İMKB Başkanı Birsen, yabancı yatırım dalgasının birincisinin menkul kıymetlerde yaşandığını, ikinci dalganın gayrimenkul sektöründe olacağını söyledi.

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Başkanı Osman Birsen, menkul kıymetler sektörüne yabancı ilgisiyle ilgili olarak, "Sanıyorum Türkiye artık birinci dalgadan faydalandı. Şimdi ikinci dalganın gayrimenkul sektöründe görüleceğini düşünüyorum" dedi. Birsen, Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) tarafından düzenlenen Gayrimenkul Zirvesi'nde, globalleşmenin getirdiği yeni yapının şartlarını bilmenin önemine işaret etti.

Türkiye'nin son yıllarda ekonomik anlamda istikrarsız bir dönemden istikrarlı bir döneme geçtiğine, liberal politikaların bu dönemde daha sağlıklı bir yapıya kavuştuğuna değinen Birsen, ülkede tüm sektörlerin global sermaye akışından faydalandığını vurguladı. Borsada işlem gören hisse senetlerinin yüzde 70'ine yakın bir kısmının yabancı yatırımcıların elinde bulunduğunu belirten Birsen, bunun da 42 milyar dolar anlamına geldiğini vurguladı.

Yabancı yatırımlar konusunda birinci dalganın menkul kıymetlerde yaşandığını dile getiren Birsen, "Sanıyorum Türkiye artık birinci dalgadan yeterince faydalandı. Şimdi ikinci dalganın gayrimenkul sektöründe görüleceğini düşünüyorum" dedi. Birsen, gayrimenkul sektörünün yeni finansman modellerine kavuşmasının da önemli olduğuna işaret etti.

'İstanbul'a kimlik lazım'
GYODER Başkanı Bekir Cumurcu ise, beş yılda Türkiye'de gayrimenkul sektörünün lokal bir sektör olmaktan uluslararası bir piyasa olmaya doğru önemli mesafe kat ettiğini vurgulayarak, "Bu gelişmenin devam edeceğini ve gayrimenkulün varlık sınıfı olarak önemini artıracağını, 2007'nin tüm beklentilerin ötesinde iyi bir yıl olacağını düşünüyorum" dedi.

BRT Architekten mimarlarından Hadi Teherani de İstanbul'un tarihi yapısına dikkat çekti. İstanbul'un 20 yılda 25 milyon nüfusa ulaşacağının tahmin edildiğini belirten Teherani, "Bu kadar büyüklüğü yönetmek kolay değil" dedi. Şehirlerin bir kimliğe ihtiyaçları olduğunun altını çizen Teherani, Paris'i örnek vererek İstanbul'un da böyle bir kimliğe ihtiyacı olduğunu söyledi. Teherani, BRT Architekten'in İstanbul için iki fikri bulunduğunu, bunlardan birinin 'TV kulesi' olduğunu açıkladı.

'TV kulesi sembol olur'
Bu projenin sıradan bir TV kulesi olmadığını anlatan Teherani, projenin yapısında konutlar ve konferans salonlarının da bulunduğunu kaydetti. İstanbul için diğer bir projelerinin de 'Bahçekule' olduğunu belirten Teherani, bu projeye yakında başlayacaklarını bildirdi. İstanbul 2010 Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Gürhan Ertür, İstanbul'un 2010 Avrupa Başkenti olmasına ilişkin "Gerilimler artıyor, etnik, dinsel topluluklar arasındaki ayrılıklar sosyal ve ekonomik sorunlar nedeniyle giderek büyüyor. İstanbul, bütün bu ortak sorunların nasıl birlikte hareket edilerek, ortak tepkiler geliştirerek çözülebileceği konusunda iyi bir örnek oluşturabilir" dedi.

Kültür başkenti projesinin, 'İstanbul'u geri kazanım' projesi olduğunu dile getiren Ertür, proje kapsamında önemli kentsel dönüşüm çalışmalarının gerçekleştirileceğini anlattı. World Architecture Community Başkanı Suha Özkan da İstanbul'un boğulma noktasına geldiğini, trafik başta birçok şeyin kontrolden çıktığını söyledi.

Arazi kullanımında denge sağlamanın önemine değinen Özkan, Kartal ve Küçükçekmece bölgeleri için geliştirilen alt merkez projeleri hakkında bilgi verdi. Özkan, bu projelerin gerçekleşmesi halinde İstanbul'un üzerinden bir yükün kalkacağını belirtti.