Haberler

ODTÜ Mezuniyet Projeleri Sergisi Üzerine 1 Röportaj 5 Yorum

Tarih: 30 Mayıs 2007 Yazan: Özgün Tanglay



Havaalanları için yapılan oturma elemanları, şık bir kıyafet giydiğinizde de size eşlik edebilecek deri bir laptop çantası, paylaşarak yemek pişirmeye imkan veren ocak - fırın, ya da şehir içi otobüsler için şoför kabini tasarımı. Bunlar 28 - 30 Mayıs 2007 tarihleri arasında ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü öğrencilerinin mezuniyet projeleri sergisindeki çalışmalardan bazıları. Otuz altı firmanın danışmanlık yaptığı çalışma, üniversite-sanayi işbirliğine iyi bir örnek.

Serginin açılışında, ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü öğretim üyelerinden Doç.Dr. Gülay Hasdoğan’la üniversite - sanayi işbirliği üzerine konuştuk.

Özgün Tanglay: Genel süreci anlatır mısınız? Öğrenciler firmalarla nasıl buluşuyor? Siz bu konuda nasıl yardımcı oluyorsunuz?

Gülay Hasdoğan: İlk dönem öğrencilere daha önce işbirliği yapılan firmaların listesini veriyoruz işbirliği sürecimizi anlatıyoruz,. Portföyümüzde yaklaşık 70 - 80 firma var. Daha önceki mezuniyet projeleri sergilerinden fotoğraflar gösteriyoruz. Kendileri de araştırma yapıyor ve güz dönemi bitmeden önce tercihte bulunuyorlar. Biz mümkün olduğunca ilk tercihlerine sadık kalmaya çalışarak firmayı arıyoruz. Birden fazla öğrenci aynı firmayı tercih etmişse portfolyo yolluyoruz, firma öğrenciyi seçiyor. Bir öğrenciye bir firma şeklinde bir dağılım olmasını tercih ediyoruz. Hatta bazen bir öğrenci iki firma ile çalışabiliyor. Örneğin Arzum pazarlama yapan bir firma, ürünlerini Çin’de üretiyor ve dışarıdan tasarım desteği alıyor. Biz de Arzum’la birlikte Kilit Taşı Tasarım ile çalıştık. Dolayısıyla iki firmayla yapılan işbirlikleri de var.

Tasarımcı çalıştıran, tasarım kullanan ya da tasarım kullanma potansiyeli olan bildiğimiz bütün firmaları proje sergileri ile ilgili bilgilendiriyoruz. Gelip burada sergiyi görenler “gelecek sene sizinle proje yapalım” diye istek de belirtebiliyorlar. Bunu da duyuruyoruz öğrencilere.

ÖT: Mobilyanın her yıl öğrenciler tarafından sıklıkla tercih edilen bir alan olması dikkatimi çekiyor. Bu sektörel tercihin nedeni ne olabilir?

GH:
Bunun birkaç nedeni var. Ankara’da çok sayıda mobilya firması bulmak mümkün. Çok iyi danışmanlık desteği veren Ankara firmaları var. Coğrafi yakınlık olsun diye tercih edenler oluyor. Mobilyanın atölye şartlarında kısa sürede prototipini yapmak mümkün olabiliyor. Ürün çok somut biçimde mezuniyet sergisinde denenebiliyor, örneğin bir oturma birimi ise üzerine oturulabiliyor. Öğrenciler sergide iyi sonuç verdiğini ve belki de iyi not aldıklarını düşünüyorlar. Bu yüzden de tercih ediyor olabilirler. Bir nedeni de istihdam olanağı aslında. Mezunlarımıza baktığımızda üçte birinin mobilya sektöründe çalıştığını görüyoruz. Mezuniyet projelerinde de bu oran aynı. Mezuniyet projeleri ne derece ilerideki kariyerlerini etkiliyor diye bir araştırma da yaptık ve özelikle mobilya yapan öğrencilerin o sektörde devam ettiklerini saptadık.

ÖT: Genelde iyi projeler, çözülmüş iyi örnekler var değil mi? Birkaç projeyi detaylı olarak ele alıp yorumlar mısınız?

GH:
Farklı sektörlerde bu sene iyi projeler var. Örneğin Zeliha Uyurca’nın Beko için tasarladığı internet erişimli taşınabilir televizyon projesinde kumandanın üst kısmı çevrilince klavye de olabiliyor. Burada televizyonun kendisi de düz bir dikdörtgen olmaktan çıkmış ve formuyla o beceriye uyum sağlamış. Hadi Nourullahi’nin Vestel için yaptığı diz üstü bilgisayar tasarımı bilgisarın ekranını ayırarak DVD izlemeyi daha konforlu hale getiriyor. Arzu Toker’in Otokar’la yaptığı, şehir içi otobüsler için sürücü kabini tasarımı da sürücünün ihtiyaçlarına detaylı bir analiz sonucu cevap veren, bir çok karmaşık fonksiyonu derli toplu bir araya getiren bir ürün. Teksin Açıkgöz’ün diş hekimi ünitesi estetik açıdan çok iyi toparlanmış bir proje, çünkü bu üniteler bir çok fonksiyonu bir araya getirdikleri için dağınık ve karmaşık ürünlerdir.. İslam Dzhantaev tarafından tasarlanan “Cooktech” BSH danışmanlığında Profilo markası için yapılan bir ürün. Projenin tanımı BSH’nin Almanya’daki merkezi tarafından yapıldı. “Nasıl I-pod kullanırken bize zevk veriyor ve ondan dolayı tercih ediyoruz, acaba bir ocak da böyle olabilir mi” gibi bir çıkış yolu vardı öğrencinin. Ürün iki tarafından da kullanılabilmesine olanak veriyor. Ocak fırını tezgahtan ayırarak mutfağın ortasına doğru çekiyoruz ve iki kişi sohbet ederek, karşılıklı yemek pişirebiliyor. Erinç Erel’in Arzum’la yaptığı “quaero” da astım hastaları için havayı nemlendiren iyi bir ürün olarak çıktı. Özellikle organik formuyla sanki nefes alıp veriyor gibi kendisi. Formu nefesi çağrıştırıyor.

Seray’la yapılan proje gençler için çok amaçlı bir kanepe. Gençlerin özellikle televizyon izlerken uzun oturma pozisyonunu tercih ettiklerini düşünerek, açılıp kapanarak bu ihtiyaca da cevap veren bir ürün. Firma bu ürün konusunda çok motive oldu ve Enes Kar’ın “Cover” adlı bu kanepesi IMOB uluslararası mobilya fuarında sergilendi. Henüz dönem bitmeden böyle bir teklif getirdiler öğrenciye. Henüz jüriye çıkmamış ürünün-prototipinin uluslararası bir fuarda sergilenmesinin eğitim açısından bir sakıncası var mıdır diye bize danıştılar. Biz düşündük taşındık bir sakınca bulamadık. Bu da ilginç bir deneyim oldu aslında. Hem çok motive ediciydi, hem de fuarda geri bildirim alma olanağı oldu öğrenci açısından. Mehtap Okutan’ın Nurus’la yaptığı ev-ofis sistemi de detaylarda getirdiği yenilikler ve renk kullanımı ile iyi bir tasarım bence. Derin’le yapılan koltuk da çok rafine bir tasarım oldu. Burada şunu belirtmekte fayda var. Caner Özgökmen’in tasarladığı “Cosy” Derin’in çizgisine çok yakın. “Acaba Derin çok mu baskın verilen kararlarda, öğrencinin karar yetkisi nerede kalıyor” diye düşündürtüyor olabilir. Ama şöyle bir şey var. Aslında özellikle o öğrenci Derin’i seçiyor ve kendisini yakın buluyor. Çünkü Derin’in minimalist bir çizgisi var ve o minimalizm içinde mükemmelliği yakalamak da çok zor ve riskli bir şey aslında. Firma ile çok iyi anlaştılar. Öğrencinin yaklaşımı ve firma çizgisi iyi uyuştu ve çok iyi gelişen bir proje oldu. Ne bir eksik ne bir fazlası var. Minimalizm de biraz öyle bir şeydir. Koltuğun organik ama yalın geometrisinde göz hiç rahatsız olmadan koltuğun kıvrımlarını eğimi takip edebiliyor. Aslıhan Şengül’ün “Raff” projesinde basit bir elemandan lego gibi takıp çıkararak bir kütüphane sistemi türetiyorsunuz, Üçüncü boyuta doğru derinliği artırmak için de kullanabiliyorsunuz.

ÖT: Bu ortaklık firmalara ve okula nasıl kazançlar sağlıyor?

GH:
Bazı firmalar üniversite ile ilişki içinde olmayı tercih ediyorlar. Üniversite aslında her zaman yeniliklerin ilk girdiği, özellikle yeni araştırmalardan ve yöntemlerden ilk haberdar olunan yerdir. Biz de üniversite olarak sanayideki yeniliklerden haberdar oluyoruz. Karşılıklı olarak birbirimizi bilgi açısından güncelliyoruz. Bazen öyle ilginç kompozisyonlar oluyor ki! Rakip firmalar aynı ürünle yan yana durabiliyorlar. Örneğin bir öğrenci Vestel’le diğer öğrenci Beko ile aynı konu üzerine çalışmış. Bunlar yan yana duruyor. Bundan hiçbir firma rahatsız olmuyor. Hatta tam tersine diğer firmanın danışmanlık yaptığı ürünün jürisini de gelip izliyor, diğer firmadan haberdar oluyorlar. Diğer firmanın yaklaşımını birebir konuşarak öğrenebiliyorlar ve bundan da memnun olduklarını söylüyorlar. Çoğu firma jüriye katılıyor.

ÖT: Bu etkinlik öğrencilere iş olanakları sağlıyor mu?

GH:
Kesinlikle. Danışmanlık yapan firmada çalışmak mümkün olmasa bile öğrenci o sektörde daha kolay iş buluyor. Çünkü gerçek ihtiyaçlara cevap veren, gerçekleştirilebilir bir proje yapmış oluyor.

ÖT: Önceleri tasarıma uzak olan firmalar bu ortaklık ya da sergiden sonra tasarımcı çalıştırmaya karar veriyor mu? Böyle örnekler var mı? Etkinliğin mesleğin tanınmasına katkısı oluyor mu?

GH:
Tabi kesinlikle oluyor. Mesela şöyle: Davet ettiğimiz bir firma daha once tasarımcı çalıştırmamış ancak tasarımı sergilenen yeni mezunumuzu işe alıyor. 2005 yılında bir firma öyle yapmıştı mesela. Sergimizi gördükten sonra dört yeni mezunumuzu işe almıştı.

ÖT: Son olarak şunu soracağım, daha önce, piyasayla ortak çalışılmadığı zaman, belki gerçekleştirilmesi mümkün olmayan ama kavramsal boyutuyla ufuk açan işler çıkıyordu. O anlamda negatif etkisi olabilir mi sadece piyasa koşulları düşünerek tasarlamanın?

GH:
Aslında önceki dönemlerde bu tür projelerden çok sayıda yaptığımızı düşünerek, artık son projenin ayakları yere bassın diyoruz. Evet bu son proje özelinde belki öyle bir sorun olabilir, yeterince uçulamıyor, ama bunlar arasında kavramsal projeler de var. Örneğin Profilo için yapılan proje aslında biraz kavramsal bir proje. Hemen hayata geçemeyecek bir ürün, kavramsal ve buna rağmen de oldukça gelişmiş...

ÖT: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

GH:
Dönem boyunca canla başla çalışan tüm öğrencilere ve bize destek veren tüm firmalara teşekkür ederiz.

5 Yorum
Sergi kokteyli esnasında öğrencilere firmalarla, danışmanlara öğrencilerle çalışmanın nasıl olduğunu sordum:

Yük. Mimar Fulya Topaktaş (Alparda Proje ve Satış Müdürü): Güzide Erdem ile çalıştık. Güzide’nin enerjisi bize yansıyor, rutinden kurtuluyoruz. Yeni bir şeyler yaratmak o anlamda katkıda bulunmak, teknoloji ile onun hayal gücünü birleştirmek keyif veriyor. Belki bizim şansımız geçen yıl da bu yıl da çok gelecek vadeden öğrencilerle çalışmamızdı. Güzide’ye “Açık ofis sistemlerinde ekonomik alternatif olabilecek ürün yap bize” dedik. Üzerinde daha detaylı çalışmamız lazım ama bence “Konuk”u üreteceğiz.

Sinan Alparda (Alparda Mobilya firmasının sahibi): Bizim proje desteğinde görüşümüz şu: Öğrencileri ve üniversiteyi sanayi ile tanıştırmak ve sanayi ile işbirliği yaparak bir ürün çıkarmak. O anlamda gerçekçi ve katı davranıyoruz. Bu da öğrenciye bilgi açısından geri dönüş sağlıyor. Firmalar niye tasarım yaptırıyor, o süreç nedir, onu çok iyi öğretiyoruz. Profesyonel tasarımcıdan ne istiyorsak öğrenciden de onu istiyoruz.

Kerem Zağlül (“Express”in tasarımcısı, yeni mezun): TEMSA Diamond model, şehirlerarası otobüsler için servis arabası ve mutfak ünitesini içeren bir servis sistemi tasarladım. Tavanda ray sistemi bulunuyor. Firmayla çalıştığınızda projenin üretilebilir olması önem kazanıyor. Üretim yöntemleri, malzemesi ile yapılabilirliğini, maliyetini düşünmek, daha ayakları yere basan kararlar almak zorunda kalıyorsunuz. Mesela ben otobüsün şasisinin değişmemesine çalıştım.

Aslıhan Şengül (“Raff”ın tasarımcısı, yeni mezun):
Ürünü yaparken başta esnek kontrplaktan üretmeyi düşünüyordum ama malzememi değiştirdim, çünkü firma biraz daha üretim açısından yaklaştığı için “en kolay nasıl üretiriz ve nasıl en ucuza nasıl üretebiliriz”i gösteriyor. Bu aslında bugüne kadar karşılaşmadığımız bir şey. Çünkü hocalarımız genelde bize “uçun” diyorlar. Ama firmayla çalıştığınız zaman firma yönlendiriyor. O açıdan çok faydası oldu bana. Henüz kesinleşmiş bir şey yok ama satın almak gibi bir şey var kafalarında. Ben çok sevdim projemi. Çok güzel tepkiler alıyorum. Her gelen “bundan evime istiyorum” diyor.

Servet Işık (TRT Artistik Hizmetler Müdürü): TRT artistik hizmetlerde sahne tasarımı yapıyorum. ODTÜ’de sahne tasarımı dersini yarı zamanlı olarak veriyorum. Mezuniyet projesinde bir öğrenciyle birebir çalıştım. Erhan Atamer, çevre kirliliği, küresel ısınmayla ilgili ses getirecek seri konserler dizisi organizasyonu için sahne tasarladı. Çok araştırma yaptı. Sahne tasarımı olarak da endüstriyel tasarım okuyanların bu işi daha iyi yaptığını düşünüyorum. Öğrencilere hep “büyük düşünün” diyorum. Tasarım öğrencilerinin mimarlık ya da iç mimarlık eğitimi alanlara göre hayal güçlerinin daha zengin olduğunu hissediyorum. Yeni nesil, yeni gençler, onların araştırmaları, bakışları... En keyifli yanı o. İnsanı dinamik tutuyor, onlarla aynı dili konuşmak için yenilenmek zorundasınız!

Danışmanlık Yapan Firmalar
Akademik Adım, Alparda, Altınyıldız (Network Gifted), Arçelik, Arlight, Artful İç Mimarlık, Arzum, B&T Design, BAMOS, Beko Elektronik, BSH Profilo, Casa Mobilya, Derin Design, DesignUM, Domsan Mutfak, Eczacıbaşı Vitra, Erna-Maş Makina, Ersa Mobilya, Işık Yayın Oyuncak, İstikbal, Karel Elektronik, Kilit Taşı Tasarım, Kuralkan Motorlu Araçlar, Nesne Tasarım, Nurus, Odda, Otokar, Parlak Kırmızı, Pehlivan Reklam, Rapido Mobilya, Seray, Temsa, Tıp-Tek, Tofaş, TRT Artistik Hizmetler, Vestel Elektronik.

İmaj Galerisi
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.