Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz su zengini bir ülke değiliz aslında. Kimse bunu böyle anlamasın. Biz su fakiriyiz. Bundan sonraki süreçte bizim suyu çok daha dikkatli kullanma mecburiyetimiz var'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın Ankara’da düzenlediği "Damla ve Yağmurlama Sistemi ile Bilinçli Sulama, Bereketli Gelecek" Projesi tanıtım programına katıldı.

Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın, Hazine Müsteşarlığı ve Ziraat Bankası ile koordinasyon halinde hazırladığı bu projenin, bütün dünyada olduğu gibi küresel ısınma ve bilinçsiz su kullanımı nedeniyle susuzluk tehdidi altında olan Türkiye'yi kuraklık tehlikesinden kurtaracağını söyledi.

Kişi başına bin 700 metreküp su
Erdoğan "Bu proje, bütün tarım alanlarında yağmurlama ve damlama yöntemiyle yapılan modern ve bilinçli sulama teknolojisini çiftçilerimize kazandırma, daha doğrusu hibe etme amacı taşımaktadır” açıklamasında bulundu.

“Biz su zengini bir ülke değiliz aslında. Kimse bunu böyle anlamasın” diyen Başbakan, “Biz su fakiriyiz. Bundan sonraki süreçte bizim suyu çok daha dikkatli kullanma mecburiyetimiz var. Kişi başına aslında su ihtiyacı 10 bin metreküp yıldır. Yani yılda 10 bin metreküp suya bir kişinin ihtiyacı var. Peki bizim şu andaki imkanımız nedir? Bin 700 metreküptür" sözlerini kullandı.

Erdoğan "Bütün kaynaklarımızı kullanılır hale getirsek ulaşacağımız nokta 3 bin metreküptür. Öyleyse ne yapmamız gerekiyor? Demek ki bizim şu anda bırakın şu anda kullanılamayanı kullanılır hale getirmek, kullandığımız suyu da tekrar geri dönüşümle kazanma mecburiyetimiz var” dedi.

"Suyun yüzde 74'ü tarımsal sulamaya gidiyor"
“Türkiye'nin kullanılabilir su miktarının yüzde 74'ü tarımsal sulamada, yüzde 11'i sanayide, geri kalanı da içme ve kullanma suyu olarak harcanıyor” tespitini yapan Erdoğan, “Bu suyun önemli bir kısmı maalesef bilinçsiz kullanım nedeniyle heba olup gidiyor” dedi.

Bilinçsiz su kullanımının başında tarım sektöründeki geleneksel vahşi sulama alışkanlığının geldiğini belirten Başbakan, “Vahşi sulama sadece suyu israf etmekle kalmıyor, tarlaya, bağa, bostana rastgele salınan su, toprağın en verimli üst tabakasını sürükleyip erozyona yol açıyor" diye konuştu.

Projenin maliyetini kim karşılayacak?
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Ziraat Bankası'nın, arazilerinde damlama ve yağmurlama teknolojilerini kurabilmeleri için çiftçilere sıfır faizli kredi imkanı sağlamak üzere bütün hazırlıklarını tamamladığını belirten Erdoğan, “Bilinçli Sulama ve Bereketli Gelecek Projesi kapsamında verilecek olan kredinin toplam faizi yüzde 17.5'tir. Ziraat Bankası bunu çiftçilerimizden almayacak. Bu faizin yüzde 10.5'unu Hazine ödeyecek. Geri kalan yüzde 7'sini ise Tarım Bakanlığımız üstlenecektir. Çiftçimize düşen ise damlama ve yağmurlama sistemini kuran firmalardan birini seçmektir” dedi.

Kredinin anaparasının nasıl geri ödeneceğini de anlatan Erdoğan, “Ziraat Bankası onu da Tarım ve Köyişleri Bakanlığımızın çiftçimize sağladığı tarımsal destek hesabının bir kısmından, 5 yıl içinde 5 eşit taksitle mahsup ederek geri alacak. Böylece çiftçinin, üreticinin cebinden 5 kuruş çıkmayacak” şeklinde konuştu.

"Çiftçiye belki üste para da kalacak"
Erdoğan “Kredinin ana parası tarımsal destek hesabından mahsup edilirken, hesapta çiftçiye üste para da belki kalacak" ifadelerini kullandı.

Başbakan, GAP Bölgesi'nden talepler olduğunu ve buradan başlayarak süratle damlama ve yağmurlama sistemi ile ileri teknolojiyi kullanarak sistemi değiştireceklerini de ifade etti.

"Hükümetimizle çiftçimizin kaderi değişmiştir"
Erdoğan, Ziraat Bankası'nın kullandırdığı tarımsal kredi miktarının da 2002 yılı sonu itibariyle 228 milyon YTL iken, Mayıs 2007'de bu miktarın yaklaşık 18 kat artarak 4 milyar 100 milyon YTL'ye ulaştığını söyledi.

Çiftçilere mazot desteğinin de ilk defa AK Parti Hükümeti tarafından sağlandığını belirten Başbakan Erdoğan, “2002 yılında traktörlerini, biçer döverlerini satıp eline karasaban almayı düşünürken, hükümetimizle çiftçimizin kaderi değişmiştir” dedi.

Erdoğan, “İcraatlarımızın her alanına ve her safhasına damgasını vurmuş olan 'Adaletle kalkınma' prensibimiz, tarım sektöründeki karaları ak haline getirmeyi sağlamıştır. Bugün mazot ve gübre desteği alan, ağır borç ve faiz yükünden kurtarılanv e bu sayede tarımdaki ihracat oranını yüzde 11 seviyesinde artıran üreticimizin yüzünde gördüğümüz tebessüm, hükümetimizin yüz akı olmuştur” ifadelerini kullandı.