İSKİ Genel Müdürü Mevlut Vural, İstanbul’daki kuraklık üzerine konuşurken "Küresel ısınmanın getirdiği sıkıntıyı şiddetli şekilde hissediyoruz" dedi.

İstanbul’un su fotoğrafını çeker misiniz?
- Dünyanın en büyük birkaç metropolünden biri olan İstanbul, cazibesinden ötürü sürekli göç alan bir konuma gelmiştir. Tarih boyunca da şehre su ulaştırmak hep maliyetli olmuştur. Su sorunundan kurtulamamıştır. İstanbul yüzeysel su kaynaklarıyla beslenmektedir. Büyük tatlı su kaynaklarına uzaktır. Toplam su kaynaklarının yıllık verimi 1 milyar 170 milyon metreküptür. Yıllık tüketilen miktar ise yaklaşık 750 milyon metreküp civarındadır. Yani yağış miktarı mevsim normallerinde seyrettiği takdirde İstanbul’un su kaynaklarının verimi 1.5 yıl yetecek düzeydedir. 50 yıllık verilere bakıldığında aralıktan nisana kadar yağış ortalaması 389.5 kg’dır. Yine bu süre zarfında bulunduğumuz yılı saymazsak en kurak yılda metrekareye 219.3 kg yağış düşmüştür. Geçtiğimiz aynı dönemde ise İstanbul’a düşen yağış miktarı toplam yalnızca 121.4 kg olmuştur.

Abone 3 kat arttı

Abone sayısı...
- İstanbul ilinin tüm sınırlarının Büyükşehir’e bağlanması ile hizmet sahası üç kat büyümüştür. Yani İSKİ’nin müşteri sayısı 1.5 milyondan 4 milyona çıkmıştır. Herhangi bir susuzluk yaşanmaması için yeni su kaynaklarının acilen devreye alınması gerekmektedir. Bu doğrultuda kısa ve uzun vadeli projeksiyonla projeler hazırlıyoruz. Bunların başında, 2010’da bitmesi öngörülen Melen projesinin ilk kademesinin 2007 Eylül ayında tamamlanabilmesi için çalışmalara hız verdik. Melen’in ilk kademesinden İstanbul’a 268 milyon metreküplük ilave bir kaynak sağlanmış olacaktır. Silivri ve civarında Danamandıra’daki kuyulara yenilerini ekleyerek yeraltı suyu kapasitesini günlük 50 bin metreküp kapasiteye ulaştırdık. Bu yaklaşık 340 bin kişinin günlük su ihtiyacına tekabül ediyor. Su kaçaklarıyla etkin mücadele yürüterek kayıp ve kaçak oranını minimum seviyeye çekeceğiz. Istrancalar Projesi’nin 3. ve 4. kısım projelerine start veriyoruz. Yeşilçay Nehri üzerinde İsaköy ve Sungurlu barajlarını inşa ederek yıllık 190 milyon metreküp su sağlayacağız.

Istranca derelerinden sağlanan suda azalma var ama...
- Yazdığınız gibi Pabuçdere’de şu anda su yoktur. Elbette gökten yağış gelmezse, Mevlut Vural göğü yarıp yağmur yağdıracak değildir. Ben daha 2.5 aylık genel müdürüm, iklim değişiklikleri ve küresel ısınma neticesinde yaşanan kuraklıktan İstanbulluların etkilenmemesi sağlanacaktır.

Deniz suyundan içme suyu temini için ne yapılıyor?
- Deniz suyu en son çarelerden biridir. Ancak bizim metreküpü 2-3 dolardan su alacak halkımız yoktur. Bu konuda birçok yabancı firma ile görüşüyoruz. Ancak maliyetlerin makul bir seviyeye düşürülmesi gerekmektedir. Bu konuda belki yıl sonuna kadar bir karar vereceğiz. Bu konuda ’reklam’ yapmak istemiyoruz.

İnşallah kıyamet kopmaz

İstanbul’a bu kadar imar yoğunluğu getirilmesi doğru mu?
- Bu benim içinde olmadığım bir konu; tartışmak istemem. Ben İSKİ Genel Müdürü’yüm, İmar Daire Başkanı değilim. Ben Büyükşehir’de iki yıl genel sekreter yardımcılığı yaptım, İSKİ’nin yatırımlarından sorumlu oldum. Daha önce Köy Hizmetleri’nde çalıştım, İstanbul’u ve su durumunu bilirim. Gece gündüz çalışıyorum; inşallah bu çalışmamız semeresini verir.

Eski İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel, 1990-91 kuraklık sırasında yaşadığı sıkıntılarından yola çıkarak, İstanbul’da vahim bir döneme girildiğini, İSKİ’nin bu konuda İstanbullulara gerçeği anlatması gerektiğini söylüyor.
- Ergun Bey’i fotoğraflarından tanırım. İstanbullulardan gizli saklı bir şeyimiz yoktur. Su konusunda yaptığımız orta ve uzun vadeli projelerle her zaman gerekli bilgiyi veriyoruz. Eğer Sayın Göknel’in önerecek fikirleri varsa, her Türk vatandaşı gibi kapımız açıktır kendisine... Ancak biz deprem olacak diye milleti galeyana getirecek insan olmak istiyoruz. Doğru dürüst bilgilendirmek istiyoruz İstanbulluları... ’Titanik’ için sağlam dediler ama battı. Kıyamet koparsa hep birlikte gideriz, inşallah kıyamet kopmaz.

Kar yok, yeraltı sularını bilinçsizce kullanıyoruz, sonra da büyük maliyetlerle İstanbul’a su teminine çalışıyoruz. Ama ’suç’ ortada; siyasilerimiz bu coğrafyanın bu nüfusu kaldıramayacağını hálá görmediler.