Haberler

Şehir Tiyatrosu sanatçılarından çağrı

Tarih: 7 Mayıs 2007 Kaynak: Cumhuriyet
Bugün (30 Nisan 2007) İstanbul Şehir Tiyatrosu'nun Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde hem Muhsin Hoca'yı anma etkinliklerine katılmak hem de kent merkezindeki bu çok önemli bağımsız tiyatro sahnesinin yıkılmasına veya farklı bir işleve yönlendirilmesine karşı itirazımızı dile getirmek üzere toplanmışız. İster istemez düşünüyor insan: Nereden nereye gelmişiz?

29 Nisan 1979'da yitirdik Muhsin Ertuğrul 'u. Yirmi sekiz yıl geçmiş aradan. Salt insanların değil, devletlerin ömründe bile en azından kısa dönemli muhasebelerin yapılmasına el verecek bir süre... Bugün (30 Nisan 2007) İstanbul Şehir Tiyatrosu'nun Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde hem Muhsin Hoca'yı anma etkinliklerine katılmak hem de kent merkezindeki bu çok önemli bağımsız tiyatro sahnesinin yıkılmasına veya farklı bir işleve yönlendirilmesine karşı itirazımızı dile getirmek üzere toplanmışız. İster istemez düşünüyor insan: Nereden nereye gelmişiz?

'Alaylı' Psikolojisi
Bizde hem siyasi hem vicdani muhasebeler nedense pek yapılmıyor. Çabuk unutan ve geleceğini pek programlamayan bir toplum oluşumuzun hem nedeni hem de sonucu olabilir bu durum... Belki de yaptığımız işleri aşkla sevmeyişimizden, geleceği tasarlama kaygısı taşımamamızdan kaynaklanıyor. Kim bilir, "planlamacılık" tan bu denli nefret etmemizin bir nedeni de toplumca taşıdığımız "alaylı" psikolojisidir. Başınızı bir kaldırıp çevrenize, hatta kendi içinize bakın, mutlaka bir yerlerde disiplini, titizliği sevmeyen, kılı kırk yarmaktan, mükemmeliyetçilikten hoşlanmayan, yapılan işi kendi içinde bir amaç olarak görmeyen bir yan bulacaksınız. "Seçkinlik", "popülerlik" tartışmalarında yetkinliğe, bilgi sahibi olmaya, gerçek aydına karşı duyduğumuz o hayranlıkla karışık kinin de etkisi yok mu acaba?

Muhsin Ertuğrul dört dörtlük bir "Cumhuriyet seçkini" ydi ve kurumsal anlamda modern Türk tiyatrosunu kurdu.

Muhsin Ertuğrul "seçkinliği", bir zümre veya lobi egemenliği olarak değil, derin bir aşkla sevdiği tiyatroyu derin bir aşkla sevdiği memleket sathına en kaliteli, en "seçkin" biçimde, belli tercihlerden asla ödün vermeden, kitle kuyrukçuluğu yapmadan yaymak olarak yaşadı. Onun "seçkinliği" nde tiyatroyu halk için yapmak; yani bölge tiyatroları, gezici tiyatro, sokak tiyatrosu projeleri, açık alanlarda semt sakinlerine verilen temsiller hep önem taşıdı; lobiciler lobisizleri, "merkez" "çevre" yi asla yutamadı.

Kurucu Kimliği
Muhsin Ertuğrul Türkiye Cumhuriyeti'nin "kurucu kuşağı" olarak adlandırılabilecek insanlar arasındaydı. Ve onların ayırt edici özellikleri, işlerine sonsuz bağlılıkları, hatta aşkları, bunu geniş bir bilgi-görgü birikimiyle destekleme yönünde sarsılmaz iradeleri ve memleketlerinde gördükleri eksikleri tamamlama, "inşa etme" istekleriydi sanırım.

İstanbul Şehir Tiyatrosu'ndan hatırladığım, Muhsin Ertuğrul'un tiyatro içinde egemen kıldığı o büyük disiplindi. Ama aynı oranda da yeniliklere açık bir insandı. Tiyatro aşkıyla yapıldığına inandığı her işe ve Türk tiyatrosuna yararlı olabileceğini düşündüğü herkese sonsuz destek verir, enerjileri ustaca yönlendirmeyi bilirdi. Ve onun için sanırım en önemli sorun, Türkiye'de nitelikli bir tiyatro eğitiminin sağlanması, bu yolla yeni tiyatrocu kuşakların yetişmesiydi. Her alanda bu idealizme, bu öğrenme açlığına, bu kurumlaşma ve yönetme yetisine, bugüne değil geleceğe yönelen gözlere ne çok ihtiyacımız var.

Sanatçıların Çağrısı
Şehir Tiyatrolu sanatçı arkadaşlarım, Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin yıkılması olasılığına karşı bu bilinçle kaleme aldıkları bildiride şöyle diyorlar: "Türk tiyatrosunu iyiden iyiye yoksullaştıracağı açık olan bina yitimlerine yeni bir tane daha eklenmek istendiğinde kararlı bir biçimde 'Hayır!' dedik. İstanbul'un sanat binaları konusundaki iç acıtıcı yoksulluğunun kader olmadığını anlattık. Kentin merkezinde, işlevini yetkinlikle sürdüren bağımsız bir tiyatro binası olan Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin iyileştirilerek korunması, farklı işlevlere iliştirilmemesi gerektiğini söyledik ve mevcudu korumanın yanı sıra yeni tiyatro binaları yapılabilmesi için yerler önerdik. Bu süreçte, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi önünde on binlerce İstanbullu ile buluştuk, konuştuk, imzaları ve görüşleriyle tiyatrolarına sahip çıkan seyircilerimizle birlikte tiyatro nöbeti tuttuk. Şimdi şehrimiz ve tiyatro sanatı adına, İstanbul Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş 'a tarihi bir çağrı yapıyoruz: (...) Akıl birliği ile Şehir Tiyatrosu'nu özerk bir sanat kurumu olarak yeniden yapılandıralım. Sahnelerimizi iyileştirerek koruyalım. İstanbul'a yeni sahneler kazandıralım. Karşılıklı iyi niyetimiz tiyatromuzun ve şehrimizin kazancına dönüşsün. Hep birlikte farklı ve büyük bir adım atalım."

Umarım ben bu satırları yazarken, Şehir Tiyatrolu sanatçı arkadaşlarımla İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında bir anlaşmaya varılmış, o "farklı ve büyük adım" atılmıştır. Yoksa, bu bildiriden benim aklımda kalan, "on binlerce İstanbullu" ve "tiyatrona sahip çık" , anahtar sözcükler olarak hayatın akışı içinde yerlerini almalıdır.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.