Yıllardır güne Bağcılar/ Güneşli yolunda başlıyoruz. Ama erken saatlerde de tenha değil artık TEM. Geçerken görmüşsünüzdür. Şehirden gazetelere giderken solunuzda iki kule yükselir. İnşaına başlanalı on yılı geçti sanırım. Bir işyeri sitesi. Kuleler de tamamlandı, bütün işyeri binaları da. Ama hayattan, hareketten pek bir eser yok.
Cumartesi geceleri geç saatte, Kanal D'ye gitmek için Giyimkent'ten geçiyoruz. (Evet, TEKSTİLKENT filan derken, galiba Türkçe'de karar kılındı, artık GİYİMKENT deniyor.)
Gece büsbütün metruk, boş görünüyor. Karanlık, ışıksız... Bir Petrol Ofisi servis istasyonu var canlı ve ışıklı.
Yıllar yılı, giyim sanayicileri niye gelmezler yeni yerlerine, diye, sorumlusu oymuş gibi her sabah Fuat'a hesap sordum. Kulenin birinde (Bunun adı da tower'lidir belki ben bilmiyorum. Kararım, han gibi eski, gökdelen gibi yeni kelimelere itibar edilmeyişine bakarak, bu türlü çok uzun boylu binalara kule demek. Giyimkent Kuleleri diyebiliriz pekâlâ. Hürriyet-Kule de diyebileceğimiz gibi... Bu tercih rahmetli usta Burhan Felek'indir; Galatasaray'daki yeni Sanayi Odası binasına ODAKULE adını o vermişti.
Giyimkent Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Çınar nihayet basın-yayını bilgilendirmeye başladı. Harekete geçeceklerinin işaretidir, diyelim.
Önce şunu söyleyeyim: Giyimkent'in canlanması bizim yolumuzun biraz daha tıkanması anlamına gelecektir, diyen vardır mutlaka. Haklıdırlar. Ama aynı Giyimkent, metronun bir an önce Bağcılar'a, Güneşli'ye uzanmasını da zorlayacaktır. Unutmayın arkadaşlar, paraca sıkılan kuruluşlarımızda benzin sıkıntısı da başladı. Siz beni dinleyin de, metro işini giyimcilerle birlik olup biz de zorlayalım biraz.
Şimdi dönelim yüzümüzü Başkan Kadir Topbaş'a.
– İlk iş olarak siz, metro çalışmalarına bir an önce ağırlığınızı koyun rica ederiz!
Ve lütfen Plakçılar Çarşısı'na dönen İMÇ'yi; Perşembe Pazarı'ndan nakil işi hâlâ tamamlanmamış Perpa'nın düştüğü durumu hatırınızdan çıkarmayın ki, hata tekrarlanmasın.
Giyimci metro diyor, İstanbul dışından gelecek müşterisinin yeni işyerine ulaşmakta güçlük çekeceğini bildiği için. Büyük firmalar burada yer almış, depo olarak kullanıyor. Ha deyince göçecekler. Ama küçükler 20/30.000 dolardan 250/300.000 dolara çıkan fiyatlardan şikâyetçi. Mahmutpaşa, Gedikpaşa, Yeşildirek gidecek de, Osmanbey esnafı yerinde kalırsa haksızlık olmayacak mı, düşüncesinden rahatsızlar. Sultanhamam hanları otelleşmeye başlayınca tarihî yarımadada barınamaz hale gelecekler; çünkü bütün caddeler şantiyeye dönecek, diye endişedeler.
Giyimkent 2002'den beri onları bekliyor. Hazır işyerlerinin yüzde 70'i hâlâ boş. İşyeri sayısı 2 500 kadar. 2010'da Avrupa Başkenti olacak İstanbul'un, manifaturacılarını, kumaşçılarını, hazır giyim pazarını Tarihî Yarımada'da daha fazla barındırması mümkün dağil.
Belediye'ye seslenirken gazeteciyi de düşünmüyor değilim. Burnumuzun dibindeki, bizi de yakından ilgilendiren bir mesele bu. Hiç oralarda değiliz.
Radikal ikidir üzerine gitmese, İstanbul'un böyle bir derdi yoktur sanılacak.
Kötü not alıyoruz!