyal ve kültürel etkinliklerin gerçekleştirilebileği bir kamusal alan olarak tasarlanıyor.
İleride inşa edilmesi planlanan diğer binalar meydanda akslar oluşturarak öğrenciler için yerleşim birimleri ve üniversitenin yeni fakülte binalarını oluşturacak.
Kampüsün Torrenova girişiyle Roma – Napoli anayolu arasındaki alanda yer alacak olan Spor Merkezi fan şeklinde iki pavyondan oluşuyor. Birbirine simetrik şekilde konumlanan pavyonların altyapısı dış yüzeye alınarak binaların kabuğu oluşturuluyor. Pavyonlardan biri çok amaçlı bir arenaya (Palasport), diğeri ise yüzme havuzlarına (Palanuoto) ev sahipliği yapacak. İki pavyon fonksiyon açısından birbirinden bağımsız olduğu için aynı anda farklı etkinliklere ev sahipliği yapabilecek.
Palanuoto/Palasport Kompleksi aynı zamanda jimnastik salonu, laboratuvarlar, derslikler, öğretim mekanları ve fitness ve rehabilitasyon merkeziyle ofis ve dükkanlar da içerecek. Dış kabuğu dönerek kalakbilecek olan spor merkezi böylelikle açık bir yüzme havuzu ve açık hava etkinlikleri için uygun alanlara da sahip olabilecek.
Rektörülük Binası’nın en önemli özelliği ana aksın diğer ucunda yer alan bir kule şeklinde olması ve çevresinde spiraller oluşturarak daha birleşik mekanlar oluşturması. Kulenin düşey profili strüktürü oluşturan ve formu güçlendiren metalik kolonlarla vurgulanıyor. Şeffaf tasarlanan bina böylelikle çevredeki camlardan yansıyan ışıkla geceleri kendi başına bir ışık kaynağı haline gelebiliyor.
Suyun etkisi sayesinde kampüste harmonik bir boşluk yaratılıyor. Suyun bu etkisi hem kampüste hem de pakta kendini hissettiriyor. Ana gezinti alanındaki tüm mimari, binanın şeffalığında karakterize oluyor. Bu şeffalık ve yer yer meydana gelen kapalılıklar binanın içinde ışığın yayılmasını, dışında ise çeşitli ışık oyunlarının oluşmasını sağlıyor. Özellikle de suyun yarattığı yansımalar bu etkiyi daha da güçlendiriyor. Peyzaj çalışması da, palmiye, akasya ve zeytin ağacı gibi Akdeniz iklimine ait bitkilerle benzer bir düzen oluşturuyor.
Spor Merkezi, 2009’da Roma’da gerçekleştirilecek olan Dünya Yüzme Şampiyonası’na ev sahipliği yapacak.