Geçen hafta sonu yapılan gayrimenkul zirvesinde konut sektörünün Türkiye ekonomisinin lokomotifi olabileceği öne sürüldü. Konuşmacıların bir kısmı İspanyayı örnek verdiler bu ülkenin 10 yıldan fazladır konut sektörü ile büyüdüğünü söylediler. İspanya'nın ekonomik kalkınma sürecinde turizm ve konut sektörünün önemli rolü oldu, özellikle yabancılara yapılan konut satışları ekonomiye katkı sağladı. Şimdi bu piyasanın doyduğu ve yabancıların Türkiye'ye yönelebileceği düşünülüyor. Nitekim son yıllarda Muğla, Antalya ve İstanbulda yabancıların konut talebinde önemli bir artış gözleniyor. Hatta bu durum millliyetçi çevrelerde 'kanla aldığımız topraklarımızı parayla satın alıyorlar' şeklinde tepkilere neden oldu ve yabancılara toprak satışının durdurulması istendi. Gayrimenkul zirvesinde konuşan İstanbul Ticaret Odası başkanı Murat Yalçıntaş ise " kapılarımızı yabancılara sonuna kadar açmalıyız. Biz toprak değil, konut satıyoruz" dedi. Türkiyenin Avrupa'nın yaşlanan nüfusunun emeklilik yıllarını geçirebileceği yerler sunarak da önemli kazanç sağlayabileceği öne sürülüyor. Türkiye konut sektörünün bir başka önemli avantajı olarak da iç talep gösteriliyor . Ülke nüfusunun 74 milyon olması ve genç bir yapıya sahip olması bu konuda önemli bir avantaj olarak gösteriliyor. Öte yandan özellikle son iki yıldır tarımdan göç sonucu ülkenin bir mülksüzleşme süreci de yaşadığı ve bu insanların potansiyel konut talebi oluşturduğu belirtiliyor. Tut-sat sisteminin yoksullara yönelik olmadığını söyleyen uzmanlar , yoksullara yönelik bir konut sistemi oluşturulması gerektiğini ifade ediyorlar.