Milano tasarım fuarından henüz dönen DefneKoz, MPD için tasarladığı “Çeşitlemeler” adlı serinin sergi açılışı için Nisan ayında Ankara’daydı.

MPD Dekorasyon tarihinde öncüdür. İthal mobilyaların henüz olmadığı, tasarım kelimesinin hoyratça kullanılmadığı bir dönemde İç Mimar Azmi Koz ve eşi yüksek iç mimar Bediz Koz tarafından Ankara’da yaratılmış, modern çizgisi ile yol almıştır zaman içinde. Yalın çizgileriyle Türkiye’de dekorasyonun henüz popülerleşmediği döneme iz bırakan mağazada bugün kızları Defne Koz’un “Çeşitlemeler” adındaki yeni koleksiyonu sergileniyor. Defne Koz Alessi, FontanaArte, Foscarini, Leucos, Fiam, Slide, Rapsel, Guzzini, Authentics, WMF, Nissan, Sharp gibi tasarım dünyasının en önemli firmaları ile çalışan, ürünleri dünyanın çeşitli müzelerinde yer alan ve uluslararası ödüllere sahip bir tasarımcı. Yaşamını ve çalışmalarını Chicago - Milano hattında sürdüren ürün tasarımcısı Defne Koz’un “Çeşitlemeler” adını verdiği bu koleksiyon, divandan sehpaya, masadan sandalyeye MPD için tasarlanan 14 farklı üründen oluşmakta. Koz bu seride; “uzun daha uzun, kısa daha kısa, renkli renksiz, ikili üçlü beşli” ... gibi çeşitlemeler sunarken ürünlerin çizgileri ile zamana karşı yarışması gerektiğini vurguluyor. Tasarladığı seride arayıp da bulamadığınız, farklı ama aşina, sanki hep ‘bizim olan’ mobilyaların yer aldığını söylüyor. “Hem ihtiyaçları karşılasın hem de “overdesign” olmadan arzu edilene hitap edebilen bir seri olsun istedim. Onun için de olan temaları farklı şekillerde yorumlayarak çeşitlemeler ismini koydum. Hani Bach’ın sonatlarının Goldenberg varyasyonları vardır. Onlar aslında aynı sonattır ama farklı şekillerde işlendiği için de her biri farklı eserdir. İşte bu seri de tam böyle” diyor.

Koz bu seride, “her eve lazım” diyerek yola koyulmuş. “Genelde yaptığım işlerin kalıcı olmasını tercih ediyorum. Kısa dönem süren, geçici süreçler yerine birlikte yaşarken keyif alabilmeyi istiyorum. Ürünün yaşam süresiyle benim yaşam süremin uzun zaman dilimlerinde kesiştiği, birlikte yol alabileceğimiz ürünleri seviyorum. Dolayısıyla “her eve lazım” derken olmasını gerçekten arzu edip de aradığınız vakit bulamayacağınız ürünleri işaret ediyorum. Teknolojik ya da görsel olarak çok iddialı olmayan, öne çıkan özelliği olmadan modernle de klasikle de bağdaşan ürünler” diyor. Burada yer alan tüm ürünler hem basit çözümlerle alternatifler sunuyor hem de tüm seri MPD’i yansıtıyor. Defne Koz’a göre, bu önemli bir faktör.

Tasarımcı, malzemeyi iyice tanıdıktan sonra yola çıktığını ve ancak bu şekilde bir şeyler ilave edebildiğini söylüyor. Koz’un yaratım süreci tamamen skeçlerle ilerlemekte. Daha sonra bilgisayar ortamına aktarılıyor, üç boyutu çıkıyormuş. Derken Koz’un “en keyifli aşama” dediği prototipe geliyor sonra sıra. “Ben prototipi seviyorum, çünkü üreticiyle aranızda bir paslaşma oluyor. Bazen bu aşamada yaptığınız çalışmadan ödün vermeniz geliyor, bazen her şey daha iyi oluyor, prototip zamanı çok keyifli bir şey” diyor.

Halkın nabzını tutun ürünlerin daha çok satmasına rağmen, önemli olanın kolay yolu seçmeksizin kendi çizgisinde ilerlemesi olduğunu vurguluyor. Anne ve babasının yaratımı olan MPD’nin yıllar boyu izlediği çizgisi için “ödün vermeden tutmuş olmaları çok hoş” diyerek ekliyor “benim onlardan aldığım derslerden biridir bu. Kafanda ne varsa onu yapacaksın ve sonunu kadar gideceksin.” Defne Koz’a yönelttiğim “MPD için tasarlamak, tasarımı nasıl etkiledi?” sorusu ise şöyle yanıt buluyor: “Ben zaten onların içinde büyüdüm. Onların bana etkisi olmuştur benim onlara etkimden çok. MPD için bir şey yapıyor olmak, babamın anısını yaşatmak (Azmi Koz) beni çok mutlu ediyor.”